Umutlandırıp utandırdılar

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Metalist Kharkiv maçı öncesi kaleci Rüştü ve Sivok'un durumlarını, konuştuğum Beşiktaşlılar'dan öğrendim. Bu ikilinin kadroda bulunmayışı üzerine yaptığım "Beşiktaş elenir." yorumlarından pek haz almadıklarını da eklemem, siyah-beyazlı taraftarın umut dolu bekleyişini anlatabilmek adına önemli. İnönü'deki ilk maçta Metalist Kharkiv'i izleyen herkes gibi ben de maçın çok zor geçeceğini düşünüyordum ama böylesine şahsiyetsiz böylesine zavallı bir Beşiktaş takımı seyredeceğimi hiç tahmin etmemiştim. Anlaşılan Beşiktaş'ın ligdeki gidişatına bardağın dolu tarafından bakmakla çok büyük hata etmişiz. Kalecisinden santrforuna kadar sahadaki takım, siyah-beyaza gönül vermiş milyonların başlarını bir kez daha öne eğdirmeyi başardı (!) Bir kez daha diyorum, çünkü geçen sezon da deplasmandaki Liverpool maçı sonrası, Beşiktaşlılar'ın takım sevgisi dolu yüreklerinden kan damlamıştı. O futbolculardan bazıları Ukrayna'da yine sahne aldılar. Lafı dolandırmaya hiç gerek yok, eğer maç 8-1 değil de 4-1 bittiyse önce direkler sonra da Kharkiv santrforlarının beceriksizlikleri yüzündendir.

Beşiktaş taraftarı oldum olası kendisini farklı görmüş ve tribünlerde de bu paralelde bir görüntü çizmiştir. En büyük taraftar grubu Çarşı'nın nam-ı diğer "Asi Ruh" olarak bilinmesi de tesadüf değildir. Tıpkı çok ses getiren "Ruhumuz yeter" pankartının da tesadüf olmadığı gibi. Bunları neden mi anlatıyorum? Ukrayna'da sahaya 11 adam, 11 forma ve 11 beden çıktı ama bahsettiğimiz ruhtan eser yoktu. Mahalle maçlarında yeni yetme çocuklar bile ezilerek yenilmeyi hazmedemezken, siyah-beyaz formayı sırtına geçirmiş vurdumduymaz sürü (!) yüzlerine tükürseniz "Yarabbi şükür!" diyecek durumdaydı. Bakmayın siz 4-0'dan sonra yaptıkları yalancı mücadeleye, sadece o sıralarda İstanbul'da köpüren taraftardan korktukları için.

Ya Ertuğrul Sağlam'a ne demeli? Takımı tahtaya yazıp, "4-2-3-1 oynayacağız, defansta dikkatli olup gol yemeyeceğiz." demekle oluyor mu bu işler? Hani önlem, hani strateji, hani motivasyon? Kharkiv'in ileri ucundaki ikiliden Devic geçen yıl Ukrayna'da gol kralı olmuş, Jaja ise bu sezon 9 maçta 7 gol atmış belli ki o da bu yıl krallığa koşacak. Bu ikili ileri atılan her topla buluştu, rakiplerini ipe dizer gibi geçti. Ne maç başında ne de devamında kulübeden bir önlem gelmedi. 4-2-3-1 ile savunma kevgire dönüp 2 de gol yenince Ertuğrul Sağlam bu sefer şapkasından başka bir tavşan çıkardı. "Taş gibi takım" diye tarif ettiğimiz Metalist'e karşı dizilişi 4-3-1-2 yapıp "pamuk şeker" kıvamında bir orta  alanı sahaya sürdü. Tello, Cisse ve Serdar Özkan'a ek olarak önlerindeki Delgado'yu da bu tanıma dahil edebiliriz. Beşiktaş'ın yıldız (!) on numarası arka arkaya iki omuz yediği her maçta olduğu gibi Ukrayna'da da astral seyahate çıkıp Arjantin'deki aile büyüklerinin yanına kaçtı. Futbolda duygusallığa yer yok. Beşiktaş geçen yıl idareten oynattığı futbolcularıyla belki de gruptan çıkabileceği Şampiyonlar Ligi'ni başı önde bitirmişti. Bu yıl da tablo çok farklı değil. Hakan'dan Beşiktaş'a kaleci falan olmaz. İbrahim Toraman sağ bekte tam bir felaket. Tello uzun zamandır sefilleri oynuyor. Delgado ihtiyaç duyulan hiçbir maçta sorumluluk almıyor. Takımda tekmeye kafa uzatan bir tek Nobre var o da ne hikmetse devamlı kesik yiyor. Bu skor ve eleniş mutlaka Beşiktaş'ın ligdeki gidişatına da etki edecektir. Her şeyden önemlisi bu maçın ardından çıkan faturayı kim ödeyecektir? Öyle "Büyük taraftarımızdan özür diliyoruz" hamasetiyle bu utanç verici futbol unutturulamaz. Hoca mı, menajer mi, yoksa yönetim mi? Birileri ortaya çıkıp bu faturayı ödesin beyler! Keşke Beşiktaş taraftarının sizlerden utandığı kadar siz de kendinizden utansaydınız. O zaman, bu tür rezilliklerin tekrarı mümkün olmazdı.

