Tüketici güveninde son iki aydaki düşüş yüzde 15'e yaklaştı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Tüketici güveni iki aydır tam anlamıyla baş aşağı gidiyor. Ağustos, eylül ve ekim aylarında neredeyse sabit kalan ve sırasıyla 74.4, 74.3 ve 74 düzeyinde oluşan endeks, kasımla birlikte düşüşe geçti. Tüketici güven endeksi kasım ayında yüzde 6.9 azalarak 68.9'a inmişti. Düşüş, aralıkta daha da hızlandı. Tüketici güveni yılın son ayında yüzde 8 daha azaldı ve 63.4'e geriledi.

Endeks olarak verdiğimiz değerlerin, yani örneğin aralık ayı için 63.4'ün neyi ifade ettiğini bir kez daha vurgulayalım. Tüm güven endeksleri gibi tüketici güven endeksi de sıfır ile 200 arasında bir değer alıyor ve 100'ün altındaki değerler kötümserliğe, 100'ün üstündeki değerler ise iyimserliğe işaret ediyor.

Dolayısıyla aralık ayında oluşan 63.4'lük endeks, kötümserlikten kurtulmamız için gereken 100'e ulaşmak için bile yüzde 55'lik artış sağlamamız gerektiği anlamına geliyor. Tüketici güvenini yüzde 55 artırabilirsek, "ne iyimser-ne kötümser" dengesi olan 100'e ancak gelebileceğiz.

Varın tüketicinin ekonomiye duyduğu güvende ne kadar aşağılarda olduğumuzu anlayın!

Düşüş niye hızlandı?

TÜİK ile Merkez Bankası'nın ortaklaşa oluşturdukları tüketici güven endeksinde son iki aydaki hızlı düşüşün dikkat çektiğini vurguladık.

Bu hızlanmada kuşku yok ki ekonomide yaşanan olumsuzluklar en büyük paya sahip. Türk parasının hızla değer kaybetmesi ve bu süreçte ekonomide bir dizi zorluk yaşanacağı gerçeği toplumu rahatsız ediyor, geriyor.

Bazen, ekonomik zorlukların üstesinden gelmek için alınan önlemler de; yapılan bir takım çağrılar da öyle görünüyor ki "Eyvah ortada ciddi bir durum var" algısı yaratıyor. Örneğin şu döviz bozdurma çağrıları... Döviz talebinin kaynağı tam olarak bilinmeden vatandaşın satacağı dövizle bu talebin doyurulacağını düşünmek ve "TL'ye geçin" çağrısında bulunmak, toplumdaki telaşı artırıyor. Hele hele bazı kuruluşların, öncü olmak adına döviz varlıklarını TL'ye çevirmeleri, çoğu kez ters etki bile doğurabiliyor.

İşte biz son iki ayı bu ortam da geçirdik, geçirmekteyiz. Bu yüzden de tüketicinin ekonomiye duyduğu güvenin birden tepetaklak olmasına şaşmamak gerek. Dolayısıyla tüketici güven endeksinin iki ayda yaklaşık yüzde 15 gerilemesi önemli bir kötü gidiş işareti, ne var ki bu pek de şaşılacak bir durum değil.

Sorunumuz yalnızca ekonomik de değil ki... Sonuçları kuşkusuz ekonomiye de yansıyan iç ve dış siyasi gelişmeler vatandaşı rahatsız ediyor.

Bütün bunların sonucunda da tüketici güven endeksi aralıkta bu yılın en düşük düzeyine inmiş bulunuyor. Endeks, aralıkta geçen yılın ekiminden sonraki en düşük düzeye inmiş durumda.

Geçen yıldan iyi ama...

Tüketici güven endeksi her ne kadar son iki ayda hızlı bir gerileme göstermiş ve geçen yılın altına inmişse de yılın ilk on ayında (şubat hariç) geçen yılın aynı aylarının üstünde seyretti. Dolayısıyla geçen yıl ortalamasında 66.3 olan endeks, bu yıl 69.5'e çıktı.

Ama bu durum bizi yanıltmamalı. Türkiye geçen yıl iki seçim yaşadı. Endeks, geçen yıl hazirandan sonra üç ay boyunca geriledi. Hükümetin kurulamayacağının anlaşılması ve erken genel seçim kararının alınmasıyla birlikte tüketici güveninde ilk olumlu tepki ekim ayında görüldü. Tüketici güveni geçen yıl ekimde yüzde 7.3 arttı. Ama asıl artış yüzde 22.9 ile kasım ayında görüldü. 1 Kasım seçiminde oluşan tablo sonra böyle bir sonuç verdi. Kasım ayındaki yüzde 22.9 artış, tüketici güven endeksinde bir ayda gerçekleşen en yüksek artış olarak kayıtlara geçti.

Ne var ki kasımdaki bu hızlı artış bile geçen yılın ortalamasının düşük kalmasını engelleyemedi. Dolayısıyla bu yılın ortalamasını değerlendirir ve geçen yılın üstünde bir düzeye çıkıldığı yorumunu yaparken, 2015'in iki seçim yaşanan bir yıl olduğu gerçeğini gözden uzak tutmamak gerekiyor.

Endeksin detayı

Tüketici güven endeksi, dört alt endeksin bileşeni niteliğinde. Bu dört alt endeksin aritmetik ortalaması da genel endeksi veriyor.

İşte bu dört endeksten biri olan hanenin maddi durum beklentisi kasımdaki yüzde 5.4 düşüşten sonra aralıkta da yüzde 4.1 geriledi.

Genel ekonomik durum beklentisi kasım ve aralık sırasıyla yüzde 6.5 ve yüzde 9.5 düşüş gösterdi.

İşsiz sayısı beklentisi yüzde 7.6 ve yüzde 8.3 azaldı. Ama işsiz sayısı beklentisi endeksindeki azalmanın, ters yönde düşünülmesi gerektiğini, yani bu azalmanın işsiz sayısında artış beklendiği anlamına geldiğini belirtelim.

Tasarruf etme ihtimaline ilişkin endeks ise kasımda yüzde 12.7, aralıkta yüzde 17.9 gerileme gösterdi. Tasarruf etme ihtimaline ilişkin endekste iki ayda yaşanan gerileme yüzde 28'i buldu. Bu endeks zaten çok çok aşağılarda. Tasarruf etme ihtimaline ilişkin endeks aralık ayı itibariyle yalnızca ama yalnızca 16.68 düzeyinde bulunuyor.

"Henüz ay tamamlanmadı, nasıl oluyor da aralık ayı endeksinin sonuçları açıklanabiliyor" diye düşünenler olabilir. Tüketici güven endeksi, ayın ilk yarısındaki saha çalışmasıyla oluşturulduğu için sonucu böylesine erken almak mümkün oluyor, bunu da belirtelim.

Tüm yazılarını göster