Sigortacılık sektörü yılın son ayına oldukça hızlı giriyor. Daha önceki yazılarımda da değindiğim konuların başında tanıtım seferberliği geliyordu. Kriz sigortacılar için fırsat olabilirdi gerçekten. Televizyonlarda ilk kez üç dört sigorta şirketimizin reklamları aynı anda dönmeye başladı. Reklam konseptleri farklı. Fakat verilmek istenen mesajlar genelde sigorta poliçe fiyatları kişilere ve şirketlere göre değiştiği şeklinde. Bu nedenle mutlaka birkaç şirketten fiyat almadan poliçe kestirmeyin mesajı verilmek isteniyor. Bu reklamlar da gösteriyor ki aralık ayı sektör için geçen seneki gibi kıyasıya rekabet ortamında geçecek.
Sektördeki büyümenin hız kesmesi ve krizin sektörü etkilemesinin sonuçlarının en erken 2010'larda görüleceği varsayılarak, şirketler her ne olursa olsun bu zor günlere önlerde girmek istiyor. 2009 yılı, rekabetin en yoğun yaşanacağı bir yıl olacağı şimdiden belli. Büyük bir sigorta şirketimizin genel müdürü acentelerine 2009 yılında bütün acentelerinin öncelikle çelik kasa almalarını tavsiye etmiş. "Şirketimiz öyle bir satış stratejisi izleyecek ki silip süpüreceğiz ortalığı, paraları koyacak yer bulamayacaksınız" demiş. Bunu sektörün büyük oyuncularınından birinin genel müdürü söylediyse gelecek yılın nasıl geçeceğini şimdiden tahmin etmek zor değil.
Acenteler endişeli
Bir acente dostum ile konuştuğumda ise, "Can Bey geçtiğimiz sene 6 bin YTL'ye poliçe kestiğimiz BMW X5'e poliçeyi bugün 2 bin YTL'ye poliçe kesiyoruz. Fiyatların bu kadar gerilediğini vatandaşa anlatmak gerekiyor. Kaskoda alınacak çok yol daha var. Vatandaşlarımız özellikle kriz dönemlerinde polisiye olayların artacağını göz önünde bulundurmalı. Evi varsa konut sigortası, otomobili varsa kasko yaptırmalı. Özellikle hırsızlığa karşı. Kasko yaptırmak da artık para değil" dedi. Bu arada acente dostum sektöre yeni sigortalı girişi olmazsa özellikle acentelerin işinin çok daha zorlaşacağını çünkü düşen fiyatlar nedeniyle acentelerin de gelirlerinde ciddi gerileme olduğunun altını çizdi.
Devlerin savaşı
Sektörde yabancı dev sigorta şirketlerinin ağırlığı hissedilmeye başlandı. Güçlü sermaye yapıları kıyasıya rekabet için bir güç tabii ki. Fakat ne olursa olsun bu şirketlerin de dünyadaki finansal dalgalanmalardan etkilenmediklerini düşünmek saflık olur. Bu şirketler bir de Türkiye'de para kaybemek istemeyeceklerdir. Bu nedenle de özellikle 2009 bu konuda belirleyici olacak düşüncesindeyim. TSRŞB Başkanı Hulusi Taşkıran'ın geçtiğimiz yıl söylediği gibi "Sektördeki şirket sayısı fazla. Önümüzdeki yıllarda birleşmeler gerçekleşebilir, şirket sayısının 20'lere inmesi normaldir" demişti. Bu sürecin kriz ile birlikte hızlanacağı beklenebilir. Büyük balıklar küçük balıkları yutacak ya da küçük balıklar farklı denizlerde yüzmeye başlayacaklar.
Tüketiciler avantajlı olacak
Rekabet ortamının tüketicinin lehine olduğunu söylemek mümkün. Sigortalı vatandaşlarımız poliçe yenileyeceği zaman en iyi fiyatı bulabilmek için birden fazla sigorta şirketinden fiyat almalılar. Sigorta ile bugüne kadar tanışmamış vatandaşlarımız için ise bu bir fırsat. En uygun fiyata sigorta yaptırmak için bulunmaz fırsat günlerini veya aylarını yaşıyoruz. Fırsat bu fırsattır deyip sigortanızı yaptırın gece rahat uyuyun derim.