Türkiye, yoğurduna sahip çıkıyor...

Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Yoğurtta süt protein oranını yüzde 4'ten yüzde 3'e düşüren, yoğurt ve ayranda en az yüzde 12 olan yağsız kuru madde miktarını ise tamamen kaldıran "Fermente Süt Ürünleri Tebliği" 16 Şubat'ta yayınlandı. Geleneksel Türk yoğurdunun lezzetini, kıvamını yok edecek bu düzenleme ile ilgili görüşlerimizi, "Geleneksel Türk yoğurdu tehlikede" başlığı ile 24 Şubat'ta bu sütunda yazdık. Yazı büyük yankı uyandırdı.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hemen bir açıklama gönderdi. Açıklamada yoğurtta yüzde 4 protein ve yüzde 12 yağsız kuru madde olmasının yararları anlatılıyor. Sonra da protein oranının yüzde 4'ten yüzde 3'e indirilmesi, yüzde 12 olan yağsız kuru madde oranının kaldırılmasının ne kadar doğru bir karar olduğu söyleniyor.

Bakanlık, yaptığı düzenlemenin farkında değil. Açıklamadan da anlaşılıyor ki, Bakanlık bu düzenlemeyi kendi iradesi ile yapmamış. (Açıklamanın tamamını okuyabilirsiniz.)

Türkiye'nin en çok okunan ekonomi yazarı ve tarım konularındaki duyarlı yaklaşımı ile gerçek bir "çiftçi dostu" olan Güngör Uras, Milliyet Gazetesi'ndeki köşesinde 1 Mart'ta ve 2 Mart'ta konuya geniş yer verdi. Geleneksel Türk yoğurdundaki tehlikeye dikkat çekti.

Türk Halk Mutfağı araştırmacısı Hülya Erol'un sahibi olduğu ve internet üzerinden yayın yapan Işıl Erol, "yoğurduna sahip çık" kampanyası başlatacaklarını, bu konuda bir imza kampanyası yapacaklarını bildirdi.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü, Tarım Bakanlığı ve SETBİR nezdinde girişimde bulunacağını bildirdi.

Okurlarımız da tepkilerini dile getirdi. Geleneksel Türk yoğurdunun yapısının bozulmamasını isteyen okurlarımızdan bazılarının görüşleri özetle şöyle:

Tülin Yeşilgonca: Yazık, bu ülke her gün ve her konuda birçok değerini yitiriyor. Yabancı ülkelerden bize zararı olacak ne var ise onları çabukça alıp uyguluyoruz! Ben ve birçok arkadaşım yoğurdumuzu üreticiden aldığımız sütten üretiyoruz. Az da olsa küçücük bir karşı koyma eylemi...

Alper Yılmaz: 2007 yılı ekim ayında bir toplantı için Çin'e gitmiştim. Otelde zengin bir mönü vardı. Herkes kendi ne isterse tabağına alabiliyordu. Yoğurt yazıyordu bir üründe. Almak için uzandım ki, sıvıya yakın kıvamda bir şey. Bizim bildiğimiz yoğurtla alakası yok. Tadı da bir tuhaftı. Bu bilgiyi paylaşmak istedim sizinle. Benim tercihim ev yoğurdu mümkünse koyun veya manda sütünden yapılmış kalıp gibi bir yoğurdu tercih ederim. Çok şükür ki hanım yoğurt yapmayı biliyor. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyorum. Ama ne yazık ki anneannemin peynirlerini bulamıyorum. Onlar tarihe karıştı.

Bülent Uzun: Dünya süt tozu stoklarının tüketilmesi için ülkemizin fırsat pazarı haline dönüştürülmesi an meselesi. Buzağı maması adı altında giren süt tozunun ısrarla üzerinde durulmasında fayda var. Hayvancılığı çökertme politikasının adımlarının art arda sıralanacağı günler çok yakın.

1- Destekleme primleriyle oynanması,

2- Ulusal Süt Konseyi'nin içinin boşaltılması,

3- Yoğurdun süt tozundan yapılabilmesinin önünün açılması, gibi birçok çalışmanın yolda olduğu kesin. Merak ettiğim şu: Hükümet ve sanayici el ele, göz göre göre, çiğ süt üreticisini yok ettikten, damızlıklar ve ırk anaçlar kesildikten sonra, kapıları açarak Avrupa Birliği'nin fazla düvelerini de şimdiden pazarlıyorlar mı?"

Geleneksel Türk yoğurdunun korunması için çaba gösteren herkese sonsuz teşekkürler.

DÜNYA 29 yaşında....

Gazeteniz DÜNYA 29 yaşına girdi. Kurucumuz Nezih Demirkent' in 1981'de yola çıkarken koyduğu ilkeler doğrultusunda, Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Didem Demirkent, Baş Yazarımız Osman S. Arolat, Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ'dan eksi 25-30 derecede DÜNYA'yı size ulaştıran Erzurum'daki dağıtıcımıza kadar herkes daha iyi bir gazete, daha yararlı bilgileri siz okurlara sunmanın çabası içerisinde. DÜNYA, bu çabaların yarattığı güç ile yoluna devam ediyor.

Rahmetli Nezih Demirkent' in aramızdan ayrılmasından bu yana 8 yıl geçti. DÜNYA 2001 krizini başarıyla atlattı. Şimdi daha büyük bir krizi yaşıyoruz. Sayın Didem Demirkent'in yönetimindeki DÜNYA ailesi iki günden beri Çeşme'de bu krizi de atlatmanın çarelerini arıyor. Elbette krizi yaşayan her ülke, her kurum gibi çok zor bir süreçten geçiyoruz. Bu zor süreci de siz okurlarımızın desteği ve katkısı ile aşacağımıza inanıyoruz.

DÜNYA 29. yıla girerken, yukarıda okuduğunuz yoğurt örneğinde olduğu gibi tarım haberciliğindeki öncülüğünü, duyarlılığını da sürdürüyor.

Tüm yazılarını göster