Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) 2012 yılı 2. Barometre Anketi sonuçlarına göre YASED üyelerinin yüzde 65'i "Türkiye'de ekonomik büyüme sabit kalacak veya hızlanacak" şeklinde görüş bildirdi.
Araştırmaya katılan uluslararası yatırımcıların yüzde 53'ü Türkiye'ye 2012 yılında 15-20 milyar dolar arasında uluslararası doğrudan yatırım girişi olmasını bekliyor. En fazla yatırım yapılacak sektörler, enerji, finansal hizmetler, otomotiv ve yan sanayi diye sıralandı.
Türkiye'ye yıl içinde dış kaynak (1) Doğrudan yabancı sermaye yatırımı, (2) Portföy yatırımı, (3) Dış kredi olarak giriyor.
2011 yılında doğrudan yabancı sermaye girişi 13.5 milyar dolar, portföy yatırımı girişi 21.8 milyar dolar, dış kredi girişi 31.2 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.
Doğrudan yabancı sermaye girişinin tamamı sabit sermaye yatırımına ve yeni yatırım projelerine dönük olmuyor.
Kapasite artırımı, temsilcilik gideri gibi ihtiyaçlar için de döviz girişi gerçekleşiyor.
YASED Anketi'ne cevap verenler herhalde hem kendilerinin getireceği yabancı sermaye hem de başka kuruluşların getireceği yabancı sermaye konusunda tahminde bulunmuşlardır.
Tabii ki önemli olan daha önce gelenlerin mutluluğu. Onlar mutlu olacak, para kazanacak ki, hem kendileri daha fazla döviz getirsin hem de başkalarına davetiye çıkartsın.
Açıklanan anket sonuçlarına göre YASED üyeleri, 2012 yılının ilk 6 ayında hedeflerini büyük ölçüde gerçekleştirmiş. Bu iyi bir haberdir.
Üyelerin yüzde 38'i ciro hedeflerinin üzerine çıktıklarını kaydederken, ciro hedeflerini 'büyük oranda' gerçekleştirenlerin oranı yüzde 47 olmuş.
Üretim rakamlarında ise üyelerin yüzde 36'sı hedefin üzerine çıktığını bildirirken, 'Hedefim büyük oranda gerçekleşti' diyenlerin oranı yüzde 47 olmuş. Kârlılıkta, katılımcıların yüzde 44'ü, pazar payı oranlarında da yüzde 64'ü hedeflerinin büyük oranda gerçekleştiğini belirtmiş.
Ülke ekonomisinde işler iyi gitmiyor ise, bu yabancıları da üzer. Eğer talep büyümüyor ise yabancı sermayeli kuruluşlar da üretimi ve istihdamı artıramaz. Ancak son ankette, yabancı sermayeli kuruluşların büyümenin yavaşlamasından fazla şikayetçi görünmemeleri dikkat çekmektedir.