Yabancı dil hazırlık sınıfları para tuzağı mı?

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Dertli veliler

Üniversiteye giriş sınavı sonuçları açıklandı. İyi puan alacağını tahmin ettiğim kişilere "Sınav nasıl geçti?" sorusunu sormak sorun değildir. Ancak tersi durumlarda sorumu çekine çekine sorarım. Yine böyle bir durumdu. Babaya sordum "Ne yaptı sınavlarda sizin çocuk?". Baba iç çekti "Biliyorsunuz bizim oğlan özel üniversitede idi. Sınava girdi, iyi puan aldı. Devlet okuluna geçecek"dedi. Ben de "Ne kadar iyi; kutlarım" dedim. Ama baba dertli idi; "İki yılı boşa gitti. Hele şu İngilizce  hazırlık sınıfı tam bir kayıp. Hem o kadar para veriyorsun, hem de çok sıkıyorlar çocukları". Gruptaki başka bir baba da katıldı konuşmaya "Şu ingilizce işini ben de sevmiyorum. Bir yıl boşa gidiyor. Halbuki bunu dört yıla yaysalar; yaz okullarında öğretseler daha iyi olur. Ama para tuzağı işte" dedi.

Yabancı dilin önemi

Maalesef toplumumuzda yabancı dilin önemi henüz tam anlamıyla kavranmış değil. Bu nedenle, bazıları yabancı dil hazırlık okulunda geçen süreye bir kayıp olarak bakabiliyor. Halbuki küreselleşmenin her geçen gün daha da  yaygınlaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada  ya müşteriniz yabancı olacak, ya tedarikçiniz, ya patronunuz, ya çalışma arkadaşınız, ya da saydıklarımın hepsi. Böyle bir dünyada iletişimi sağlayabilmek için en az bir yabancı dili, İngilizceyi, bilmek gerekiyor. Öğrenim yaşamında da yabancı dil elzemdir. Yabancı kaynaklara ulaşabilmek için İngilizce gereklidir. Örneğin, bir konu araştırmaya kalkın. İnternette tarama yapın. Önce o konunun Türkçesini, sonra da İngilizcesini yazıp arayın. Sonra da her iki durumda da bulduğunuz sonuç sayısına bakın. Bu iki sayıyı karşılaştırın, ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bu nedenle, "Efendim hazırlık okulunda okumasınlar, yıllara yaysınlar" çok yerinde bir çözüm değildir.

Dil öğrenmek kolay mı?

Yabancı dil öğrenmek o kadar kolay değildir. Her şey gibi, yabancı dil öğrenmek için de kişi bu işe yüreğini ve beynini koymalıdır. Dilin sürekli peşinden gitmeli, öğrenilenleri pekiştirmelidir. Bazen velilerden duyarım "Bizim çocuğun İngilizcesi iyi, sadece fazla kelime bilmiyor". Dil bilmek, o dilin kurallarını bilmek ve zengin bir sözcük dağarcığına sahip olmak demektir. Bunun için de sürekli okumak ve araştırmak; yeni sözcükler peşinde koşmak gerekir.

Dil öğrenmek çok ciddi gayret istediğinden yabancı dil okulları da gereken ciddiyette olmalı, öğrenciyi yeterince sıkmalıdır.  Ama öğrenciler üniversitelerin yabancı dil hazırlık sınıflarına, o büyük seçme ve yerleştirme sınavından sonra yorgun savaşçı olarak geliyorlar. Yabancı dil öğrenmenin   ciddi bir süreç  olduğunun farkında olmuyorlar.  Hazırlık sınıfının belki de öğrenim hayatlarının en önemli sınıfı olduğunu anlamıyorlar. Hazırlık okulunu ciddiye almıyor, bir nevi tatil gibi bakıyorlar. Belki başka derslerde sınavı geçince olay bitiyor; o derste kapsanan şeylere acilen ihtiyaçları olmuyor. Ama yabancı dili hemen kullanılıyorlar. Eğer iyi öğrenmemişlerse,  bilmedikleri hemen ayaklarına dolanıyor.

Yabancı dil yerinde mi öğrenilir?

"Yok arkadaş, çok denedim olmuyor. Bu dili gidip yerinde, memleketinde öğreneceksin" diyen bir çok kişiye rastladım.  Ben de onlardan birisi idim. Ancak yerine(!) (USA)gidince öğrendim ki, yerinde öğrenmekle, burda öğrenmenin arasında çok büyük fark yok. Maalesef yerinde de yine siz "öğrenmek" zorundasınız. Orda da sözcük öğrenmek için okumalısınız, burda da. Ama neden insanlar böyle der? Nedenleri çeşitlidir. Bunlardan en önemlisi, havlu atmak, mutfaktan kaçmak  için bahanedir.  Diğeri ise dil bilmeyi sadece konuşmaya indirgeme yanlış anlayışıdır. Yabancı ülkede mecbur kalırsınız, anlaşmak için dilin başını gözünü yara yara konuşmaya çalışırsınız ve de konuşursunuz. Evet yabancı ülkede konuşmanız, Türkiye'ye göre daha kolaydır. Ama dil bilmek sadece konuşma değildir. Hem de günlük konuşma dilinde kullanılan sözcük sayısı çok sınırlıdır. Örneğin, Kapalıçarşıda her dilden 10 cümle konuşarak onlarca dil bilen(!) çok satıcı vardır.

Sonuç

Küreselleşmenin bu denli yaygınlaştığı bir dünyada yabancı dil bilmemek, bu dünyaya yabancı kalmak demektir. Bu nedenle böyle bir dünyada çalışmak isteyen kişiler,başta İngilizce olmak üzere, en az bir dili iyi derecede bilmeleri gerekir. Öte yandan yabancı dil öğrenmek, her öğrenme gibi, kolay değildir. Sürekli bir çabayı gerektirir. Öğrenciler yabancı dil hazırlık okullarında geçen zamanı iyi değerlendirmelidir. Çünkü ömür boyu kullanabilecekleri bir beceriye yatırım yaptıklarının farkında olmalıdırlar. Eğer bu gözönüne alınırsa, yabancı dil okullarına verilen para en kârlı yatırımlardan  birisidir.

Tüm yazılarını göster