Tuş, parmağı buldu

Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

Klavyede yazı yazmak için, yerleri belli tuşlara basarız. Daktilodan beri bu iş böyle. Frenklerin QWERTY'sine karşılık "bizim" F Klavye'miz var hatta. Ama sistem aynı. Tuşu bul, bas, yaz.

Yeni teknolojide, görme özürlüler için tuş, parmağa gelecek...

**

Louis Braille, kabartma noktalardan oluşan özel alfabesini 1824'te icat edene kadar görmeyen gözlere yazı, okuma, eğitim yoktu. Sonra, sınırlı da olsa bu yol açıldı.

Braille alfabesinde her karakter (harf, işaret) 6 noktanın varyasyonuna göre 2x3 bir matris üzerinde yer alır. Böylece, toplam 63 karakter mümkün. Harfler, rakamlar, bir kaç işaret.

Bu sistemi, daha ileri teknoloji kullanarak bir tür daktiloya dönüştürmüşlerdi. Laptop gibi bir cihazın üzerinde dikey tuşlar vardı (piyano tuşu gibi). Kişi, bunlara basarak harf oluşturuyor ve yazı yazabiliyordu. Ama bu sistem pahalı (cihazın fiyatı 6 bin dolara kadar). Cihazın kendisi ağır ve kullanması zahmetli. Yine de, hiç yoktan iyidir.

Ve şimdi karşınızda ABD'nin en yenilikçi üniversitelerinden Stanford: Öyle bir laptop ekranı yapalım ki, parmağını dokununca, bir daire gelsin, parmağın altına girsin. 

Şöyle oldu: Laptop ekranında 6 kırmızı, 2 mavi daire sıralı. Harfler, aralık ve satır atlama için.

Özürlü, hiç göremiyorsa bile sorun değil. Parmaklarını ekrana değdirince, daire, kendiliğinden hareketlenip, parmakların altına kayar. Ve bir sesle, bunu duyurur.

Özürlü, dairelere dokunup "harf" ürettikçe (6 değişik nokta, bir harf ediyor) o harfi ses olarak duyar. Harf üstüne harf koyarak cümle kurar.

Ekranı yenilemek (reset) isterse, parmaklarını ekrandan kaldırır. Daireler başlangıç noktalarına döner. Tekrar ekrana dokununca, yine parmakların altına girerler.

Böylece, daktilo döneminden bu yana, parmaklar tuşları bulurken, Stanford icadında tuşlar, parmakları bulur. 

**

Bu yenilikte başka şıklıklar da var: Parmakların tombulluğu veya zayıflığına göre daireler birbirine yaklaşıp uzaklaşır. Ayrıca, parmak-arası uzaklığa göre de uyum sağlarlar.

Görme özürlülerin yazı yazması için yenilikçi bir kolaylık bu. Fiyatı da çok çok daha ucuz olacak.

Benzer bir girişim, görme özürlüleri bazı ressamların eserleriyle tanıştırmak amacıyla Tate Londra Modern Sanat Müzesi tarafından yapılmıştı. "Dokunma Turu" (Touch Tours) adıyla.

Picasso'nun şu sözü, Tate Modern'de yazılı:

"Resim yapmak, görmeyen bir kişinin işidir aslında. Kişi, gördüğünü resmetmez. Hissettiğini resmeder. Ve sonra, aslında ne gördüğünü kendine söyler."

Tate Modern, görme özürlüler için 6 tablonun tıpkı çizimlerini "kabartma baskı" olarak hazırladı. Picasso ve Matisse'in bazı eserleri, bu sistemle "basıldı." Sayfanın sağ üst köşesinde, Braille alfabesiyle, tablonun konusu v.s. yazılıydı. Özürlü, Braille yazımıyla konuyu öğreniyor, sonra parmağını sayfanın ortasında, tablonun "kabartma" konturları üzerinde dolaştırarak, Picasso gibi "görüyordu."

Tüm yazılarını göster