Vergi denetiminde reform

Adnan NAS ASLINA BAKARSANIZ adnan.nas@stfa.com

Geçen yılın ikinci yarısından beri başlayan ekonomik toparlanma, yani iç talepte ve ihracatta gözlenen canlanma, enflasyonu korkutucu olmayacak ölçüde yukarı iterken, basiretli para politikası uygulamasının devamı ve daha önemlisi 2009 daralmasının doğal olarak bozduğu mali dengenin 2010 bütçesiyle birlikte yeniden kontrol edilmeye başlanması, bunu destekleyecek "mali kural"ın devreye sokulması, ülkenin risk priminin düşmesini ve kredi derecelendirme kuruluşlarının ardı ardına not yükseltmelerini destekledi.Ancak haftalardır yazdığımız gibi; büyüme performansının baz etkisiyle güçleneceği 2010 yılı ile sınırlı kalmaması, yurtiçi katma değerin artmasını ve rekabetçiliğin güçlenmesini sağlayacak reform çabalarının kesintisiz sürdürülmesini gerektiriyor. Bu çabanın önemli bir bölümünü, yatırımcı için hayati önemde olan öngörülebilirliği büyük ölçüde belirleyen hukuk, vergi ve sosyal güvenlik alanlarında yapılacak iyileştirmeler oluşturacak.

Torba tasarıda önemli bir düzenleme

Bu anlamda son torba yasa tasarısında yer alan ve esas itibariyle Vergi Usul Kanunu'nun vergi incelemeleri ve mükellef hakları ile ilgili hükümlerinde kapsamlı ve genişletici değişiklikler yapan düzenlemeler gerçekten isabetli ve umut verici. Vergi denetiminin, sistemin doğal ve düzenli bir parçası olarak işlemesini sağlamayan, başlangıcından sonuçlanmasına kadar tabi olacağı usul kurallarını ayrıntısıyla düzenlemeyen mevcut hükümlerin, denetimi esas amacı olması gereken vergi kaçağını azaltmaktan çok, kurallara uyan ciddi yatırımcı kitlesinin sürekli tedirginlik altında çalışmasına ve sisteme güvenlerinin sarsılmasına yol açan bir belirsizlik yarattığı konusunda yaygın bir görüş birliği var. Bu konuda uzun zamandır belirsizliğin giderilmesini sağlayacak bir değişiklik talebi çeşitli kanallardan yükseliyordu. Hükümetin bu talepleri de dikkate alarak konuyu önemsemesi ve tasarı kapsamına koyması son derece olumlu bir adım.

Bu nedenle tasarının yasalaşma aşamasını aksaksız ve hatta teknik tutarlılığını arttıracak değişikliklerle geçmesini umuyoruz. Sözgelişi düzenleme kapsamını sadece Gelir ve Kurumlar Vergisi ile sınırlama, dolaylı vergileri dışarıda bırakma riski taşıyan ifadelerin düzeltilmesinde yarar var. Aynı şekilde hesap dönemi ya da takvim yılı yerine bütün vergilendirme dönemlerine referans yapılması doğru olur. Öte yandan her ayrıntının yasada düzenlenmesi yerine, sadece ilkelerin yasada düzenlenip, inceleme kapsamına göre esneklik gerektiren bazı konuların kurulacak Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu'nun yetkisine bırakılması düşünülebilir. Özelgeler karşılığında harç alınması da mükellef hakları yönünden tartışma ve itiraza yol açabilir. Nihayet inceleme sıklığının şirket büyüklüğüne bağlanmasının, yapay şirket parçalanmalarını özendirmesi ve zaten yetersiz olan ölçek parametresini daha da kötüleştirmesi riski oluşturabileceği düşünülerek gözden geçirilmesi yerinde olacaktır.

Eksik kalanlar

Söz konusu tasarıda vergi denetimi dışında da yatırımcının hukuk güvencesini ilgilendiren hükümler var. Bunların en dikkat çekeni, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla boşluk doğan yatırım indirimi ile ilgili düzenleme. Ne var ki istisna tutarının ilgili kazancın yüzde 25'ini aşamayacağı şeklindeki tasarı hükmünün hem yatırım teşvikini zayıflatması, hem de iptal riskiyle karşı karşıya olması muhtemel.

Anayasa Mahkemesi'nin diğer iptal kararlarıyla oluşan boşluk bakımından da tasarının tatmin edici cevapları yok. Oysa böyle konularda çözümün gecikmesi, yatırımcı açısından belirsizliği pekiştirerek olumsuz faktörleri, azaltmak bir yana, çoğaltacaktır.

Belirsizliğin tehlikesi

Türkiye'nin yatırımlar, dolayısıyla istihdam açısından en büyük sorunlarından biri, fizibilite dediğimiz ve gelecekle ilgili finansal sonuçların projeksiyonunu içeren hesaplamalar için sağlıklı varsayım yapma imkânlarını yeterince vermeyişidir. Bunun birinci koşulu da, uygun ve özendirici mevzuattan da önce, belirsizlikten uzak ve açık mevzuattır.

Umudumuz, büyük ve kapsamlı reformlar ve stratejiler üzerine giderek artan bir başarıyla odaklanma becerisini göstermeye başlamışken, daha kolay ve fakat güven ortamı yönünden yararı çok büyük olan mevzuat kalitesini ve istikrarını ihmal etmememiz, binanın çatısı kadar temellerine ve malzemesine de özen göstermemizdir.

Tüm yazılarını göster