Türkiye son çeyrekte de büyüyemeyecek gibi...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye 2009 yılının dördüncü çeyreğinden beri aralıksız 27 çeyrek büyümüştü. Bu eğilim geçen yılın üçüncü çeyreğinde kesintiye uğradı. Ekonomi, geçen yıl üçüncü çeyrekte tahminlerin çok ötesinde bir oranda, yüzde 1.8 oranında küçüldü.

Hükümetin orta vadeli programdaki bu yıla ilişkin büyüme tahmini, revize edilmiş haliyle yüzde 3.2. Şimdi soru şu: Türkiye ekonomisi 2016’yı yüzde 3.2’lik revize tahmin oranında büyüyerek kapatabilir mi ya da bu orana nasıl ulaşılabilir?

Hiç lafı dolandırmadan söyleyelim. Türkiye ekonomisi bu yılın tümünde kesinlikle ama kesinlikle yüzde 3.2’lik büyümeye erişemez. Yılın tümü için yüzde 3.2’ye çıkabilmek bir mucize gerektirirdi, öyle bir mucize de yaşamadık ve yılı tamamladık zaten.

İlk ve ikinci çeyrekte yüzde 4.5 büyüme gösterdikten sonra üçüncü çeyrekte yüzde 1.8 daralan Türkiye ekonomisi, son çeyrekte yüzde 6 büyümüş ise, yıllık yüzde 3.2’yi yakalayacağız. Son çeyrek için yüzde 6’lık büyümeye ilişkin bir emare görebilen var mı?

Küçülme sürüyor olabilir

Bırakınız son çeyrekte yüzde 6’ları bulan bir büyümeyi, bu çeyrekte Türkiye ekonomisi hiç büyümemiş bile olabilir. Bir başka ifadeyle son çeyrek için sıfır dolayında bir oran görmemiz hiç de şaşırtıcı sayılmaz.

Hatta belki de sıfır dolayında bir orana razı bile olabiliriz, yani son çeyrekte küçülme yaşamamız bile şaşırtıcı değil.

Geçmiş yılları ölçü alırsak...

TÜİK, 12 Aralık’ta 2009 bazlı yeni seri GSYH verilerini açıklarken sabit fiyatlara göre GSYH mutlak değeri vermemiş, yalnızca zincirlenmiş endeks ve bu endeksin değişim oranlarını duyurmuştu. Daha sonra GSYH mutlak değerini gösteren sabit fiyatlara göre hacmi de açıklandı. Böylece çeyrek bazlı dönemlerin yeni seri GSYH içindeki ağırlıklarını ve seyrini görme olanağına kavuştuk.

Yani tahmin yapmak için bir dayanak noktamız oldu artık. İşte bu dayanak noktasını kullanarak yaptığımız hesaplamalar bu yılın son çeyreğinde çok büyük olasılıkla büyümenin sıfır dolayında geleceğini gösteriyor. Ama hemen belirtelim, bu sıfır büyüme tahminimiz, “olağan ekonomik koşullara” göre yapılan bir tahmin. Oysa biz, 2016’nın son çeyreğini de olağan sayılabilecek koşullarda geçirmedik...

2009 bazlı hacim verisinden yola çıkarak şöyle bir varsayımda bulunalım. Bu veri setinde 1998-2015 dönemini kapsayan 18 yılın ağırlıklı ortalaması şöyle bir sonuç veriyor. Son çeyreklerdeki GSYH hacmi, ilk üç çeyrek toplamının yüzde 36.5’i düzeyinde oluşuyor. Bir başka ifadeyle bu 18 yıl ortalamasında GSYH’nin yüzde 63.5’i ilk üç çeyrekte, yüzde 36.5’i son çeyrekte oluşmuş. Bu dengeyi ölçü alırsak şöyle bir tablo çıkıyor karşımıza.

