Geçtiğimiz hafta, beni çok heyecanlandıran “Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM)” Projesi, yeşil destinasyon modelinin hayata geçmesine tanıklık etmek için İzmir’in şahane köyü Birgi’deydim.
Birgi, UNESCO tarafından dünyanın en iyi turizm köylerinden birisi olarak seçilen muhteşem bir köy. SENTRUM ise Enerjisa Enerji önderliğinde Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Sabancı Üniversitesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, Sabancı Vakfı gibi çok sayıda paydaşın elini taşın altına koyarak ortaya çıkardığı bir proje.
Sürdürülebilir turizmin en önemli dayanak noktalarından olan yerel kalkınmanın desteklenmesi, kültürel ve doğal değerlerin korunması, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji uygulamaları ile bölge turizmini dört mevsime yayılan akıllı rotalarla ziyaretçilerin seyahat deneyimlerini kişiselleştirebilecekleri bir sürdürülebilir yeşil destinasyon haline dönüştürecek proje kapsamında Birgi’de toplum temelli sosyo-ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla, küresel olarak kabul görmüş standartların, destinasyonun özgün ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirilmesi ve sürdürülebilir turizmin desteklenmesi amaçlanıyor.
Projenin başlıca hedefleri arasında Birgi’de GSTC’nin (Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi) kriterleri ile uyumlu bir destinasyon dönüşümüne öncülük etmek, iklim risk değerlendirmesi ile mevcut ve gelecekte turizm destinasyonunu etkileyecek riskleri ve uyum tedbirlerini belirlemek ve Birgi için bir markalaşma ve pazarlama stratejisi oluşturmak yer alıyor.
Bu kadar paydaş ve Birgi gibi mutlaka sahip çıkılması gereken bir turizm merkezi bir araya gelince proje lansmanına çok büyük bir hevesle gittim. Ancak bu kadar heyecan duymamın başka bir nedeni daha vardı elbette; o nedende de sürdürülebilir kalkınmaya olan tutkum.
Sürdürülebilirlik çok boyutlu ve bireysel yaşamlarımızdan iş-ekosisteminin her noktasında kendisine karşılık bulması gerekiyor. Çünkü, ancak böyle olduğunda önümüzdeki zorlu hedef olan sürdürülebilir kalkınma amaçlarını gerçekleştirmek bir hayalden gerçeğe dönüşebilecek.
Turizm sektörü de o eko-sistemin önemli parçalarından biri. Dünyada da turizm faaliyetlerinin dinamiği bu yönde bir evrim geçirmeye devam ediyor. Turizm değer zinciri boyunca çevrenin korunmasını, biyolojik çeşitliliğin korunmasını, yerli kültürlere saygıyı ve etik ilkelere bağlılığı odağına alan sürdürülebilir turizm anlayışı giderek etki alanını genişletiyor.
Çevresel kaygılardaki artış ve geleneksel turizmin yerel topluluklar ve ekosistemler üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin farkındalık, sürdürülebilir turizme olan talebi artırıyor. Sürdürülebilir ve sorumlu turizm deneyimine yönelik artan talebin etkisiyle önümüzdeki yıllarda bu alanda önemli bir büyüme yaşanması da bekleniyor. Küresel Sürdürülebilir Turizm Piyasası büyüklüğü 2022'de 2,7 Trilyon ABD Doları olarak gerçekleşti ve 2032 yılına kadar yaklaşık 9,17 trilyon ABD dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.
Yani, sürdürülebilir turizm dünyaya ve insana iyi bir gelecek yaratma sürecine katkısı dışında ülkeler ve sektör oyuncuları için çok ciddi ekonomik sürdürülebilirlik de vadediyor. İşte tüm bu nedenlerle sürdürülebilir turizm konusunda öncü bir ülke haline gelebilmek büyük önem taşıyor.
Harika bir coğrafyaya ve kültüre sahibiz ve eğer bunları sürdürülebilirlik boyutunu işin içine katarak koruyup geliştirebilirsek çok önemli kazanımlar elde etmemiz mümkün. Lansman da yapılan konuşmalar da paydaşlar hep bu konunun altını çizdiler UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Turizmden geçimini sağlayan bölge halkına sosyal ve ekonomik fayda sağlarken doğayı koruyan ve değer veren daha yeşil, daha sürdürülebilir modeller geliştirmek hayati önem taşıyor” şeklindeki sözleriyle çok önemli noktalara değindi.
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) Genel Müdür Yardımcısı Dr. Elif Balcı Fisunoğlu da “İnanıyoruz ki Sentrum projesi kapsamındaki çalışmalar ülkemizin yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak ve dünyada iyi uygulama örneği olarak yerini alacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar ise “Türkiye’nin enerji dönüşümünü mümkün kılma çalışmalarımızla birlikte daha iyi bir gelecek vizyonumuzun ışığında ülkemizin en önemli gelir kaynaklarından biri olan turizm sektörünün sürdürülebilir uygulamalar ve yenilenebilir enerji ile dönüşümüne katkı sağlamayı amaç edindik.
Daha önce Ayvalık Küçükköy’ün dönüşümü için hayata geçirdiklerimizin kapsamını genişleterek tecrübemizi Birgi’ye taşıyoruz” ifadelerini kullandı. Ben kalbimi Birgi’nin güzelliklerinde bıraktım ama cebimde sürdürülebilir turizme odaklanmanın ne kadar hayati olduğu ile ilgili bilgilerle döndüm. Bu toprakları geleceğe hazırlama fırsatımız var bu fırsat da sürdürülebilirlikten geçiyor aman hiç unutmayalım.