Tüketici ekonomiye beş yıldır güven duyamıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası ile TÜİK'in ortaklaşa gerçekleştirdikleri bir çalışma var: "Tüketici güven endeksi." Bu iki kurum, tüketicinin ekonomiye ne ölçüde güven duyduğunu ölçmeye çalışıyor. Bazı aksayan tarafları olsa da, ki bunu daha önce dile getirmiştik, tüketicinin ekonomiye güvenini ölçmede elimizdeki tek bilimsel çalışma bu.

Tüketicilere; "altı ay öncesine göre mevcut dönemdeki satın alma güçleri, gelecek altı aylık dönemde satın alma güçlerinin nasıl olacağını tahmin ettikleri, gelecek üç aylık dönemdeki genel ekonomik duruma nasıl baktıkları, gelecek altı aylık dönemdeki iş bulma olanaklarını nasıl değerlendirdikleri ve mevcut dönemi dayanıklı tüketim malı satın almak için uygun bulup bulmadıkları" soruluyor. Ortaya çıkan endekslerin ortalaması alınarak da tüketici güven endeksi oluşturuluyor. Bu endeksin 100'ün üstünde olması tüketicinin ekonomiye güven duyduğunu, endeksin 100'ün altında kalması ise tüketicinin kötümser olduğunu gösteriyor.

Tüketici güven endeksi 2003 yılının aralık ayından bu yana hesaplanıyor. Yani, söz konusu endeks, bu yılın mart ayı da dahil 88 aydır oluşturuluyor. Endeks, bu 88 ayın yalnızca 23'ünde 100'ün üstüne çıkmış, 65 ayda ise 100'ün altında kalmış.

Tüketici güven endeksinin şimdiye kadar en yüksek düzeye 111.9 ile 2004 yılının şubat ayında çıktığı, en düşük düzeylerin ise 68.9 ile 2009 yılının kasım ve 69.9 ile yine aynı yılın aralık ayında oluştuğu görülüyor.

Beş yıldır güven yok!

Tüketici güven endeksi son olarak 2006 yılının mayıs ayında 100.1 düzeyinde gerçekleşti. Sonrasında bir daha 100'ün üstü görülemedi. Bir başka ifadeyle, Merkez Bankası ve TÜİK'in ortaklaşa belirledikleri ekonomiye güven, beş yıldır yok!

Hani bu çalışmayı özel sektörden birileri, bir sendika ya da bir halkla ilişkiler şirketi yapsa, altında başka şeyler aranabilirdi. Oysa çalışmanın altında imzası bulunan kurumların Merkez Bankası ve TÜİK olması, hiçbir tartışmaya yer bırakmıyor.

Her şeyin iyi gittiği bir ekonomiye tüketici neden güven duymuyor, duyamıyor? Ya ekonomide her şey iyi gitmiyor ya da tüketici "nankör", bu durumun başka bir izahı var mı ki…

Makama saygı

Merkez Bankası'ndaki önemli toplantıları zaman bulduğum ölçüde yerinde izlemeye özen gösterdim. Eski Başkan Durmuş Yılmaz'ın yapacağı konuşmaları, açıklayacağı önemli raporları birebir dinlemenin yararı vardı çünkü. Bu toplantılar ya da konuşmaların televizyon ekranlarına yansımayan bir yönü vardı. Basit bir görüntü gibi yorumlanabilir, ama önemli aslında.

Durmuş Yılmaz kürsüde konuşmasını tamamlayıp yerine otururken, saygıyla hafifçe yerinden doğrulan tek kişi Başkan Yardımcısı Erdem Başçı olurdu. Kaldı ki, Erdem Başçı, daha önce veto edilmemiş olsaydı Durmuş Yılmaz'ın koltuğunda oturuyor olacaktı.

Başçı, tüm toplantılarda veya kamuoyuna açık toplantılarda Durmuş Yılmaz'a, en azından Merkez Bankası Başkanlık makamına saygısını gösterdi. Şimdi de Başkanlık makamına oturdu.

Erdem Başçı'yı önemli bir sınav bekliyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın çok eski arkadaşı olması Merkez Bankası'nın yeni Başkanı için kabul etmek gerekir ki bir önyargı kaynağı. Bu önyargıyı yıkmak için hem Babacan'ın, hem Başçı'nın çok özenli davranması gerekiyor. Bazı şeyler çok zor kazanılır, ama onu yıkmak çok kolaydır. Merkez Bankası'nın bağımsızlığına ilişkin inanç da öyle…

Tüm yazılarını göster