Yabancılar DıBS'ten kaçıyor mu, yoksa...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

EKO ANALİZ / Alaattin AKTAŞ ala.aktas@gmail.com Yabancı yatırımcıların devlet iç borçlanma senetlerindeki payı uzun bir aradan sonra yüzde 30'un altına geriledi. Banka dışı kesimin elindeki DİBS stoku son bir yıl itibariyle çok değişmedi, ancak yabancıların payı neredeyse düzenli olarak azaldı. Geçen yılın mayıs ayı sonunda banka dışı kesimin sahip olduğu DİBS stokunun yüzde 37'si yabancılarda bulunuyordu. Söz konusu tarihte 116.6 milyar YTL'lik DİBS stoku vardı, yabancıların elindeki tutar ise 43.1 milyar düzeyindeydi. Yabancı payı, temmuzda yüzde 38.1'le rekor düzeye çıktı, sonra gerileme başladı. Küçük iniş-çıkışlar yaşanmakla birlikte banka dışı kesimin elindeki DİBS stokunda yabancıların payı bu yılın mart ayı sonuna kadar yüzde 30'un altına inmedi. Mart ayında yüzde 30.8 olarak gerçekleşen yabancı payı, nisanda yüzde 29.1'e, mayısta ise yüzde 28.7'ye geriledi. Geçen yılın temmuz ayı sonunda 44.6 milyar YTL tutarında devlet iç borçlanma senedine sahip olan yabancılar, mayıs sonu itibariyle artık 34.1 milyar YTL'lik DİBS taşıyorlar. Yani, söz konusu tarihler itibariyle banka dışı kesimin toplam DİBS portföyü yüzde 1.5 oranında 1.8 milyar YTL artarken, yabancıların portföyü yüzde 23.5 oranında 10.5 milyar YTL gerilemiş oldu. Bir başka ifadeyle, bu dönemde yerli yatırımcının DİBS portföyü 12.3 milyar YTL artttı. Bütün dünyaya hakim olan dalgalanmadan ve likidite sıkışıklığından bizim de payımıza bir şeyler düşecekti elbette. Dolayısıyla, yabancı payındaki gerilemeyi çok da yadırgamamak gerekir. Ancak, bu gerilemenin yalnızca uluslararası likidite sıkışıklığından kaynaklandığını söylemek ne kadar doğru olur? Örneğin, AKP için açılan kapatma davası, "ürkek" olduğu hep vurgulanagelen yabancı sermayeyi çok korkutmuş mudur? Son aylardaki gerilemenin nedeni, bu dava mıdır? Bu sorunun yanıtı, "kısmen evet" olabilir ancak. Eğer dava yabancıları paniğe sürükleseydi, bu kesimin portföyünde mayıs ayında yaşanan küçük artışı (pay düşmekle birlikte) açıklamak mümkün olmazdı. Hazine, son dönemdeki borçlanmalarında "müşteri" bulamaz hale geliyor. Üstelik, bu ay fazla ödemesi olmayan Hazine'nin, çok borçlanması da gerekmiyor. Ama bir tıkanıklığın işaretleri var. Faiz, yükselme eğiliminde. Merkez Bankası'nın yeniden faiz artıracağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Bugünlerde yüzde 20-21'lere ulaşan faizin daha da artacağını bekliyor olsanız, siz kağıt alır mısınız? Niye bir süre daha bekleyip daha yüksek faizden, yani daha düşük fiyattan kağıt almayasınız ki? Hazine iskontolu ihaleler yoluyla gerçekleştirdiği borçlanmalarda bu yıl her geçen ay daha yüksek faiz ödedi. Borçlanma ağırlıklı faiz oranları ocakta yüzde 16.23, şubatta 16.72, martta 17.49, nisanda 18.28, mayısta ise 19.57 oldu. Haziran ortalamasının yüzde 20'yi aşacağı da kesin. Hem iç, hem dış kaynaklı sorunlar çığ gibi büyürken, çare olarak faiz artırmamız gerektiğini dünyaya ilan ederken, yabancı gelip şu aşamada neden alım yapsın ki? Şimdi biraz da "naz" yaparcasına bekliyorlar sanki; biraz daha sıkışalım, daha yüksek faize razı olalım, diye. Senaryo kaba hatlarıyla belli gibi; temmuzdan itibaren kamu kağıtlarına yeniden girilecek, yıl sonuna doğru da çıkılacak... Banka Dışı Kesimin Elindeki Toplam DİBS ve Yabancı Payı (Milyar YTL) Toplam Yabancı Yab.Payı(%) May.07 116,6 43,1 37,0 Haz.07 114,3 42,5 37,2 Tem.07 117,2 44,6 38,1 Ağu.07 113,9 39,6 34,8 Eyl.07 115,5 40,1 34,7 Eki.07 118,1 40,1 34,0 Kas.07 115,2 35,7 31,0 Ara.07 117,3 37,0 31,5 Oca.08 117,8 38,0 32,3 Şub.08 120,2 37,8 31,4 Mar.08 117,8 36,3 30,8 Nis.08 116,5 33,9 29,1 May.08 119,0 34,1 28,7

Tüm yazılarını göster