Tüketici güvenini iyi analiz etmeli

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası ile Türkiye İstatistik Kurumu'nun birlikte oluşturdukları tüketici güven endeksi 2003 yılının aralık ayından bu yana hesaplanıyor. İnsan hayıflanıyor; keşke bu endeks daha önceden beri hesaplanıyor olsaydı, diye. Endeks daha önceye uzanıyor olsaydı, haydi 1994 krizi çok eskide kaldı diyelim de, hiç olmazsa 2001 krizinin tüketici güveni üstünde nasıl etkileri olduğunu rakamsal olarak görebilirdik.

2002 seçimlerinde dönemin koalisyon hükümetini oluşturan DSP, MHP ve ANAP'ın nasıl sandığa gömüldüğünü biliyoruz. Öküz altında buzağı aramaya gerek yok; 2001 krizi halkı öylesine ezdi geçti ki, bunun faturasının bir yerlere çıkarılması gerekiyordu ve çıkarıldı da. Üstelik ortada denenmemiş bir parti vardı, vatandaşın dini duygularına daha kestirmeden ve can alıcı noktalardan hitap ediyordu, söz konusu üç parti sandıktan çıkamayınca TBMM de iki partiye kalıverdi.

Tüm çalışmalar gösteriyor ki, Türk seçmeni sandığa gittiğinde ağırlıklı olarak ekonomik temele dayalı tercihte bulunuyor. Her siyasal görüşün, her partinin kemikleşmiş bir oyu elbette var; ama ekonomide dile getirilen ve inandırıcı olan vaatler, yüzer-gezer oyların bir anda yön değiştirmesini sağlayabiliyor.

Tüketici güven endeksinin 2003 yılının aralık ayından beri hesaplandığını belirtti. Yazı ekindeki grafiğin bize söylediği çok açık; tüketicinin ekonomiye duyduğu güven 2003 yılı sonundan beri dalgalana dalgalana her yıl azaldı. Hatta, 2004, 2005 ve 2006 yıllarındaki tepe ve dip noktalar, düzey farklı olmakla birlikte, neredeyse birbirinin kopyası. 2007'de farklı bir eğilim ortaya çıktı, 2008'de küresel krizin etkisiyle bir çöküş yaşandı, 2009'da başlayan çıkış ise dalgalanarak sürüyor.

Geçen yılın haziran ayından bu yılın mayıs ayına kadar geçen son bir yıllık sürede ise tam bir V oluştu. Her ne kadar son dönemde artış göstermiş olsa da, tüketici güveni, iyimserlik sınırı olan 100'ün halen çok altında bulunuyor.

Türk tüketicisinin ekonomiye duyduğu güvenin AKP iktidarı boyunca sürekli azaldığı ortada. Haydi 2008'deki çöküşü saymayalım, o küresel kriz yüzünden oldu. Ama halen, 2007 sonundaki kriz öncesi düzeyin çok gerisindeyiz. Yani, küresel kriz olmasa da ekonomiye duyulan güvendeki azalma sürüyor olacaktı.

Vatandaş ekonomiye kerhen güven duyuyor. Biraz da kendini çaresiz ve seçeneksiz hissettiği için. Son zamanlarda ana muhalefet cephesinde yaşanan lider ve bağlı olarak söylem değişimi de işte bu yüzden iktidar partisini rahatsız ediyor. Her yönüyle olağanüstü başarılı olsa bile her hükümet zamanla yıpranır, bu kaçınılmaz, seçmen de yeni arayışlara yönelebilir. Kaldı ki ortada, ister küresel krizin tetiklemesiyle olsun, ister başka nedenlerle, ekonomide kayda değer çok önemli başarılar yoksa, hatta birçok yönden geri gidiş yaşanmışsa, seçmen gözünü diğer partilere çevirebilir; "ekonomik temelli oy kullanma" dürtüsü daha da ön plana çıkabilir.

Tüketici güven endeksini iki okuyabilen, objektif bir şekilde okuyabilen ve ona göre pozisyon alabilen, kesinlikle kazançlı çıkacaktır.

Tüm yazılarını göster