Türk şirketlerden yurtdışında “altına hücum” yarışı

Koç Grubu’ndan Kalyon Holding’e Türk şirketlerinin yeni gözdesi altın madenciliği oldu. Orta Asya, Afrika ve Avrupa’da altın arayan Türk devlerine Türkerler Grubu da eklendi. Türkerler, 2 milyar TL'ye Bulgaristan’dan altın madeni satın alarak, ülkeye bu alanda giren ilk Türk şirketi oldu. Madende, 100 milyon dolardan fazla değerde altın üretilmesi bekleniyor.

Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

Koç Grubu’ndan Kalyon Holding’e Türk şirketlerinin yeni gözdesi altın madenciliği oldu. Orta Asya, Afrika ve Avrupa’da altın arayan Türk devlerine Türkerler Grubu da eklendi. Türkerler, 2 milyar TL'ye Bulgaristan’dan altın madeni satın alarak, ülkeye bu alanda giren ilk Türk şirketi oldu. Madende, 100 milyon dolardan fazla değerde altın üretilmesi bekleniyor.

Türk şirketlerinin son dö­nemde en fazla ilgi gös­terdiği alanlardan biri madencilik sektörü. Geçtiğimiz hafta Doğan Holding’in adım attığı madencilikte ise gözde alan altın ve değerli madenler. Bu konuda da Türkiye’de el­de edilen birikim ve deneyimi, yurtdışına açan Türk şirketle­ri, Orta Asya’dan Afrika’ya, Av­rupa’dan Ortadoğu’ya kadar çeşitli coğrafyalarda altın ma­deni arıyor.

Deyim yerindeyse, 19’uncu yüzyılda ABD’de yaşa­nan “Altına Hücum” deyimini Türk şirketleri, yeni yatırım­larla gerçekleştiriyor. Koç Gru­bu’ndan MNG Holding’e kadar Türkiye’nin önde gelen şirket­lerinin ilgi gösterdiği altın ma­denciliğinin son oyuncusu ise inşaat projeleriyle tanıdığımız Türkerler Grubu.

Ankara merkezli Türkerler, Bulgaristan’da altın madenci­liğine giren ilk büyük Türk şir­keti oldu. Türkerler, Bulgaris­tan’daki Velocity Minerals’ın en önemli varlığı olan Rozi­no’daki altın projesini ve çeşit­li diğer madencilik varlıkları­nı toplam 59 milyon dolar nakit karşılığında Türklerler tarafın­dan satın alındı. Türklerler, gü­nümüz kuruyla 2 milyar TL'yi aşan 59 milyon dolarlık öde­meyi iki taksitte yapacak. Bu­nun 15 milyon doları, satın al­ma işleminin kapanışında, geri kalan 44 milyon doları da 18 ay içerisinde ödenecek.

Belirtilen şirketin maden yatağı, ton ba­şına 1,22 gram altınla 11,8 mil­yon tonluk olası bir mineral re­zervine sahip. Madende, 7 yıllık bir maden ömrü boyunca 465 bin ons altın üretilmesi bekle­niyor. 2021 yılında hazırlanan raporda bunun değerinin ise 123 milyon doların üzerinde ol­ması bekleniyor. Velocity CE­O’su Keith Henderson, “Rozi­no projesine yapılan bu yatırım, özellikle Ivaylovgrad bölgesi sakinleri için memnuniyet ve­rici bir haber olacak, çünkü kay­nak sektörüne yapılan yatırım­lar genellikle yerel sakinler ve yerel işletmeler için geniş kap­samlı ekonomik faydalar sağla­ma eğiliminde” dedi.

Peki, dünyanın çeşitli coğraf­yalarında altın madeni arayan Türkler kim. Gelin, o şirketleri ve aldıkları projelere bakalım.

İstanbul Havalimanı’nı ya­pan firmalardan MNG, son bir­kaç yıldır Afrika’da altına yö­nelen Türk şirketlerinden biri. Holdingin çatısı altındaki Ave­soro Resources, Afrika kıtasın­da faaliyet gösteriyor. 2013 yı­lından bu yana faaliyet gösteren şirket, Liberya’da iki, Burkona Faso’da da bir madene sahip. Şirket, 2017 yılının ilk yarısın­da 120 bin ons altın üretti.

Şu anda üretimin 320 bin onsun üzerinde olduğu tahmin edili­yor. MNG son olarak 2016’da sahibi olduğu MNG Orko adlı firma aracılığıyla Kanada mer­kezli Aureus Mining şirketinin yüzde 55’ini 30 milyon dolara satın almıştı. Bunun karşılığı MNG, şu ana kadar 4 satın al­ma dahil, 400 milyon dolarlık bir harcama yaptı.

