Uzun ince bir yoldayız

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

MSCI Türkiye kademeli alış önerdiğimiz haziran başından bugüne %16 kazandırarak gelişmekte olan ülkelerin %6'lık ve gelişmiş piyasaların %7'lik ortalama getirisinin çok üzerinde bir performans sağladı. Ekonomide iç ve dış talebin dengelenmeye başladığı yumuşak iniş ve petrol fiyatlarındaki sert gerilemenin cari açık ve enflasyonda yarattığı düzeltme piyasalardaki yükselisin arkasındaki itici gücü oluşturdu.

Küresel konjonktür Türkiye'yi destekliyor: Küresel büyümenin yavaşladığı, petrol fiyatlarının gerilediği, enflasyon riskinin azaldığı, risk iştahının genel olarak korunduğu mevcut konjonktürde Türkiye'nin dünya piyasalarına göre daha iyi performans göstermesini bekliyoruz. Türkiye piyasaları dünya ekonomisinin büyümesinden çok küresel likidite ve risk iştahına duyarlı. Küresel büyümedeki yavaşlama ve petrol fiyatlarındaki sert düşüş G4 merkez bankalarının genişleyici para politikasını sürdürmesini destekliyor, dolayısıyla Türkiye gibi dış kaynak ihtiyacı olan ekonomiler için uygun bir ortam sağlıyor.

Piyasalar yumuşak iniş ve dengelenmeyi satın almaya başladı: 2011 yılında G20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen ikinci ülke olmamıza rağmen rekor cari açık, yüksek enflasyon ve sıkı para politikası nedeniyle cezalandırılmıştık. 2012 yılında tam tersi yaşanıyor. Piyasalar ekonomi yönetiminin büyümede yumuşak iniş ile birlikte iç ve dış talebin dengelenmesinde başarılı olacağını ve enflasyonun Merkez Bankası'nın tahmininin altına gerileyeceğini satın almaya başladı.

Avrupa borç krizinin Türkiye'ye etkileri sınırlı düzeyde: İmalat sanayi küresel PMI verisi Haziran ayında 48,9 ile Kasım 2011'den bu yana gördüğü en düşük seviyeye geriledi. Avro bölgesi PMI verileri 45,1 ile durgunluk sinyali vermeye devam ediyor. Türkiye'nin büyümesi Orta Doğu ve Avrupa'daki çoğu ülkeden daha güçlü. Mayıs ayı sanayi üretimi %5.9 ile piyasaların beklediğinin çok daha üzerinde geldi. PMI rakamları senenin ilk aylarındaki gerileme sonrasında Haziran ayında 52 seviyesine yükseldi.

Para politikasının normale dönüsü faize duyarlı sektörleri olumlu etkiliyor: IMKB %40 civarındaki banka ağırlığı ile Merkez Bankası'nın para politikalarına çok duyarlı bir piyasa. Petrol fiyatlarındaki gerileme ve Türk lirasının değer kazanması Mayıs ayından itibaren enflasyonu aşağı çekerek para politikasının normale döndürülmesi için uygun bir ortam yarattı. Buna rağmen, para politikasında kalıcı bir gevşeme için bankanın yılın son çeyreğindeki enflasyon örünümünü izlemeyi tercih edeceğine inanıyoruz.

Faizlerdeki gerilemeyi endeks hedefimize yansıtmamayı tercih ettik: Ekonomi cephesindeki olumlu beklentilerimize rağmen endeks hedefimizi 71,000 gibi muhafazakar bir seviyede tutuyoruz. Uzun dönemli faiz oranlarının %8.6 seviyesine inmesine rağmen değerlemelerde kullandığımız risksiz ıskonto oranını %9.5 düzeyine indirdik. Hisse senedi risk primini ise yarım puan yükselterek % 5.5-%6.5 seviyesine çektik. Iskonto oranını piyasa faizine biraz daha yaklaştırıp %9 olarak kullansaydık veya risk primini yukarı yönlü revize etmeseydik hedef endeks seviyesi 75.000 civarına yükselecekti.

Tüm yazılarını göster