Tüketime dönük ithalat (Gelirimiz % 11.7 artarken harcamalarımız yüzde 2

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Geçen hafta sonu 2010 yılının ilk 3 aylık dönemine ait dış ticaret miktar endeksleri açıklandı. İthalat miktar endeksi yılın ilk 3 aylık döneminde yüzde 22.6 oranında artış göstermiş.

Yılın ilk 3 ayında ihracat geliri yüzde 7.0 oranında artarken ithalat harcamaları yüzde 32.7 oranında büyümüştü. Bunun sonucu olarak dış ticaret 12.1 milyar dolar açık vermişti.

Burada üzerinde durulması gereken ithalatın yapısıdır. Bizde ithalat artışı devamlı yatırıma bağlanır. Şu bir gerçek ki, krizin etkisinde yatırımlardaki yavaşlama nedeniyle, yatırım malı talebi azaldı.

İthalatı artıran ucuz ithal girdilerdir. Ucuz ithal talebi giderek büyüyor.

İthalat artıkça büyüyen dış ticaret açığı, sonunda cari açığı (döviz açığını) artırıyor. Yılın ilk 3 ayında cari açık 9 milyar 890 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ülkedeki taplam talebi karşılayan tabii ki öncelikle ülkedeki mal ve hizmet üretimidir. Cari açık ile bu talebe ek olarak talep yaratan bir kaynaktır. Hem de net bir kaynaktır.

Milli gelir rakamları açıklandığında, milli gelirin harcamalara göre dağılımı tablosu, ülkede üretilen mal ve hizmetlere olan talebin yapısını ortaya koyuyor.

Ege Cansen, milli gelirin harcamalara göre dağılımını ortaya koyan sınırlı talebin ,ülkedeki toplam talebi göstermediğini, buna cari açık ile yaratılan talebin de eklenmesi gerektiğini

söylüyor.

Ege Cansen bu görüşüne dayalı olarak yarattığımız gelir ile harcama arasındaki farka dikkat çekiyor.

Ege Cansen'in anlatımı şöyle: "2010 yılının ilk çeyreğinde bir yıl öncenin aynı dönemine göre milli gelirimiz % 11.7; harcamalarımız ise % 23.7 arttı.

Yani bu yıl, geçen yıla göre çok daha fazla harcama yaptık.

Bir ülkenin harcamalar toplamı, milli geliri ile cari açığının toplamına eşittir. Nasıl bir ailenin toplam harcamaları (tüketim artı yatırım) o ailenin has gelirleri ile aldığı borç tutarının toplamına eşitse, bir ülke için de aynı hesap geçerlidir.

Cari açık, başka milletlerin tasarruf edip tüketim veya yatırım için harcamadığı paraları onlardan alıp (çoğunlukla borç olarak) harcamak demektir.

Türk milleti 2010 yılının ilk çeyreğinde 243 milyar liralık katma değer yaratmış üstüne 14 milyar lira ( 9.8 milyar dolar) da borç almıştır (Cari açık/döviz açığı vermiştir). İkisinin toplamı 257 milyardır.

Hâlbuki geçen yılın cari açığı 2008 yılına göre küçültmüştü.

Yani 2009'un ilk çeyreğindeki harcama küçülmesi aynı dönemin milli gelir düşüşünden % 6.7 fazlaydı.

Kısaca geçen yıl, yüzdesel olarak, milli gelir azalmasından daha fazla harcamalarımızı kıstık. Tam bir büzülme yaşadık. Bu yılın ilk üç ayında da tam tersini yaşıyoruz. Ama yılın ikinci yarısında büyüme hızının azalacağı aşikâr.

Ekonomik olayları çok yönlü, çok boyutlu değerlemeye mecburuz. Ege Cansen'in tartışmaya açtığı konu çok önemlidir. Ne yazık ki bizde üniversiteler ve iktisatçılar bu tür konulara gereken ilgiyi göstermiyor.

Tüm yazılarını göster