Türkiye'nin yeni ithal malı gevşek para politikası mı?

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

UZMAN GÖRÜŞÜ / İnan DEMİR / Finansinvest

Bu hafta yapılan Fed toplantısının 2010 başından beri en önemli toplantı olduğunu söylemek mümkün herhalde. Faizde ve bilanço büyüklüğünde değişiklik sonucu doğurmayan bir toplantının bu kadar önemli olmasının sebebi, Fed'in yakın gelecekte ekonomiyi desteklemek için yeni önlemlere başvurması ihtimalinin artık elle tutulur hale gelmesi. Bu önlemlerin devreye girmesi için çok fazla beklemek gerekmeyebilir, belki Kasım başındaki toplantıda tahvil alım programının genişletildiğini görebiliriz.

ABD'de para politikasının daha da gevşemesi ihtimalinin Türkiye için de ima ettiği önemli sonuçlar var. Krizin başından itibaren TCMB ve Fed'in krize ilişkin değerlendirmelerinde büyük paralellikler var. Krizin başı derken de Lehman Brothers'ın iflasını değil, saati daha da geriye alıp Ağustos 2007'yi, yani subprime krizinin dünya finansal sisteminde yarattığı ilk büyük sarsıntıyı kastediyorum.

Hatırlanacağı gibi o tarihlerde subprime zararlarının bazı fonları batırmasının ardından Fed önce iskonto faizini sonra da Ekim ayında politika faizini indirmişti. Ama TCMB daha da erken davranıp ilk faiz indirimine Eylül 2007'de gitmişti. Bu faiz indirimi kararlarının ardındaki rasyonel aynıydı; finansal sistemdeki zararların olumsuz talep şokuna yolaçması ve dezenflasyonist baskıları güçlendirmesi.

Bu ilk faiz indirimlerin ardından da TCMB ve Fed'in politika duruşları benzerlik taşıdı. Bu genelleme için istisna oluşturan bir parantez var; o da 2008'in ikinci çeyreğinde keskin bir artış gösteren emtia fiyatlarının Fed'in aksine TCMB'yi faiz artırmaya zorlaması. Ama Lehman sonrasında emtia fiyatlarının keskşn biçimde düşmesiyle bu parantez kapandı, iki merkez bankasının politikaları yeniden yakınsadı ve her ikisi de faiz oranlarını tarihi düşük seviyelere indirdi.

Yakın geçmişteki bu paralellik düşünüldüğünde Fed'in parasal gevşemede yeni perdeyi açmasının TCMB'nin politika duruşunu etkilemesi sürpriz olmaz. Bununla kastettiğim bizde de faiz ndirimlerinin yeniden başlaması değil. İç talebin görece güçlü seyri faiz indirimleri için engel teşkil ediyor. Ama Fed'in daha gevşek bir politika benimsemesi 2011'de beklenen faiz artırımlarının boyutunun törpülenmesi ve başlangıç noktasının yılsonuna doğru ötelenmesi anlamına gelebilir. Gelişmiş ülkelerde para politikasının daha da gevşediği bir konjonktür Türkiye'de de faizin daha uzun süre düşük kalmasını sağlayabilir. Bir başka deyişle Türkiye'nin ABD'den gevşk para politikası ithal ettiğini görebiliriz.

Tüm yazılarını göster