Dün Maliye Bakanlığı 5 aylık bütçe rakamlarını, TÜİK istihdam rakamlarını açıkladı.
İki gösterge de "makro ekonomi" bakımından olumludur.
Özellikle bütçe rakamları başka ülkelerdeki sorunlara rağmen Türkiye'de Hükümet'in maliye politikasındaki başarısını işaret etmektedir.
Çünkü ilk 5 aylık bütçe rakamlarına göre,
Giderler yüzde 5.3 artmış.
Gelirlerdeki artış yüzde 19 olmuş.
Bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 küçülmüş.
Beş ayda bütçede 6.5 milyar TL. faiz dışı fazla verilmiştir.
Bunlar başka ülkelerde görülmeyen olumlu gelişmeyi işaret etmektedir.
Makro bakımdan bu kadar parlak olan durum, mikro bakımdan hiç de iyi değildir.
Çünkü:
Harcama kalemlerinde ilk 5 aydaki artış sadece personel ödemelerindeki yüzde 11.5 oranındaki büyümeden ve sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını kapatmak için yapılan cari transferlerdeki yüzde 9.9 oranındaki artıştan kaynaklanmaktadır.
Duble yol gibi kamu yatırımlarına yapılan harcamalar geçen yıla göre yüzde 1.8 oranında azalmıştır.
Bütçe gelirlerindeki artış ise ithalatın coşmasından kaynaklanmıştır. Ucuz döviz ithalatı coşturmuştur.
İthalden alınan KDV de yüzde 53.5 artış vardır.
İthal malı piyasaya çıkınca dahilde alınan KDV yüzde 29.6 oranında.
Dahilde alınan ÖTV yüzde 32.4 oranında artmıştır.
Gelir vergisindeki artışın yüzde 0.5 oranında kalması, ekonomideki hareketin içeride gelir yaratmadığını göstermektedir.
İthalatın coşması vergi gelirini artırıyor ama, içeride üretimi ve istihdamı geriletiyor.
İthalat demek başka ülkelerin üreticisinin cebine para koymak, işsizine iş yaratmak demektir.
Gelelim istihdam rakamlarına
Dün 15 Haziran 2010 idi. TÜİK Mart ayı işsizlik rakamlarını yayınladı. Bu rakamlara göre, klasik tanıma göre işsizlik oranı yüzde 13.7, mevsimden arındırılmış yeni tanıma göre yüzde 12.7 oranında.
DÜNYA'da dün Alaattin Aktaş'ın çok güzel bir yazısı yayınlandı. Alaattin Aktaş diyor ki, Türkiye'de en yüksek işsizlik Şubat ayında, en düşük işsizlik Mayıs ayında görülür. Şubat ayındaki işsizlik oranı, mevsimlik işler nedeniyle mayıs ayında 2.7-3.0 puan geriler.
Bilindiği gibi Sayın R.T. Erdoğan geçen ay TÜİK'in mevsimlik etkilerden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 12.7 olarak açıklandığında, "İki ay içinde işsizlik yüzde 10'lara düşünce şaşıracaksınız" demişti.
Mayıs ayı istihdam rakamları Ağustos'ta yayınlanacak. Bu durumda Ağustos'ta mevsimlik etkilerden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 10'a düşecek demektir.
Önemli olan oranlar değil. Kaç kişinin işinin olduğu, kaç kişinin işsiz olduğudur.
GÜLER SABANCI'YA FRANSIZ NİŞANI
Dün, Atlı Köşkte yapılan bir tören ile Sabancı Holding Yönetim Kurulu başkanı Güler Sabancı'ya Fransız'ların ünlü Légion d'Honneur nişanı verildi.
Bu nişan 1802 yılında Napoleon Bonapart Birinci Konsül iken, olağanüstü hizmetlerde bulunanları ödüllendirmek için verilmeye başlanmıştı.
2001 yılında Sakıp Sabancı'ya da bu nişan Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından verilmişti.
Dünkü törene katılamayan Fransa'nın ekonomi ve çalışma bakanı Christine Legarde'nin yazılı konuşmasını büyükelçi okudu.
Fransız bakan diyor ki: "Sabancı Holding Yönetim Kurulu, ailenin önerisi üzerine sizi henüz 49 yaşınızdayken aile grubunun yönetimine getirdi.
Bu grup, 50 binden fazla kişiyi istihdam eden sayısı otuz civarında şirketi yönetiyor ve mali hizmetler sektöründen lastik sektörüne, otomotivden perakendeye, çimentodan enerjiye birçok faaliyet sektöründe 15 milyar dolarlık yıllık hasılata sahip.
Sayın Güler Sabancı, aktif ve modern bir kadınsınız. Zevk sahibi ve kültürlü bir kadınsınız. Türkiye ve tüm kadınlar için bir rol modelsiniz. Bu örnek yaşam yolunuzdan ötürü, Fransa Cumhurbaşkanı sizi, Napolyon Bonapart'ın, Birinci Konsül iken, olağanüstü hizmetlerde bulunanları ödüllendirmek üzere 1802'de ihdas ettiği Legion d'Honneur nişanı ve doğrudan "Officier" mertebesi ile taltif etmeye karar verdi.
Bu ödül Güler Sabancı kadar Sabancı ailesi için de önem taşıyor. Güler Sabancı'yı ve Sabancı ailesini tebrik ederiz.