Vergi artışı sürpriz mi olur?

Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Başlıkta sorduğum soruya hemen cevap vereyim. Benim için olmaz.

Aslında birçok kişi için de olmaz ama sürprizmiş gibi yaparlar. Gelin benim için neden sürpriz olmayacağını açıklayım. Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda, üstüne basa basa vurguladığım bir gerçek var o da Ankara'nın cari açık konusunda otomotiv günah keçisi ilan ettiğidir. Son birkaç yıla kadar fazla veren otomotiv sektörü, gerek ihracat pazarlarında yaşanan daralma gerekse iç pazarın ithal ağırlıklı büyümesi neticesinde yaklaşık 1 milyar dolar düzeyinde eksi vermeye başladı.

Hükümet de buna önlem olarak lükste vergiyi artırdı. Bu aslında vergi anlamında bir kazanç getirmekten çok bir mesajdı. Bazen ekonomik ajanların beklentilerine yönlendirmeye yönelik sembolik adımlar atılabiliyor. Bence, hükümetin pazarın yüzde 1'ine yönelik aldığı karar tamamen duygusal bir mesajdır. Zira, bu alanda satışlarda kesinlikle hiçbir gerileme yaşanmayacaktır.

Nitekim, geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir meslektaşımın yazdığı anekdot bu pazardaki durumu ortaya koyuyor: Aralarında Ferrari'nin en üst versiyonun da bulunduğu birden fazla lüks otomobili olan zenginlerden birine bu otomobillerdeki vergiyi sorduğunda, "Hiçbir şey olmaz. Birkaç aya unuturlar, yine alırlar" yanıtını almış. Bu yanıtı veren kişinin 2012 için özel bir sipariş verdiğini de ekleyelim.

Lükste durum aynen bu şekilde olacaktır. Bir otomobile 1 milyon lira ödeyecek gücü olan o otomobilin vergisi ne olursa olsun alıp binecektir.

Lakin, eğer 1.6 litre ve altına vergi konarsa ne olur?

Çok açık konuşmak gerekirse, ilk etapta bir şok yaşanır, sektör ve halk tepki gösterir ama sonuçta yine alışılır. Hep öyle oldu, vergi yine artarsa yine öyle olacaktır. Net olarak söylüyorum, vergi artışı hangi mal kaleminde yapılırsa yapılsın karşıyım. Fakat, eğer otomobilde ekstra bir vergi gelirse, iddia ediyorum kısa süreli bir şokun ardından hayat normale dönecektir.

Cep telefonundan, sigaraya, benzine, ekmeğe, mutfak tüpüne kadar hemen her şeyde dolaylı vergi ödeyen bir vatandaş olarak yüksek vergiyi tasvip etmem mümkün değil. Fakat ülkenin otomotiv satışlarında yavaş yavaş üst sınıra yaklaştığını düşünüyorum. Bu yazımı okuyan birçok kişi bana kesin karşı çıkacaktır. Bin kişiye düşen ortalama araç sahipliği oranlarını verecektir. Ama istatistik biliminin, rakamlar üzerine kendi gerçekliğini yaratmaya imkan sağladığını da unutmayalım.

Gelir dağılımının Türkiye gibi çok bozuk olduğu bir ülkede araç sahibi olabilecek kişi sayısı kim ne derse desin oldukça sınırlı. Pazarın doyma noktasına yaklaştığını ileri sürmemin nedeni işte bu. Bence tüpün dolmasına az bir miktar kaldı. Eğer vergi artışı yapılırsa, dolma süresi bir miktar uzayacak, vergi inerse bu süre kısalacaktır. Ama tüpün hacminin artması kısa vadede mümkün görünmüyor. Zira, pasta büyüse de pay alanların sayısı aynı oranda artmadığı için eski paydaşlar, daha çok pay alıyor o kadar. 

Bir de unutmadan eklemeliyim, yukarıdaki tüm savlarım hatalı olsa bile istatistiki olarak büyüme potansiyeli görülmesi, o potansiyelin hayata geçirilmesini gerektirir mi?

Kaldı ki ben Ankara'nın yerinde olsam, bireyselden ziyade toplu taşımayı artırıcı önlemleri ya da yakıt tüketimini azaltıcı önlemleri desteklerim. Çünkü en büyük açık kalemim enerji.

Bunları yazma nedenim, tahmin ettiğim ve daha önce de yazdığım şekliyle önümüzdeki dönemde yeni bir vergi uyarlamasını bekliyor oluşumdur.

Geçtiğimiz günlerde bir vesileyle ODD Genel Sekreteri Hayri Erce ile karşılaştım. Kendisi, geçtiğimiz haftalarda Maliye Bakanı ile biraraya geldiklerini ve vergi konusunu da sorduklarını söyledi. Mehmet Şimşek net bir şekilde vergi artışı olmayacağını söylemiş.

Aklıma 5-6 yıl önce yaşanan bir gelişme geldi. O dönemde yine sektörün önde gelen oyuncularından bir tanesinin genel müdürü ile bir tanıtım sırasında konuşmuş ve kendisine, "Önümüzdeki dönemde vergi düzenlemesi bekliyor musunuz?" sorusunu yöneltmiştim. Cevap, aşağı yukarı şöyleydi: "Geçtiğimiz günlerde Ankara'da maliye yetkilileri ile ODD olarak görüştük. Şunu net olarak söyleyebilirim ki onlar da artık ÖTV'yi artırmanın vergi gelirini artırmadığını gördüler. Bu saatten sonra artık otomotivin ÖTV'si artmaz..."

Daha sonra ne olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur. Bu açıklamaların tüm gazetelerde yer aldı. Klişe deyimle daha mürekkep kurumadan, ÖTV artıverdi.

Hem zaten bizde hep öyle değil midir? Başkan, "Teknik direktörümüzün arkasındayız" der. Adam ertesi gün kapıya konur. Birlikte geldik, birlikte gideriz denir. Bir bakarlar ya tek kalmışlardır ya da kapı arkalarından kapanıvermiştir.

İşte bu ortamda daha önce yazdığım gibi vergi oku yaydan çıkmıştı ve lükslerle, hafif ticariyi vurdu. Şimdi aynı yay yeni bir atış için hazırlanıyor diyebiliriz. Kimi ne kadar vuracağını bize zaman gösterecek. 

Tüm yazılarını göster