Vatandaş hala "döviz alsam mı" diye soruyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Hükümetin, hedef değilse bile öngörü bazında dolarda hangi düzeyleri dikkate alarak hesap yaptığını dün yazdık. Üstelik, herhangi bir yılın rakamı, aşağı yönlü revize ediliyordu, buna da dikkat çektik. Örneğin, 2010-2012 dönemini kapsayan ve geçen yıl açıklanan orta vadeli programda 2010 için 1.6053 olarak öngörülen yıl ortalaması dolar kuru, 2011-2013 dönemini kapsayan ve dün açıklanan yeni orta vadeli programda 1.5055 olarak revize edilmişti. Aynı şekilde 2011 ve 2012'ye ilişkin rakamların da aşağı yönde revize edildiği dikkat çekiyordu.

Bir süre önce Başbakan Erdoğan TL'nin güçlü seyretmesinden yana açıkça tavır koymuştu. Orta vadeli programlarda da güçlü TL'den yana olunduğu açıkça ortaya çıktı.

TÜİK, dün tasarruf araçlarının getirisini açıkladı. Buna göre, eylül itibariyle son bir yılda reel olarak İMKB yüzde 24, külçe altın yüzde 17 kazandırdı. Mevduat faizinde yüzde 0.53'lük kayıp ortaya çıktı. Dolar ve euro ise sırasıyla yüzde 8.4 ve yüzde 17.4 oranında kayba yol açtı.

Hükümet diyor ki; "ey karar alıcılar, ey vatandaşlar, ben dövizin artmasını istemiyorum, tüm politikamı da bu çerçevede oluşturuyorum".

TÜİK de ekliyor; "bakınız, son bir yılda dövize yatırım yapıp kazanç sağlayabilen yok, cepten yiyorsunuz".

Ama ne kadar gariptir ki, vatandaş hala "döviz alsam mı, döviz almanın tam zamanı mı" gibi sorular sorabiliyor. Bu soruları soran vatandaşlara, Dünya'da dün yer alan bir haberi anımsatmakta yarar var. Arkadaşımız Jülide Yiğittürk Gürdamar, bankaların sendikasyon kredilerini araştırdı. On aylık dönemde bankaların sağladıkları sendikasyon kredisinin 11.5 milyar doları aştığı görülüyor.

"Dövize yatırım yapsam mı" diye soran vatandaşa bu kez biz soralım: "Dövizde bir artış beklentisi içinde olsalardı, bankalar böylesine yüklü döviz borçlanmasına giderler miydi?" Banka sağladığı bu kredinin önemli bir kısmını TL'ye çevirip TL cinsi kredi olarak kullandırıyor; döviz olarak aldığı kredinin maliyeti ile açtığı kredinin getirisi arasındaki büyük makas sayesinde de çok iyi para kazanıyor.

Bu arada getirilen döviz için sağlam bir alıcı da var. Merkez Bankası Türk parası daha da değerlenmesin diye her gün döviz alıyor. Günlük alım tutarı dışında son yöntemle ek alıma gidiliyor. İlk hafta için 300 milyon dolar olan ek alım tutarı bu hafta için 400 milyon dolara çıkarıldı. Yani yurtdışından getirilen dövizleri elden çıkarma konusunda da sorun yok.

Yabancılar oluk oluk döviz getiriyor; çünkü dışarıda faiz çok düşük.

Türk bankaları sendikasyon kredisine yöneliyor; çünkü maliyet yurtiçindeki maliyetin çok altında.

Getirilen bu dövizi TL'ye çevirme kaygısı yok; çünkü Merkez Bankası dur durak bilmeden döviz alıyor.

Merkez Bankası döviz aldıkça ve tutarı artırdıkça, kurlar çok aşağı inmiyor ve bu durum döviz getirip TL'ye çevirmek isteyenlerin ellerine daha fazla TL geçmesini sağlıyor.

Bir kısır döngüye kapıldık gidiyoruz; ilelebet Türkiye'de kalmayacak bu ödünç döviz çıkmak istediğinde ne olacak peki…

Dolar kuru öngörüsü (TL)
  Yeni Eski
2010 1,5055 1,6053
2011 1,5557 1,6712
2012 1,5856 1,6971
2013 1,6265  
Tüm yazılarını göster