Ya OVP hedefleri tutmayacak ya da iktisat kitapları yeniden yazılacak!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye aylardır Türk Lirası'nın değerini, daha doğrusu TL'nin değerli olduğunu ve bunun dış ticaret dengelerini nasıl bozduğunu tartışıyor. İhracatçılar sürekli TL'nin değerini yüksek tutacak politikalar izlediği gerekçesiyle Merkez Bankası'na yükleniyorlar. Dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da doğal olarak ihracatçıdan yana; Çağlayan, Merkez Bankası'nı en sert eleştiren isimlerden. Öte yandan Başbakan Erdoğan güçlü TL'den yana açıkça tavır koyuyor. Merkez Bankası'nın faizi düşürme ve döviz ihalelerinde daha çok döviz alma uygulamaları ise hiç işe yaramıyor, dolar değer yitirmeye devam ediyor. Özetlediğimiz bu tablo, bugüne kadar yaşadıklarımız. Ya yarın neler yaşayacağımız öngörülüyor?

İşte komedi burada başlıyor. 2011-2013 dönemini kapsayan orta vadeli program çerçevesindeki öngörülen bazı büyüklükler arasındaki bir dizi çelişki dikkati çekiyor. Öyle ki, öngörülen bu rakamların tümüne birden ulaşmak hiçbir şekilde mümkün görünmüyor. Dolayısıyla OVP'de bir dizi hedefin tutmayacağı şimdiden gün gibi aşikar. Yok eğer OVP'deki bu hedeflerin tümü tutarsa, işte o zaman da iktisat kitaplarını yeniden kaleme almak gerekiyor.

Kur ve dış ticaret

Geçen yılın ortalamasında 1.5471 olan dolar kurunun bu yıl 1.5055 olması bekleniyor. Yani dolarda yüzde 2.7 düşüş söz konusu. Yıllık ortalama enflasyonu gösteren deflatör ise yüzde 8 düzeyinde tahmin ediliyor. Bir yandan enflasyon artıyor, öbür yandan kur geriliyor, yani TL hızla değer kazanıyor. İşte TL'deki bu değerlenme dış ticarete yansıyor ve OVP'de yer alan tahminlerde bu yıl ihracatın geçen yıla göre yüzde 9.4, ithalatın yüzde 26 artacağı belirtiliyor. Gelecek yıl dolar kurunda yüzde 3.3 artış bekleniyor. Ancak, deflatörde yüzde 5.8 ile kurdan daha hızlı bir artış öngörüsü söz konusu. Kur artışının enflasyonun altında kalacağı, yani TL'nin değerlenmeye devam edeceği bir dönemde ihracatın yüzde 13.7, ithalatın ise yüzde 12.4 artacağı hedefleniyor.

Bu tuhaf ve anlaşılmaz öngörü yalnızca 2011 için geçerli değil ki… 2012'de dolar kuru yüzde 1.9 artacak, deflatör yüzde 5.3 olacak; yani TL yine değerlenecek, ama ihracat ithalattan daha hızlı artacak. Nasıl olacaksa…

2013'te de durum aynı. Dolarda yüzde 2.6 artış öngörülürken, deflatör yüzde 4.8 olarak bekleniyor; TL yine değerleniyor, ama ihracat ithalattan daha yüksek oranda artmaya devam ediyor.

Hükümet bu rakamları ortaya koyduğuna ve program olarak kamuoyuna açıkladığına göre, demek ki döviz kurundaki artışın enflasyonun altında kalması ihracatçı açısından herhangi bir sorun yaratmıyor. Aynı şekilde bu durum ithalatı tırmandıran bir etkiye de sahip değil.

