Türk - Suudi Arabistan ilişkilerinde yeni dönem

Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

2006 yılında Kral Abdullah'ın Türkiye'ye ziyaretiyle Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri bir yükselişe geçmişti. 2007 Kasım ayında kralın ikinci ziyaretiyle, Türkiye Suudi Arabistan Kralı'nın yaklaşık bir yıl içinde iki defa ziyaret ettiği tek ülke sıfatını kazandı.

Ancak görüldüğü kadarıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde asıl miladı Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki "hareketi" olarak kabul etmek gerekiyor. Bazı Arap ülkelerindeki yöneticiler rahatsız olsalar da,  Erdoğan'ın Davos'da platformu terk etmesi Arap halklarında çok olumlu tepki buldu.

Geçen hafta Cumhurbaşkanı ile birlikte gittiğimiz Suudi Arabistan'da bunu ben de bizzat müşahede ettim. Vahap Munyar gördüğü ilgiyi  satırlarına Starbucks'da kendilerinden kahve parası alınmadığı şeklinde yansıttı. Ben de işadamlarıyla yapılan toplantılarda benzer samimi yaklaşımı gözlemledim. "Yeni bir dönemin başladığını," "Türkiye'nin artık Suudi Arabistan'da ayrı bir yeri olduğunu" söyleyenler oldu. 

Dolayısıyla, tesadüfi de olsa, Türkiye'nin Arap ülkeleriyle olan ilişkilerinde yapıcı ve her iki taraf açısından da kazançlı yeni bir dönem başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ancak bu yeni dönemin ekonomik açıdan altının doldurulması gerekiyor. Toplam 1.1 trilyon doların üzerinde ekonomiye sahip iki ülke arasında ticari ilişkiler yok denecek kadar az. Ticaret hacmi sadece 5 milyar dolar. Beş sene evvel 2 milyar doların altındaydı. Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye gelen yatırım miktarı da Türk Telekom'u bir tarafa bırakırsak oldukça düşük seviyede.

Türkiye açısından en şanslı sektörün müteahhitlik sektörü olduğu belli. Petrol gelirleriyle şişen Suudi Arabistan Hazine'si altyapı yatırımlarına büyük önem veriyor. Ayrıca ülkede ciddi miktarda da konut açığı var ve mortgage/ipotek kredisi sistemleri geliştirilmeye çalışılıyor. Müteahhitlik sektörü yanında inşaat malzemeleri üreticileri ve ilgili hizmet sektörü temsilcilerine de öncülük yapacağı için öncü bir sektör olacak.

Kaliforniya'dan turşu, Yeni Zelanda'dan koyun Kore'den televizyon seti ithal eden bir ülkeden bahsediyoruz; tüketim ve yatırım malları üreticileri açısından da Suudi Arabistan altın bir fırsat sunuyor. Bu sektörlerdeki ihracatçıların Suudi Arabistan'daki tüketim alanlarını, dağıtım kanallarını, olası partnerleri incelemeleri ve pazara doğru giriş stratejileri oluşturmaları gerekiyor.

Son olarak, Türkiye'ye yatırım çekilmesi için banka ve kurumsal finansman firmalarına iş düşüyor. Suudi Arabistan yatırımcısının morali çok bozuk ve "yatırım modunda" değiller. Türkiye'nin potansiyelinin iyi anlatılması gerekiyor.

Tüm yazılarını göster