TÜSİAD'da Ümit Boyner dönemi

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

TÜSİAD'da iki yıllık Ümit Boyner ve arkadaşları dönemi başladı.

Son yıllarda TÜSİAD'ın politikalarına yönetim kurulu başkanlarının kişilikleri damga vuruyor.

TÜSİAD Başkanları diğer dernek başkanlarından daha güçlü oluyor. Çünkü başkan olacaklar genel kurullardan önce, önde gelen üyelerin mutabakatı ile belirleniyor.

Başkanlığı belirlenenler ise yönetim kurulunda birlikte çalışacakları seçiyor.

İşte bu nedenle TÜSİAD yönetimi başkanlık istemine benzer şekle dönüştü.

Ümit Boyner iş deneyimi olan değişik gönüllü kuruluşlarda dernekçilik deneyimi olan, önceki TÜSİAD Yönetim Kurulu'nda TÜSİAD deneyimi olan , genç, birikimli, cesur, çalışkan bir genç Türk kadını.

Dün TÜSİAD'ın 574 üyesinin 198'inin oyu ile başkan seçildi.

Başkan seçildikten sonra yaptığı konuşmada, "TÜSİAD bir çıkar grubu değil, baskı grubudur" dedi. Aslında TÜSİAD ne çıkar grubu ne baskı grubudur. Sadece büyük sermaye gruplarını temsil eden işadamları ve kadınları ile büyük sermaye gruplarının tepe yöneticilerinin üye olduğu bir dernektir.

TÜSİAD bir baskı grubu ise, kime ne konuda baskı yapabilir? Kamuya mı baskı yapacak? Kamu oyuna mı baskı yapacak? Ne konularda baskı yapacak? Baskı yapılacak konuların ülke yararına olduğuna kim karar verecek ?

Daha önceleri Cem Boyner değişik vesileler ile "TÜSİAD 'ın kanarya severler derneği olmadığını söyledi.

Aslında TÜSİAD'ın kanarya severler derneğinden farkı yoktur. TÜSİAD da, kanarya severler derneği de, Dernekler Kanunu kapsamında aynı statüye sahip kuruluşlardır.

Ümit Boyner'in seçildikten sonra "TÜSİAD sadece kendi işine bakmaz" şeklindeki konuşması da tartışmaya açıktır.

TÜSİAD'ın, her dernek gibi sadece ve sadece kendi kuruluş amacı doğrultusunda faaliyet göstermesi, her işe burnunu sokmaması" beklenir.

TÜSİAD kendi işine bakmaz ise kimin işine bakacaktır? Devletin işine mi, işçi örgütlerinin, esnaf örgütlerinin işine mi bakacaktır?

Son yıllarda TÜSİAD'ı yönetenler hem TÜSİAD üyelerinde hem de kamu oyunda ilginç bir bekleyiş oluşturdu.

Bu bekleyiş, TÜSİAD'ın "sert çıkışlar yapması -hükümetlere haddini bildirmesi- her konuda görüş ortaya koyması" doğrultusunda "yanlış bir bekleyiş"tir.

TÜSİAD, bir "mücadele" örgütü değildir. Büyük sermaye gruplarındaki işverenlerin ve tepe yöneticilerinin üye oldukları bir dernektir.

Serbest piyasa ekonomisinde, tam rekabete açık bir ortamda, ülke ekonomisine katkıda bulunanların daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok istihdam yaratmaya, daha çok katma değer yaratmaya dönük görüş ve önerilerini kamu oyuna duyurmak için kurulmuştur.

TÜSİAD, politikaya bulaşmaz ise, hükümetler ile çatışma durumu gündeme gelmez.

Bizde son yıllarda dernekler, meslek kuruluşları ikiye ayrıldı. Hükümet yanında yer alanlar ve hükümete karşı olanlar.

Derneklerin amacı bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir.

Yakın döneme kadar TÜSİAD toplantılarına başbakanlar, bakanlar katılır, TÜSİAD üyelerinin görüş ve önerilerini dinlerdi.

Son zamanlarda TÜSİAD'ı yönetenler dernek adına konuşma yapanlar her konuşmalarında Hükümeti eleştiren, politik ağırlıklı mesajlar vermeye başladığı için Hükümet TÜSİAD'ı "karşı" dernekler listesinin başına koydu.

Bundan en fazla zarar gören TÜSİAD oluyor. TÜSİAD'da yapılan iyi çalışmalar, yararlı görüş ve öneriler Hükümet katında ilgi görmüyor. Dikkate alınmıyor.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Bakalım Ümit Boyner döneminde TÜSİAD'ın hükümet ile ilişkileri nasıl gelişecek?

Tüm yazılarını göster