Verimlilik olmadan sürdürülebilir kalkınamayız!

Verimlilik, sürdürülebilir kalkınma için temel gündemi oluşturan 17 sürdürülebilir kalkınma amacına ulaşılmasını destekleyebilecek en önemli meselelerden bir tanesi. Aslında bu iki kavram arasında iki yönlü bir ilişki bulunuyor.

Prof. Dr. Çisil SOHODOL cisil.sohodol@dunya.com

Verimlilik, sürdürülebilir kalkınma için temel gündemi oluşturan 17 sürdürülebilir kalkınma amacına ulaşılmasını destekleyebilecek en önemli meselelerden bir tanesi. Aslında bu iki kavram arasında iki yönlü bir ilişki bulunuyor. Yani, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına yatırım  yapmak,   genel anlamda verimliliği artırabilir ve verimlilik bir işletme amacı haline getirilip başarıldığında sürdürülebilir kalkınmayı destekleyebilir. Verimliliğe odaklanmak, ülkelerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarının birçoğuna ulaşma mücadelesi için kapsayıcı bir çerçeve sağlar. Çünkü farklı sektörler bazından verimlilik artışı demek, yoksulluğun ve açlığın önlenmesi, iklim eylemi, insana yakışır iş ve büyüme, sudaki ve karadaki yaşamın korunması gibi pek çok sürdürülebilir kalkınma amacında büyük farklar yaratabilir. Verimlilik, maliyetlerin azaltılması vb. noktalarda da işletmelerin ekonomik sürdürülebilirliği üzerinde etkisi olan anahtar kavramlardan bir tanesi.

Ancak gelin görün ki ülkemizin “verimlilik” karnesi bu anlamda çok da içler açıcı bir halde değil. Verimliliğin özellikle hayati bir konu olduğu enerji sektöründe faaliyet gösteren Enerjisa Enerji, içerisinde pek çok farklı paydaşı bir araya getirerek oluşturduğu ‘Daha İyi Bir Gelecek’ platformunun lansman toplantısında Türkiye çapında yürütülen ve “Türkiye Verim Haritası” başlığını taşıyan araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Araştırma, 18 farklı ilden, 12 sektörden 1.249 işletmenin katıldığı sektörel ve bölgesel analizleri içeriyor ve  “verimlilik” gibi önemli hatta hayati bir konuda ülke olarak yolun ne kadar başında olduğumuzu ve bir an önce de hızlanmaya başlamamız gerektiğini gözler önüne seriyor diyebiliriz.  

Türkiye Verim Araştırmasının sonuçlara göre verimlilik artırma konusunda girişim yapan işletme oranı sadece yüzde 22 ve işletmelerin verimlilikten bekledikleri ana fayda maliyetlerin azalması ve tasarruf sağlama odağında. Yani, verimlilik yoluyla inovasyon temelli bir rekabet gücü artırma perspektifi henüz gelişmemiş durumda ve verimlilik-sürdürülebilirlik ilişkisine stratejik bir bakış açısıyla yaklaşan işletme sayısı da özellikle kobiler düzeyinde çok az. Özetle verimlilik konusu ülkemiz için kanayan yaralardan bir tanesi.   Geçtiğimiz günlerde bu konuda Enerjisa Enerji’den bir adım geldi. Şirket ‘Daha İyi Bir Gelecek Platformu’ çatısı altında geniş çaplı bir projeye başlıyor.

Platformun lansman toplantısında Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler, enerji sektörünün odak noktalarından biri olan enerji yoğunluğunun, tam olarak ekonomik verimlilik ile ilişkili bir kavram olduğuna dikkat çekerek, iklim krizine dur demek, yıkıcı teknolojiler geliştirmek gibi konuları yalnızca tartışmak veya ilgi çekici bir slogan olarak kullanmak yerine somut adımlar atılması gerektiğine vurgu yaptı.

Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar ise Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden biri olan cari açığın azaltılmasında en önemli başlıkların başında verimlilik kavramının geldiğini belirtti. Pınar, cari açığın en büyük kısmını oluşturan enerji sektörünün büyük sorumluluk taşıdığını ve gelecek nesiller için Türkiye’de daha iyi, daha temiz ve daha verimli bir geleceğe katkı sağlamayı amaçladıklarını söyledi.

Enerjisa Enerji, Türkiye’nin verimlilik ile ilgili temel sorunlarını ve olası çözüm önerilerini ortaya koyan araştırma ile yol haritası için bir temel ortaya koydu. Verimlilik konusunu, sürdürülebilir kalkınmanın bir parçası olarak ele alacak olmalarından dolayı kişisel olarak çok sevindim.  Yollarının açık olmasını diliyorum.

Tüm yazılarını göster