Bu yılın ilk üç çeyreği toplamındaki hacim 1 trilyon 136.6 milyar lira. Son çeyrekte, bu hacmin yüzde 36.5’i kadar bir hacim oluşacağını varsaydığımızda bulduğumuz büyüklük 414.9 milyar lira.

2015 yılının son çeyreğindeki hacme bakıyoruz, 414.9 milyar lira. Yani 2015 ve 2016’nın son çeyreklerinde aynı düzeyde bir hacimle karşılaşacağız gibi görünüyor.

Yıllık yüzde 1.6 olur

Kaba hesaplamalar GSYH değişiminin son çeyrekte sıfır olacağına işaret ediyor. Bu durumda 2016 yılının büyüme hızı yüzde 1.6 olarak gerçekleşecek.

Yani hükümetin revize tahmini olan yüzde 3.2’nin ancak yarısına ulaşabileceğiz.

2016 yılının büyüme hızı hedefi yüzde 4.5’ti. Hedefin uzağında kalınması da önemli tabii ki ama, revize tahminin ekim ayında açıklanmış olması ve o tahminde yarı yarıya bir sapma olacağının görülmesi daha da ilginç doğrusu.

Yani ekimde açıkladığımız orta vadeli programda 2016 yılının büyümesinin yüzde 2’nin çok altına doğru inmekte olduğunu görememişiz.

Ya son çeyrek de negatif gelirse...

GSYH hacmindeki ilk üç çeyrek-son çeyrek dengesine ilişkin paylar 18 yıl ortalamasını gösteriyor. Türkiye ekonomisi son çeyrekte çok iyi yönde bir gelişme göstermişse elbette geçen yıl için son çeyreğin payı daha yukarıda gerçekleşecek ve bu da yıllık oranı yüzde 1.6’nın üstüne taşıyacaktır.

Ama ya tersi olmuşsa... Çünkü bu olasılık tümüyle göz ardı edilebilecek gibi değil. Her ne kadar yeni seri GSYH kapsamındaki ağırlığı yüzde 18’lere gerilemişse de (daha önceki seride yüzde 25 dolayındaydı) sanayi üretimi ekimde arındırılmamış endekse göre 2015 yılına kıyasla yerinde saydı. Artış yalnızca yüzde 0.2 oldu. Ekimden sonraki dönemde de işlerin hiç de parlak gitmediği biliniyor zaten.

Kur artışı, talepteki daralma, ihracatın adeta yatay seyri gibi etkenler gösteriyor ki ekonomi öyle canlanıp gitmiş değil. Dolayısıyla GSYH son çeyrekte 2015’e göre sabit kalabileceği, belki çok az artış gösterebileceği gibi, negatif de gelebilir.

Son çeyreğin sıfır gelmesi durumunda yıllık gerçekleşmenin yüzde 1.6 olacağını belirttik. Dolayısıyla son çeyrek negatif geldiği ölçüde yıllık oran da yüzde 1.6’dan daha düşük oluşacaktır.

2017’de yüzde 4.4 mümkün mü?

2016 yılını yüzde 1.5 dolayında bir büyümeyle kapatacağımızı söylemek pek yanlış olmaz. Bu da çok açık ki yılın ilk yarısında sağlanan performans sayesinde gerçekleşecek.

Peki ya 2017; 2017’deki yüzde 4.4’lük hedef ne olacak? Bu oranı yakalama şansımız var mı?

O kadar çok bilinmez söz konusu ki. Ne ABD kaynaklı uluslararası gelişmelerin yönünü tam olarak kestirebiliyoruz, ne dövizin nereye gideceğini biliyoruz; ne de iç siyasette yaşanacak gerginliğin hangi boyutlara ulaşacağını.

Bütün bu gelişmelerin ekonomiye bir yansıması olacak elbette. Dolayısıyla şimdiden yüzde 4.4 büyüme için bir yargıda bulunmak çok erken. Ama doğrusu bu oranı yakalama şansımız pek olacak gibi görünmüyor. Bugünlerdeki izlenim bu yönde...

Tüm yazılarını göster