Uluslararası Bal Paketleyicileri Derneği (HIPA) Direktörü Peter Martin:

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

2004 yılında kurulan Uluslararası Bal Paketleyicileri Derneği'nin (HIPA) amacı dünya piyasalarında bal tüketimini desteklemek ve bal kalitesinin tüketici ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermesini sağlamak. Dünya genelinde 17 ülkede 26 üyesi bulunan HIPA, üyelerini piyasa gelişmeleri, yasal düzenlemeler ve teknik yeniliklere yönelik konularda bilgilendiriyor. HIPA'nın aktif olduğu bir diğer alan arı yetiştiriciliğine yönelik altyapı desteğinin sağlanması, ulusal yasal düzenlemelerin dünya gıda standartları ile uyumlu hale getirilmesi gibi konularda hükümetlere yönelik lobi yapmak. Dernek aynı zamanda, kaçak veya sahte balın haksız bir şekilde pazarlanmasını önlemek için teknikler ve stratejiler de geliştiriyor.

HIPA Direktörü Peter Martin AB, ABD ve Japonya dünyanın en fazla bal ithalatı gerçekleştiren bölgeleri olduğunu söylüyor. Dünyanın en büyük bal üreticisinin ise Rusya olduğunu belirten Martin, Rus balının ihraç edilmediğini ve sadece Rus iç pazarına yönelik olduğunu ifade ediyor. "Dünyanın en büyük bal ihracatçısı Arjantin" diyen Martin, dünyanın diğer önemli bal ihracatçıları arasında Brezilya, Avustralya, Çin, Meksika, Hindistan ve Yeni Zelanda'yı sayıyor.

Türkiye'nin birkaç sene öncesine kadar bal ihraç ettiğini, fakat bir süredir kendi piyasasına döndüğünü söyleyen Martin, "Türkiye'de çok az sayıda şirket bal ihraç ediyor. Bunlardan biri de Balparmak" derken, Balparmak'ın bal kalitesinde dünya lideri olmaya aday olduğunu ifade ediyor. İşte Martin'in yorumları: "Dünyada çok sayıda bal şirketi gezdim ve Balparmak'ın içlerinde en iyisi olduğunu söyleyebilirim. Türkiye kuru gıdalarda, tavukta dünya lideri olmaya yakın. Dolayısıyla Balparmak'ın bal sanayiinde dünya lideri olmaya aday olması şaşırtıcı değil. AB'de kullanılan gıda güvenlik sistemini kullanıyorlar. Kendi kontrollerinde son derece yüksek teknolojiye sahip bir laboratuvarları var. Arıcıları eğitmek için ciddi yatırımlar yapıyorlar."

İlaç şirketleri için kârlı bir alan değil, ama arıların geleceği tehlikede

Bugün dünya genelinde en fazla bal tüketen ülke ise Almanya. Almanya'da kişi başına düşen yıllık bal tüketimi 1.3 kilogram. Tabii ki et, patates gibi ürünlerle kıyaslandığında, bu oran son derece az kalıyor. Martin'e göre otoritelerin bal sanayiine çok fazla odaklanmamaları, piyasa düzenlemelerinin yetersiz olmasının nedenlerden biri de bu.

"Her ne kadar bal paketleyicileri ticaret koşullarının zorlaştığını söyleseler de, bal sanayiinde henüz küresel krizin etkilerini hissetmedik" diyen Martin'e göre, küresel bal piyasasının en önemli sorunlarından birisi, bal fiyatının çok yüksek olması. "Bunun başıca nedeni kötü mahsul. Fakat arıcılıkla ilgili sorunlar da var. Yasal olmayan ilaçların kullanımı ve düzenlemelerdeki yetersizlikler bu sorunlardan bazıları" diyen Martin, şu yorumlarda bulunuyor: "Bal paketleyicilerinin, ithalatçıların ve ihracatçıların önceliği tüketicinin korunması. Bu bakımdan araştırmacılara, hükümetlere, arı yetiştiricilerine ve bu kişilerin eğitenlere önemli bir görev düşüyor. Arı yetiştiricilerinin eğitimi ve ilaç konusunda harekete geçilmezse arılarımızı kaybedebiliriz."

İlaç konusunda yaşanan sorunun başlıca nedeni, ilaç şirketlerinin arılar için ihtiyaç duyulan ilaçları ticari olarak kârlı bulmamaları ve bu alana yatırım yapmayı istememeleri. 

"İlaç kullanımı her ülke için söz konusu değil. Örneğin AB'de geçerli olan bazı önlemsel prensipler var. Bu önlemler tüketici ve çevreye zarar verecek olan her türlü ilaç kullanımını yasaklıyor. Dolayısıyla arı için kullanacağınız ilacın güvenli, kaliteli ve etkili olması şart. Sadece arılar için kullanabilecek bu ilaçlar 50 milyon Euro gibi büyük yatırımlar gerektirdiğinden, ilaç şirketleri buna yanaşmıyor. Arılarda görülen ender bir hastalık için ilaç üretmeyi kârlı bir yatırım olarak görmüyor şirketler" diyor Martin.

İhracat yapan ülkeler için kontrol sistemi

Applica dünya genelinde bal analizleri yapan tek akredite laboratuvar. Applica Genel Müdürü Dr. Kurt-Peter Raezke, günde 1000'e yakın bal analiz ettiklerini ve elde ettikleri sonuçlara yönelik rapor yazdıklarını söylüyor. Applica sadece ithalat ve ihracat yapan ülkelere hizmet veriyor.

Raezke, birkaç sene öncesine kadar bal ihraç eden, fakat artık kendi ürettiği balı, kendi tüketen Türkiye'nin Applica'ya test edilmek üzere bal örneği göndermediğini söylüyor.

Raezke, tükettiği balın yüzde 50'sini ithal eden AB'nin, sadece 42 ülkeden bal ithalatı yapılmasına izin verdiğini ifade ediyor. Bu ülkeler AB'deki gıda güvenliği standartlarına uyumlu olan bir gıda güvenliği sistemi sunmak zorundalar. Raezke bu uygulamaya yönelik şu örneği veriyor: "2002 yılında Çin balında yasaklanmış bir ilaç kullanılmış olduğu tespit edildi ve AB Çin balını ithal etmeyi durdurdu. Brezilya'daki arılar ise son derece hijyenikler ve hiçbir ilaca maruz kalmıyorlar. Brezilya hükümeti de ilaç kullanılmadığını bildiğinden, ballara yönelik bir kontrol sistemi kurmadı. AB ise balların kontrol edilmediğini öğrendiğinde, Brezilya'dan bal ithal etmeyi durdurdu. Brezilya bunun üzerine kontrol sistemini kurdu ve bu sene itibariyle yeniden AB'ye bal ihraç etmeye başladı."

Tüm yazılarını göster