Küresel durgunluktan çıkış öngörülenden daha hızlı gerçekleşiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme sene başındaki tahminlerden çok daha iyi gidiyor. Başta Çin ve Hindistan olmak üzere Asya ülkeleri ve Latin Amerika'daki gelişmekte olan ülkeler küresel durgunluğa rağmen hızlı büyümeyi sürdürüyor.
ABD ve Avrupa düşük hızla büyürken Asya ve Güney Amerika'nın görece hızlı büyümesinin piyasalar üzerinde önemli sonuçları olacak. Büyümenin güçlü olduğu Asya ülkeleri ve bu kesime ihracat yapan emtia üreticileri politika faizlerini G7 ülkelerine göre daha çabuk artıracaklar.
Uluslar arası yatırım bankaları Hindistan, Brezilya, Endonezya'nın 2010'un ilk yarısında, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Tayland'ın 2010'un ikinci yarısında faiz artırmak zorunda kalacağını tahmin ediyorlar.
Hızlı büyüme ve yükselen faizler küresel sermayenin portföy tercihlerinde bu gurubun ağırlığını artıracak. Genelde rekabetçi kur seven bu ülkelerde döviz piyasasına müdahaleler gelecek. Buna rağmen bu ülkelerin paraları değer kazanmaya devam edecek.
Bu gruptaki ülkeler kadar hızlı bir büyüme içinde olmasa bile Türkiye'nin de faiz artırım dalgasından payını almasını bekliyoruz. Mali cephedeki bozulma ve emtia fiyatlarındaki artışın enflasyon beklentilerini bozarak 2010 yılının sonlarına doğru Merkez Bankası'nı faiz artırmaya zorlayacağını tahmin ediyoruz.
Turk lirası faizler üzerindeki baskı Merkez Bankası'nın faiz artırımları ile sınırlı kalmayacak. Kamunun borçlanma ihtiyacındaki artış, ekonominin canlanmasına paralel kredi talebinin güçlenmesi ve yabancı yatırımcıların vergilendirilmesine yönelik belirsizlikler de 2010 yılında faizler üzerine baskı yaratacak.
2010 yılı yatırım stratejimizi Merkez Bankası Para Programı ve Hazine'nin Borçlanma Stratejisi oluştuktan sonra Aralık ayının ikinci yarısında netleştireceğiz. Ama mevcut verilerin değerlendirilmesi Türk lirası aktiflerde vadelerin kısaltılmasında ve sabit getirili kıymetlerden uzak durmak da fayda olduğunu gösteriyor.