Sudan hükümeti Türk şirkete ruhsat verdi

Afrika’da maden arayışında­ki rotalarından biri de Sudan. 2018’de Türk Denizli şirketi, Sudan’ın Kızıldeniz eyaletinde altın aramak için adım attı. Su­dan Maden Bakanlığı’nın du­yurduğu açıklamada, Denizli Şirketi’nin, altın araştırma ve çıkarma konusunda Sudanlı “Business Haidar Mining” şir­keti ile ortaklık anlaşması im­zaladığı kaydedildi. Ardından Sudan’ın Ankara Büyükelçisi Majok Guandong, “Madenleri­mizle de ilgilenen Türk şirket­leri var. Bir Türk şirketi 5 böl­gede altın arama ve çıkarma ruhsatı aldı. Yakın zamanda çalışmalara da başlayacaklar” açıklamasında bulundu.

Cengiz ve Kalyon’un Azerbaycan’da 3 ruhsatı var

3’üncü havalimanı projesin­de yer alan ve ana işi inşaat olan Cengiz Holding, son birkaç yıl­dır özelleştirmeden aldığı ma­dencilik projeleriyle dikkat çe­kiyor. Yılda 100 bin metreden fazla sondaj çalışması yapan Cengiz Holding, bakır, alümin­yum, antimuan ve fosfat kayası alanlarında yatırımlarıyla bili­niyor. 2004 yılında özelleştir­me kapsamına alınan Eti Ba­kır Küre Tesisleri ve Eti Bakır Samsun Tesisleri ile bu alana adım atan, ardından 2005’te yi­ne özelleştirme kapsamında­ki Eti Alüminyum’u bünyesine katan Cengiz Holding, 2006’da da Murgul Bakır Tesisleri’ni devraldı.

2007 yılında Halıköy Antimuan Tesisleri’ni, 2013’te de Eti Bakır Mazıdağı Tesisle­ri’ni alan Cengiz Holding, Eti Alüminyum ile Türkiye’nin yıl­lık ihtiyacının yüzde 10’u olan 82 bin tonluk bir üretim ger­çekleştiriyor. Cengiz Holding, ayrıca geçtiğimiz yıllarda Sır­bistan’ın en büyük madencilik şirketi RTB Bor’un ihalesiyle il­gilenmişti. İhaleye çıkan şirke­tin yıllık üretimi 700 kilogram altın, 5 bin ton gümüş, 43 bin ton bakırdı. Sırp firmayı Çinli­lere kaptıran Cengiz Holding, Avrupa’daki arayışını olumlu tamamlayamadı ve yönünü As­ya’ya çevirdi.

Azerbaycan’ın 44 gün­lük Karabağ’ı Ermeni güçlerinden aldığı dö­nemin hemen ardın­dan Cengiz Holding, Bakü ile ilk res­mi projelere im­za atan şirketle­rin arasında yer almıştı. 17 Mart 2021’de Azer­baycan’da bakır ve altın üretmek için görüşmelere başlayan Cengiz, aynı yılın ma­yıs ayında Azergold yönetimi ile görüşmüştü. Gashgaçay, El­beidash ve Ağduzdağ maden ya­taklarının etüdü, araştırılma­sı, geliştirilmesi ve işletilmesi ile ilgili bazı sorunların çözü­müne ilişkin bir kararnameyi imzalamasının ardından Cen­giz Holding, ilk adımı attı.

Cen­giz Holding, Gashgaçay’ı işti­raki ait Eti Maden kanalıyla, diğer iki altın madeni olan El­beidash ve Ağduzdağ yatakla­rını ise Kalyon Grubu’yla ortak olduğu Artvin Madencilik A.Ş adlı şirketle birlikte işletecek. İşletme süresi ise her iki proje­de de 30 yıl. Öte yandan Cengiz Holding’in Özbekistan’da da al­tın madeni için davet aldığını hatırlatalım.

Taşyapı ve MTA, Özbekistan’da altın arıyor

Altına yönelen şirketlerden biri de Taşyapı İnşaat. Trump Towers, Mashattan, Almon­dhill projeleriyle öne çıkan, Türkmenistan’dan Libya’ya birçok ülkede inşaat projesi yürüten Taşyapı’nın patronu Emrullah Turanlı, geçtiğimiz yıllarda Özbekistan’a giderek Devlet Jeoloji Komitesi ile gö­rüşmüştü. Görüşme sonun­da Turanlı’nın şirketi Taşyapı, Özbekistan Devleti ile iki altın madeni ocağı kurulması için anlaşmayı imzalamıştı. Taş­yapı’nın imzaladığı anlaşmay­la şirket, Semerkant eyaletinde bulunan Gallabulak ve Kuşte­pe madenlerinde altın üretme­yi hedeflenmişti.

