TÜİK’i beklemeye gerek yok, işsizlik oranını SPM 1 ay önceden açıklıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi bünyesinde oluşturulan Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SPM), işsizlik oranını yine çok küçük bir farkla tahmin etmeyi başardı. TÜİK, ağustos ayı işsizlik oranını yüzde 10.1 olarak açıkladı. SPM’nin tahmini ise yüzde 10.3 düzeyindeydi.

SPM, işgücü piyasasıyla ilgili başlıca verileri tahmin etmeye haziranda başladı. Söz konusu ay, SPM, işsizlik oranını yüzde 9 olarak tahmin ettiğini açıkladı. TÜİK’in ilan ettiği gerçekleşme ise yüzde 9.1 oldu. Temmuza gelindi; SPM’nin yüzde 9.6 olarak tahmin ettiği oran, bu kez yüzde 9.8 olarak gerçekleşti. Ve nihayet dün açıklanan oranlarda da bu kez SPM’nin yüzde 10.3’lük tahminine karşılık yüzde 10.1’lik bir gerçekleşme gördük.

Şunu da kabul etmek gerekir, Türkiye’de işsizlik oranının yönünü genel hatlarıyla kestirmek pek de zor değil. Şimdiye kadar kaç kez biz de vurguladık zaten; Türkiye’de işsizlik oranı mevsimsel etkenlerle çanak eğrisi çizer, yaz aylarında dip yanan işsizlik oranı, bahar ve kış aylarında yüksek gerçekleşir. Bu yılın diğer yıllardan farkı, dip noktanın haziranda değil de mayısta görülmesi oldu. İşsizlik oranındaki artış, haziranla birlikte kendini gösterdi.

En yüksek üçüncü ağustos

Ağustos aylarındaki işsizlik oranı genellikle tek hanede geçilirdi. Bu yıl tersi oldu ve çift haneyi gördük. 

Yeni seri işgücü istatistiklerinde on yıl geriye gidebiliyoruz. TÜİK verilerine göre, bu on yıllık seride 2009 ve 2010’dan sonraki en yüksek ağustos gerçekleşmesi bu yıl yaşanmış oldu. Daha doğrusu, söz konusu iki yıl dışında zaten çift haneli ağustos oranına rastlanmamıştı. 

2009 ve 2010, bir anlamda kriz yıllarının tortusunu taşıyordu. Peki ya 2014? Ne oldu da daha ağustos ayında yüzde 10.1 ile çift haneye çıkmak durumunda kaldık? Ya da daha önemlisi ağustosta bu düzeye çıkan işsizlik oranında bizi yılın gelecek aylarında ve 2015’in ilk aylarında hangi oranlar bekliyor dersiniz? 

Gidiş iyi değil, zaten işsizlikle mücadelede genel anlamda başarı sağlayabilmiş değiliz. Temel sorunlarımız olduğu yerde duruyor. Hala işsizlik oranımızın Batılı ülkelerin çoğundan düşük olduğunu söyleyerek avunuyoruz da, hep vurgulandığı gibi bizde işgücüne katılma oranının böylesine düşük olması sayesinde bu düzeyleri tutturabildiğimiz gerçeğini unutmayı tercih ediyoruz.

İşte sonuç ortada; ekonomik büyümemiz biraz hız kesince, iç talep biraz daralınca ve bunun yanında bir de işgücüne katılma oranı biraz kımıldar gibi olunca, ağustos ayında bile çift hane işsizlik oranı kaçınılmaz hale geliyor. 

Suriyelilere çalışma olanağı 

Şimdi bir de gündemde Suriyelilere çalışma olanağı tanınması var. Dikkat edelim, bu çok tehlikeli sonuçlar verecek bir adım. Türk insanı işsiz ve aç gezerken, çok daha düşük ücretle çalışmaya razı olacak Suriyelilerin istihdam edilmesi iç huzursuzluğu artıracak, bu kaçınılmaz.

Suriyelilerin istihdamını, ne yaparak işgücü istatistiklerine yansıtabileceğiz, pek belli değil. Dolayısıyla bu durum, makro göstergelere yansıyacak rakamsal bir sorun kaynağı olabilir. Ama elbette bundan daha önemlisi, çalışma barışının daha da bozulması olacaktır.

Çalışma Bakanlığı açıkladı; 2002’den bu yana iş kazalarında yaklaşık 14 bin kişi yaşamını yitirmiş. Kimi yıllar her gün ortalama 3 kişi, 4 kişi ölmüş. Her gün! Ama bu riske rağmen, o ilkel çalışma koşullarına ve dışarı çıkamama olasılığının bilinmesine rağmen, her gün madenlere inen binlerce işçi var. O madenlerde çalışmaya razı olanların sayısı bile, Türkiye’deki işsizliğin nasıl bir sorun olduğunu göstermeye yeter.

Siz şimdi bu sorunu katmerli hale getirecek şekilde yabancı işçi istihdamına kapı açıyorsunuz. Ne denir ki, hayırlı olsun!  

Tüm yazılarını göster