Türkiye'nin dönem sonu karnesi

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Uluslar arası Para Fonu (IMF) iki haftalık bir çalışmayla tamamladığı 4. Madde görüşmelerinin ardından Türkiye ile ilgili bir değerlendirme notu yayınladı.  Türkiye için bir sene sonu karnesi niteliğini taşıyan açıklama mevcut durum ile ilgili olumlu tespitler içeriyor. Ancak önümüzdeki dönemde karşılaşabilecek risklere karşı genişleyici maliye ve para politikalarının tersine çevrilmesinin de önemini vurguluyor.

Olumlu tespitlerle başlayalım. IMF uygulanmakta olan politika reformları sayesinde Türkiye'nin küresel krize daha az kırılgan girdiğini vurguluyor.  Yurtdışından sağlanan finansmanın kısıtlı olması, hane halkının borcunun az olması, kamu maliyesindeki toparlanma ve güçlü mali sektör Türkiye ekonomisinin dışsal şoklara karşı direncini artıran temel nedenler.

Zamanında devreye sokulan genişleyici parasal ve mali politikalar Türkiye'nin krizden çabuk çıkmasında yardımcı oluyor. Hızlı parasal genişleme ve yaratılan likidite imkanları özel sektörün ve kamunun borçlanma maliyetlerini düşürüyor. Dayanıklı tüketim malları üzerinden alınan vergilerin düşürülmesi 2009 yılının ikinci çeyreğinden itibaren iç talebin hızla canlanmasını sağlıyor. Alınan önlemler Türkiye ekonomisinin 2010 yılında %6'nın üzerinde büyümesine katkıda bulunacak.

Ekonomi yönetimi 2009 Eylül ayında açıkladığı Orta Vadeli Program ile maliye politikasında kademeli bir sıkılaştırmanın işaretini vermesi olumlu bir gelişme. 2011 yılında devreye girecek Mali Kural Orta Vadeli Plan'da konulan hedeflerin ulaşılacağına olan güveni artıracak. Para politikası tarafında Merkez Bankası, baz senaryosu altında politika faiz oranını 2010 yılı son çeyreğinden itibaren artırmayı ve yabancı para ve TL likiditesi önlemlerini tedricen geri çekmeyi planlaması piyasalara güven verdi.

Yapıcı öneriler ile devam edelim. IMF büyümenin fazlasıyla iç tüketime bağlı olmasını, mevcut küresel ortam altında dış kırılganlıkları besleyebilecek bir risk olarak görüyor. Dengesiz ve sürdürülemez bir büyüme patikasının oluşmasının engellenmesi için, krize karşı uygulanan politika önlemleri geri çekilmesi hızlandırılmalı uyarısında bulunuyor.

IMF uzmanlarına göre dünya ekonomisindeki canlanmaya paralel hammadde fiyatlarında artış ve sermaye girişinin öngörülenden yüksek olması para ve maliye politikasından çıkışın hızlanmasını gerektirebilir. Buna karşı Avro bölgesindeki risklerin artması nedeniyle büyümenin aşağı gelmesi ve riskten kaçınma eğiliminin artması parasal sıkılaşmanın ertelenmesine neden olabilir. 

Avrupa ekonomisinde risklerin arttığı bir senaryoda parasal genişlemeyi desteklemek ve piyasalara güven vermek için mali sıkılaşmaya devam etmek gerekecektir. Buna karşı beklentiler paralelinde döngüsel etkilere göre uyarlanmış mali sağlamlaştırmanın gerçekleştirilememesi durumunda öngörülenden daha hızlı bir parasal sıkılaştırmaya ihtiyaç duyulabilir.

IMF uzmanları uluslararası rekabet gücünün geliştirilmesi ve istihdam artırıcı büyümenin sağlanabilmesi için uygulanacak ekonomi politikalarla yurtiçi talep kontrol altında tutularak ve yurt içinde üretilen ürünlerin göreli fiyatları düşürülerek ihracatın artışının desteklenmesi tavsiyesinde bulunuyor.

Bu bağlamda yapısal reformların önemini vurguluyorlar. Rekabet gücünü geliştirmek ve kayıtlı sektördeki istihdamı artırmak için asgari ücret ve kıdem tazminatı reformları ile kayıt dışı ekonomiyi azaltıcı önlemler bir arada yürütülmesini tavsiye ediyorlar.

IMF tarafından yapılan değerlendirme, Türkiye'nin küresel krize karşı başarılı bir şekilde mücadele ettiğini, ancak elde edilen kazanımlara rağmen risklerin devam ettiğini gösteriyor.

Tüm yazılarını göster