Anlaşılan bu yılı istisnai bir yıl olarak görmek durumundayız. Bu yıl kur gerileyince ve enflasyon yaşanınca, yani TL reel olarak değer kazanınca ihracat sınırlı bir artış gösterdi, ithalat ise hızlı bir büyüme kaydetti. TL değerlendiğinde hep böyle olacağı sanılıyordu; ama demek ki değilmiş. TL'nin reel olarak değerlenmesinin öngörüldüğü 2011, 2012 ve 2013 yıllarında ihracatın ithalattan daha hızlı artması beklendiğine göre…

Bu nasıl program…

Gerçekten anlaşılması, yorumlanması güç bir program var elimizde. Hiç kimse güçlü TL'nin ihracatı artıracağını, ithalat artışını frenleyebileceğini söyleyebilecek durumda değil. Ama bu bilgiye sahip birileri var ki, böylesi bir rakam serisini oluşturabiliyor. Neredeyse dünyadaki tüm ülkeler ihracatlarını artırabilmek için kur savaşına girmeye hazırlanıyor, biz kur konusunu Merkez Bankası'na ihale edip geriye çekilmiş bir durumda olan biteni izlemekle yetiniyor, sonra da daha da güçlenecek TL ile ihracatı ithalattan daha fazla artıracağımızı öngörüyoruz. Dedik ya, bunu sağlayalım, iktisat kitapları Türkiye dip notuyla yeniden yazılır.

Hedeflerdeki revizyon

2010-2012 döneminin orta vadeli programıyla 2011-2013 döneminin orta vadeli programında bazı yıllar ortak. Örneğin geçen yıl açıklanan orta vadeli programda hedef olarak bulunan 2010 verileri, bu yılki programda artık gerçekleşme tahmini biçiminde yer alıyor. İşte 2010'un hedef rakamları ile gerçekleşme tahmini arasında bazı büyüklüklerde çok önemli farklar olduğu dikkati çekiyor. 2010'daki bu sapmanın da diğer yılları etkilediği gözleniyor.

2010 hedef ve gerçekleşme beklentisi arasında en belirgin fark görülen büyüklükler arasında cari denge geliyor. Ağırlıklı olarak ithalatın öngörülen düzeyin 24.5 milyar dolar üstünde bekleniyor olmasının etkisiyle cari açık da 18 milyar dolarlık hedefe karşılık artık 39 milyar dolar düzeyinde tahmin ediliyor.

2010 için başlangıçta 1.6053 düzeyinde öngörülen dolar kurunun 1.5055'e çekilmesi, dolar cinsi GSYH'nin ve kişi başına gelirin büyük görünmesi sonucunu doğuruyor.

En büyük sapma, yüzde 3.5 olarak öngörülen büyüme hızının yüzde 6.8'e revize edilmesiyle kendini gösteriyor. Kuşkusuz büyümeye ilişkin bu sapma, olumlu yönde bir sapma. Aynı şekilde işsizlik oranına ilişkin 2010 hedefinin yüzde 14.6'dan yüzde 12.2'ye, merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 4.9'dan yüzde 4'e gerilemesi olumlu revizyonlar.   

İşte iktisat kitaplarını değiştirtecek OVP hedefleri
2009 2010 2011 2012 2013
Gerçek. Tahmin Hedef Hedef Hedef
İhracat (Milyar $) 102,1 111,7 127,0 143,5 160,0
İthalat (Milyar $) 140,9 177,5 199,5 222,5 245,0
Dış Ticaret Açığı (Milyar $) -38,8 -65,8 -72,5 -79,0 -85,0
Önceki yıla göre değişim (%)          
İhracat -22,7 9,4 13,7 13,0 11,5
İthalat -30,2 26,0 12,4 11,5 10,1
Dış ticaret açığı -44,6 69,6 10,2 9,0 7,6
Ortalama dolar kuru (TL) 1,5471 1,5055 1,5557 1,5856 1,6265
Dolar kurunun değişimi(%) 19,7 -2,7 3,3 1,9 2,6
Deflatör (%) 5,1 8,0 5,8 5,3 4,8
Tüm yazılarını göster