Kayseri savaşarak elendi 

UEFA Kupası'na daha kura çekiminde şanssız başlayan Kayserispor, Fransız devi Paris Saint Germain'e evinde 2-1 mağlup olduğu karşılaşmanın rövanşında, rakibiyle 0-0 berabere kalarak Avrupa kupalarına erken veda etti.  Paris Saint Germain ligde inişli çıkışlı bir grafik çizse de UEFA Kupası son yıllarda bozulan PSG imajını düzeltmek için bir fırsattı. Fransızlar Kayseri'de oynanan maçta son dakikalarda bulduğu golle 2-1'lik bir avantaj yakalamış ve sahalarında oynayacakları ikinci maç öncesi oldukça avantajlı bir skoru elinde bulunduruyorlardı. Kayserispor ise Turkcell Süper Lig'e iyi bir başlangıç yapamamış olmanın verdiği sıkıntıyla tarihinde ilk kez UEFA Kupası'nda gruplara kalma mücadelesi veriyordu. Temsilcimiz evinde oynadığı maçta erken bir gol yemesine karşılık son dakikalarda beraberliği sağlamış; ve maç böyle bitecek derken tecrübesizliğinin kurbanı olup maçı uzatma dakikalarında yediği golle 2-1 mağlup tamamlamıştı. Bu skora rağmen umutlarını yitirmeyen Tolunay Kafkas ve öğrencileri Paris'teki maç öncesi ellerinden gelen mücadeleyi sergilemek üzere bilenmişlerdi.

İki takım da kontrollü bir futbol oynayarak maça başladı. Tehlikelerin büyümediği ilk yarı 0-0'lık beraberlikle neticelendi. Bu yarıda PSG daha fazla pozisyon yakalamış olsa da Kayserispor defansta direnç göstererek kontra kovaladı. İkinci yarıda aslında ilk yarıdan pek farklı olmadı. Pozisyon ortalaması hem Türkiye hem Fransa liginin altındaydı. Mücadelede iki takım da futbolseverleri memnun eden bir futbol sergileyemedi. Pasif futbol oynayan iki takım da gol atamayınca PSG deplasmanda elde ettiği 2-1'lik skorla UEFA'da gruplara kalmayı başardı. Her şeye rağmen verdiği mücadele ile Kayserispor hiç olmazsa siyah-beyazlı temsilcimize bir ders vermiş oldu.

Sami Yen'de beklenen sonuç

UEFA Kupası 1. Tur rövanş maçında Galatasaray, İsviçre temsilcisi Bellinzona'yı 2-1 mağlup ederek UEFA Kupası'nda gruplara kalmayı başardı. Maça hızlı başlayan Galatasaray, etkili kanat organizasyonları geliştirerek Bellinzona savunmasını zorladı. Temsilcimiz 17. dakikada Servet Çetin ile gole çok yaklaştı, ancak bu pozisyonda direk gole izin vermedi. 6 dakika sonrasında son maçlarda form sıçraması yapan Lincoln'ün ceza alanında düşürülmesiyle sarı-kırmızılılar penaltı kazandı. Topun başına geçen Milan Baros da skoru 1-0 yaptı. Galatasaray adına ilk yarıda Arda Turan'ın sakatlanarak oyundan çıkması gelecek haftalar için endişe kaynağı. Keza Mehmet Topal'ın da... Karşılaşmanın ikinci yarısına tutuk başlayan Galatasaray Bellinzona'nın hızlı ataklarına engel olmakta zorlandı. Bu durumda, şüphesiz yazmaktan yorulduğumuz defansif arızaların rolü büyüktü. 53. dakikada Lustrinelli, Serkan Kurtuluş'un müdahalesi sonrasında yerde kaldı ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Bellinzona'nın penaltıcısı Gürkan Sermeter düzgün bir vuruş yaparak skoru 1-1'e getirdi. Golden sonra risk alarak tüm hatlarıyla Bellinzona kalesine yüklenen Galatasaray, ataklarını olgunlaştırmakta zorlandı. İlk maçta elde ettiği avantajın da etkisiyle sarı-kırmızılılar oyunu uzun süre rölantiye aldılar. 85. dakikada sağ kanattan Lincoln'un kullandığı serbest atışı Yaser gole çevirdi ve skoru 2-1'e getirdi. Kalan dakikalarda Bellinzona'nın beraberliği yakalama çabaları sonuç vermedi ve karşılaşma Galatasaray'ın 2-1'lik üstünlüğü ile sona erdi. Sarı-kırmızılılarda sakatlıkları bulunan Kewell, Sabri, Ümit, Serkan Çalık, Aydın, Hasan, Uğur, Orkun, Emre Göngör, Ferdi ve Linderoth'a bu maçta Arda ve M.Topal da eklendi.

Tüm yazılarını göster