"Tüketiciler hakkınızı korumak için örgütlenin"

Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Hem üreticinin hem tüketicinin memnun olmadığı, üretim alanından, tüketime 5-6 kat artan fiyat artışı konusunda bireysel şikayetlerin de belediyelerin ve kamunun polisiye tedbirli denetimlerinin de sonuç vermediğini görüyoruz ve biliyoruz. Onun için bu konuda dünyada örnekleri görülen tüketici örgütlenmesinin önemini anlatan bir slogana yazımda yer veriyorum.

Toplumu çeşitli alanlarda, canlandıran, şevke getiren, olumlu sonuç veren sloganlar vardır.

Başlıkta yer verdiğim sloganın bunlardan biri olduğuna inanıyorum. Yeni hal yasası hazırlığını okuduğumda bu öneriyi ele almak istedim.

Hepimizin her gün şikayet ettiğimiz üreticiden tüketiciye gelene kadar aşırı fiyat artışları konusunda tüketiciler olarak yeterli örgütlü tepkiyi ortaya koymuyoruz.

Sonuçta; üreten ürettiğinden beklediği değeri elde edemiyor. Zamanla üretimden vazgeçmeye çalışan bir mutsuzluğu yaşıyor. Tüketici ise her geçen gün artan fiyatlara kızgınlığını dile getiriyor.

Buna karşı tepkisini birey olarak ortaya koyamadığı gibi, örgütlü bir yapıda da hareket edemiyor.
Kamu, tüketicilerin şikayetlerini, pazarda denetimleri artırarak çözüme kavuşturmaya çalışırken, bu sonuç vermezse narhlarla (devletçe belirlenen fiyat), polisiye yaptırımlarla, tüketiciler lehine sonuç alma yoluna gider. Bunlar serbest piyasa kurallarına aykırı sonuç verir.

Bu konuda sağlıklı olanın ne olduğunu dünyadaki uygulamalar, tüketici bilinçlenmesi ve tüketici örgütlenmesi olduğunu gösteriyor. Bilinçli tüketiciler örgütleniyorlar ve haklarını bu şekilde koruyorlar.

Bu kimi zaman örgütlü olarak bir ürünü boykot etme, satın almayarak cezalandırma olarak ortaya konuluyor. Kimi zaman kamusal bir sorun olduğu düşünülürse, o zaman kitlesel gösterilerle tepkiler ortaya konuluyor.

Özellikle yüksek enflasyonlu dönemlerde, gıda fiyatlarındaki artışların, enerji fiyatlarındaki artışların önlenemediği halkı rahatsız ettiği dönamlerde. Tüketiciler bu kitlesel gösterilerle tepkilerini ortaya koyuyorlar. Gösterilerin kitlesel hal alması, önerilere kulak verilmesi, çözüm üretilmesini zorunlu hale getiriyor.

Bizde soruna baktığımızda en çok şikayete konu olan gıda enflasyonunda aracı sayısının çokluğu, taşımanın raylı sistemle değil, karayoluyla yapılmasının getirdiği yük ve tüketim alanlarındaki kira yüklerinden kaynaklandığını saptayabiliyoruz. Bu konudaki şikayetler, uzun süredir tekrarlanıyor. Hal Yasası değişiklikleri gibi çare arayışları sonuç vermiyor. Aracı sayısı da karayolunda taşımacılık da kent içinde yüksek kiralı alanlarda satışlar da sürüyor. Bir de buna çağ dışı soğutma tesisi olmayan araçlarla ve depoloma sistemiyle yüzde 25’lere varan, kayıplar eklenince sorun daha da büyüyor. Üretim alanındaki fiyat, tüketim alanında 5’e 6’ya katlanıyor.

Sonuçtan ne üretici ne tüketici memnun oluyor. Tek memnun olanlar aracılar oluyor.

Bu yapıyı değiştirecek olan tüketicilerin haklarını korumak için örgütlenmesidir. Dünyanın birçok yerinde tüketici örgütlenmesi bu konuda olumlu sonuç vermiştir. Bizde de gidilmesi gereken bu olmalıdır. O nedenle yazının başlığını o yönde bir slogan olarak, “Tüketiciler hakkınızı korumak için örgütlenin” diye ortaya koydum.

Tüm yazılarını göster