Yabancı kur düşükken sattı kur yükselince yavaş yavaş alıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bir süre önce bu kur düzeyinin yabancının Türkiye'ye gelmesi için çok elverişli olduğuna dikkat çekmiştik. Ama yabancılar kur yüksek olduğu halde Türkiye'ye para getirme konusunda pek gönüllü davranmıyorlardı, bunun da tehlikeli bir beklentiye işaret ettiğini ifade etmiştik.
Neydi o beklenti... Birincisi kurun daha da artacağı umuluyor olabilirdi. İkincisi de hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi fiyatlarının daha da gerileyeceği beklentisiyle hareket edilmesi muhtemeldi. İşte o yüzden de kur görece çok yüksek olduğu halde Türkiye'ye gelmekten kaçınma duygusu ağır basıyor gibi bir görüntü vardı.

Tabii ki bunlar ekonomik etkenlerdi. Bir de Türkiye'nin siyaseten yaşadıkları ve bunun yol açtığı kaygılar söz konusu olabilirdi.

Üstelik yabancı yatırımcı kasım ayında yüklü miktarda satış yapmış ve kur düşükken dövizini cebine koymuştu. Oysa şimdi döviz kasım ayına göre çok yüksekti ve aynı döviz getirilerek çok daha fazla Türk Lirası elde edilmesi mümkündü. İşte o yüzden kasım ayında çıkan yabancının gelmesi bekleniyordu. Bu bekleyiş geçen haftaya kadar sürdü.

Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye bakışlarını geçen hafta önemli ölçüde değiştirdikleri gözlendi. Bu uzun soluklu olur mu, olmaz mı, bilinmez; ama yabancı yatırımcılar 30 Ocak-3 Şubat haftasında 348.8 milyon doları hisse senedi, 169.7 milyon doları da devlet iç borçlanma senedi olmak üzere tam 518.6 milyon dolarlık alım gerçekleştirdiler.

Geçen haftaki yaklaşık 519 milyon dolarlık net alım, yabancıların eylülün son haftasındaki 662 milyon dolarlık alımından sonraki en yüksek haftalık tutar olarak kayıtlara geçti. Dolayısıyla yabancı yatırımcıların geçen haftaki alımları hiç de yabana atılacak, önemsenmeyecek bir tutar değil.

Giriş eğilimi tutardan önemli

"Komşu komşunun külüne muhtaç" diye bir söz var. Biz de yakınsak da, "bizi sömürüyorlar" diye eleştirsek de yabancının para getirip menkul kıymetlerimizi almasına muhtacız. Çünkü dövize ihtiyacımız var.

Hem artık herhalde Merkez Bankası'nın açıkladığı şu rakamlar iyiden iyiye gösterdi ki dövizde Türkiye üstüne oyun oynayan falan yok. Dövizin artmasına yol açanlar, ki bunu Başbakan Binali Yıldırım da zaten söyledi, döviz borcu olan Türk şirketlerinin alımları.

Yabancılar, istisnai dönemler hariç, dövizi artırmıyorlar; tam aksine döviz getirerek kurun daha dingin seyretmesine bir anlamda katkıda bulunuyorlar.

Yabancı deli mi ki döviz kuru yüksekken Türkiye'den çıkmaya kalkışsın ve eline daha az döviz geçmesine razı olsun. Yabancının taktiği belli. Döviz yüksekken Türkiye'ye gelmek, döviz ucuzlayınca da çıkmak.

Enflasyon TL tasarruf edenleri ezip geçiyor

Ocak ayında tahminlerin üstüne çıkarak yüzde 2.46'ya ulaşan, ocak itibariyle son bir yılda ise yüzde 9.22'ye fırlayan tüketici fiyatlarındaki artış, birikimlerini Türk Lirası cinsinden tutanların büyük zararlara uğramalarına yol açtı. Gerçi bu durum çok da yeni değil. Bir yandan daha da düşürülmesi gerektiği dile getirilen faizler, tasarruf sahibinin enflasyona genellikle yenik düşmesi sonucunu doğuruyor.

TÜİK'in dün açıkladığı verilere göre, mevduat ocak ayında reel olarak yüzde 1.68 kayba yol açtı. Devlet iç borçlanma senedine yatırım yapanların ocak ayındaki reel kaybı ise yüzde 1.96 olarak hesaplandı.

Kayıp yalnızca ocak ayıyla sınırlı değil. TÜİK verilerine göre, mevduat ocak itibariyle son üç ayda yüzde 2.03, son altı ayda da yüzde 0.89 zarar ettirdi. Mevduat yalnızca son bir yılda yüzde 0.51 reel kar sağladı. Ne var ki bu oranların brüt mevduat faizi üstünden hesaplandığını, faiz üstündeki stopaj dikkate alındığında kayıpların daha da büyüyeceğini, son bir yıldaki kazancın da kayba dönüşeceğini dikkate almakta yarar var.

Devlet iç borçlanma senedinde son dönemde yaşanan kayıplar ise çok daha yüksek oranda. DİBS yatırımcısı ocak itibariyle son üç ayda yüzde 6.80, son altı ayda ise yüzde 6.27 kayba uğradı. Oranların böylesine yüksek olmasında en büyük etken faizlerde son dönemde gözlenen artış. Faizin artması, menkul kıymetlerin fiyatının düşmesi demek çünkü. Tasarrufunu devlet iç borçlanma senedi alarak değerlendirenlerin ocak itibariyle son bir yıldaki getirisi ise yalnızca yüzde 0.68 düzeyinde.

Dövizde kazanç iyi

Tasarrufunu döviz alarak değerlendirmeyi tercih edenler ise tahmin edileceği gibi olağanüstü kazançlar elde ediyorlar.

Dolar ocak ayında reel olarak yüzde 4.68, ocak itibariyle son üç ayda yüzde 16.55, son altı ayda yüzde 18.97, son bir yılda yüzde 14.02 kazanç sağladı. Dolar kadar olmasa da benzer oranlar euro için de geçerli. Euro tasarruf edenler ocakta yüzde 5.46, ocak itibariyle son üç ayda yüzde 12.22, son altı ayda yüzde 14.33, son bir yılda yüzde 11.5 kazanç elde etti.

Öte yandan altın, tasarruf sahibine en çok kazandıran yatırım aracı konumunda. Altındaki reel kazanç ocak ayında yüzde 7.85'i, son bir yılda yüzde 23.87'yi buldu.

Aynı şekilde hisse senetleri de ortalama olarak ocakta yüzde 3.37, son bir yılda yüzde 4.17 kazandırdı.

Tüm yazılarını göster