Tüketici hem ekonomi kötü diyor, hem tasarruf edeceğini söylüyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Tam da "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" dedirtecek bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye İstatistik Kurumu ve Merkez Bankası tüketiciye soruyor, "Ekonomi nasıl" diye, alınan yanıt, genel olarak gidişatın kötü olduğu yönünde. Vatandaş böyle düşünüyor; haklı ya da haksız, görüşü böyle.

Peki, hangi sorularla bu yargı oluşuyor, ona bakalım. Vatandaşa hanenin gelecek 12 aya ilişkin maddi durum beklentisi soruluyor, aralıktan ocak ayına geçişte yüzde 1.1'lik bir kötüleşme var. 

Bir başka soru, genel ekonomik durum beklentisinin ne olduğu. Bu alandaki kötüleşme oranı yüzde 4.3 düzeyini buluyor.

Diğer bir soru da işsiz sayısı beklentisiyle ilgili. Tüketicinin işsiz sayısı beklentisinde artış var, endeksteki kötüleşmenin oranı yüzde 6.2 düzeyinde. 

Yani bu üç konu başlığının ortalamasını alırsak ocak ayındaki durum, aralık ayına göre yüzde 3.7 oranında daha kötü. Beklentiler bu oranda bozulmuş. 

Sonuç olarak tüketici diyor ki, aralık ayında ocak ayına göre maddi durum beklentim kötü, genel ekonomik duruma ilişkin beklentim kötü, işsiz sayısı beklentim kötü... 

"Gidişat kötü, ama tasarruf edeceğim"

Peki bütün bunlar kötüye giderken, nasıl oluyor da daha fazla tasarruf edilebileceği dile getiriliyor? 

Tüketici güven endeksini oluşturan dördüncü konu başlığı tasarruf etme ihtimali ve bu soruya yanıt verenler, aralık ayına göre ocakta tasarruf etme ihtimallerinin arttığını söylüyorlar. 

İşler kötüye gidecek, ama tasarruf etme ihtimali artacak... İyi de bu nasıl olacak?

Normalde bir çelişki bu. Maddi durumu ve genel ekonomik durum beklentisi bozulan, işsizlik beklentisi daha da artan bir hane ya da birey, nasıl olur da daha fazla tasarruf edebileceğini söyler ki...

Düz mantıkla bu bir çelişki. Ama, şöyle bir görüş dile getiriliyor: 

"Vatandaş, ekonomide işlerin daha da olumsuz seyredeceğini düşünüyor. Bu yüzden de, tasarrufa daha fazla önem vermesi gerektiğine inanıyor. Geliri daha da artacağı için değil, gelecekte geliri düşeceği için şimdiden üç beş kuruş tasarruf etmesinin şart olduğu görüşüyle hareket ediyor."

Gerçek düşüncenin böyle olup olmadığını bilme şansımız tabii ki yok. Ama bunun, tümüyle yabana atılmayacak bir görüş olduğunu da belirtmek gerek. 

Tasarruf endeksi zaten çok düşük

Tüketici güven endeksi sıfır ile 200 arasında bir değer alıyor ve 100'ün üstü iyimser, 100'ün altı kötümser duruma işaret ediyor. 

Tüketici güven endeksinin ocak ayındaki düzeyi 71.62, yani iyimserlik sınırı olan 100'ün çok altında. Maddi durum beklentisi endeksi 92.17, genel ekonomik durum beklentisi endeksi 95.65, işsiz sayısı beklentisi endeksi ise 73.57 düzeyinde. Tasarruf etme ihtimalini gösteren endeks ise ocak ayındaki yüzde 10'luk artışa rağmen yalnızca 25.09 düzeyine çıkmış durumda.

Yani tasarruf endeksi, şimdiki düzeyine göre yüzde 300 artsa, iyimserlik sınırına ancak gelecek. Dolayısıyla tasarruf etme ihtimaline dönük endekste ortaya çıkan çok küçük hareketler, oransal olarak büyük değişimlere işaret ediyor etmesine ama, bu endeksin hala çok düşük seyrediyor olduğu gerçeği değişmiyor. 

Hem zaten mevcut dönemin tasarruf etmek için uygun olup olmadığı yönündeki soruya verilen yanıtlarla oluşan alt endeksin çok daha yüksek olduğu dikkati çekiyor. Bu endeksin ocak ayındaki düzeyi 63.5. Oysa tasarruf etme ihtimaline ilişkin endeks yalnızca 25.09. Bir başka ifadeyle vatandaşlar içinde bulunulan dönemi genel olarak tasarruf etmek için uygun buluyor olsalar da, tasarruf etme ihtimallerinin düşük olduğunu belirtmeden geçemiyorlar. İki endeks arasındaki fark biraz da bunu gösteriyor. 

Tüm yazılarını göster