Özbekistan ile ilgilenen bir başka kuru­luş ise Maden Tetkik ve Arama (MTA). Enerji ve Tabii Kaynak­lar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız başkanlığındaki heyet, temaslarda bulunmak üzere gittiği Özbekistan’da Jeoloji ve Mineral Kaynaklar Devlet Ko­mitesi Başkanı Babur İslamov ile toplantı gerçekleştirdi. Top­lantıda, iki kurum arasında Öz­bekistan’ın Nevai ve Cizzah vi­layetlerindeki Saritau, Hurob ve Aydım-Jetimtau sahaların­da altın ve volfram yatakları­nın tespitine ilişkin jeolojik ça­lışmalar ve pilot ölçekli üretim gerçekleştirme anlaşması” im­zalandı.

Kazakistan için geçen yıl anlaşma imzalandı

Orta Asya’nın en zengin ül­kesi Kazakistan’da da altın ara­ma faaliyetlerine Türk şirket­ler katılıyor. Geçtiğimiz yıl bu­nunla ilgili önemli bir anlaşma imzalandı. Kazakistan ulusal madencilik şirketi Tau-Ken Samruk ile Türk şirketi D Mi­neral ile ortak bir altın arama projesi başlatılıyor.

Kazakistan Sanayi ve Altyapı Geliştirme Bakan Yardımcısı Iran Shark­han, Tau-Ken Samruk Başkanı Bakyt Chirchikbayev ve D Mi­neral Başkan Yardımcısı İlk­han Poyraz ile yapılan görüşe sonrasında anlaşma imzalan­dı. Türk ve Kazak şirketler, je­olojik keşif açısından gelecek vaat eden alanları belirledikten sonra ortak girişim oluşturma­yı planlıyor. Ortak girişim, al­tın arama faaliyetlerine odak­lanacak. Türk tarafı çalışmala rı finanse edecek. Kazak Varlık Fonu’nun bir yan kuruluşu olan Tau-Ken Samruk, katı mineral­lerin keşfi, geliştirilmesi, üreti­mi, işlenmesi ve pazarlanması konusunda projeler yürütüyor Ankara merkezli D Mineral ise madencilik sektöründe 30 yılı aşkın deneyime sahip.

Koç, dışarıda altına Ada’da başladı

 Koç Holding’in şirket­lerinden Demir Export. 2006'da Maden İşleri Ge­nel Müdürlüğü’nden ihale yoluyla Bakırtepe Altın sahasını alarak sektöre girdi. Demir Export, 2007 yılında çalışmalara baş­ladı, 2016’da da ilk altın dökümünü gerçekleştir­di. İşletmede toplam 93 bin ons altın üretimi ger­çekleştiren şirketin, 150 bin ons yani 4 bin 800 kilo altın üretmesi planlanı­yor. Bir yandan da rotasını yurtdışına çeviren Demir Export, 2022’de İrlanda’da Conroy adlı bir firmayla görüşmelerde bulunmuş, ön mutabakat anlaşması­nı imzalamıştı.

O anlaşma geçen yıl tamamlandı Koç Holding, ortağıyla İrlan­da Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda’da maden ara­maya başladı. Anlaşma ile Demir Export, şirkete ait ruhsat ve madenlerin yüzde 57.5’ini kademe­li olarak satın aldı. Demir Export’un ortak olduğu maden sayısı 11, bunun 9 tanesi İrlanda Cumhu­riyeti’nde, ikisi de Kuzey İrlanda’da bulunuyor. İlk aşamada devreye alına­cak olan Clontibret ruhsa­tında 517 bin ons kaynak bulunuyor.

2005 yılında kurulan Conroy Gold & Natural Rexources’un his­seleri İrlanda Borsası’n­da işlem görüyor. Alas­ka’da Pogo altın yatağını keşfeden Stoneboy kon­sorsiyumunda yer alan Conroy, Finlandiya’da altın, elmas ve diğer ma­denlerde büyük fırsatlar gördüğü için de Conroy Diamonds and Gold plc’yi firmasını kurdu. Ardından elmas işinden çıkan Con­roy, İrlanda’da altın ma­denciliğine yoğunlaştı. Şirket adını da daha sonra Conroy Gold and Natural Resources plc olarak de­ğiştirdi.

Tüm yazılarını göster