TÜİK'ten inanılmaz hata

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bir yıl vadeli mevduat faizinin hangi dolayda olduğu sorulsa, ekonomiyle piyasayla iyi kötü ilgili hiç kimse herhalde "Yüzde 5'in altında" diye yanıt vermez. Herkes bilir ki, bir yıl vadeli mevduat faizi yüzde 10 dolayında salınmaktadır. 

İyi ama, birisi çıkar da bir yıl vadeli mevduat faizinin son yıllarda yüzde 5 dolayında dalgalandığını, üstelik ta geçen yılın ilk yarısında itibaren yüzde 5'in altına indiğini söylerse buna inanır mısınız... İnanmazsınız değil mi...

Ama ya bu oranı veren, resmi veri olarak açıklayan bir kamu kuruluş ise ne yaparsınız... "Hadi canım, olur mu öyle şey" mi dersiniz, yoksa şaka yapıldığını mı düşünürsünüz... 

Ne düşüneceğinizi bilemeyiz tabii ki. Ama biz bir yıl vadeli mevduata uygulandığı öne sürülen şu yüzde 5 dolayındaki faiz nereden çıkıyor, açıklamaya çalışalım.

TÜİK'e göre yıllık faiz yüzde 5!

Türkiye İstatistik Kurumu uzun yıllardır finansal yatırım araçlarının nominal ve reel getiri oranlarını açıklıyor. Bu veri setinde 1997 yılına kadar gidiliyor.   

İşte TÜİK'in, bu veri setinde yıllardan beri hata yaptığı ortaya çıktı. Yıllardır bu verileri kullananların bir anlamda yanlış yönlendirildiği, hatalı değerlendirme yapmak durumunda bırakıldığı anlaşıldı. Buna biz de dahiliz. Zaman zaman finansal yatırım araçlarının getirisini bu köşeye taşıdık, farkına varmadan biz de hataya ortak olmuşuz.

TÜİK'in 9 Ağustos'ta açıkladığı finansal yatırım araçlarının temmuz itibariyle reel getirisini gösteren son haber bülteninde yer alan bir oran dikkatimizi çekti. Bu haber bülteninde bir yıl vadeli mevduatın nominal faiz oranı yüzde 4.91 olarak görünüyordu. Yani bir yıl vadeli olarak geçen yılın temmuz ayında brüt yüzde 4.91 faizle hesap açılmış, bu faiz de bir yıl sonra bu temmuzda elde edilmişti. Geçen yılın temmuzundan bu yıla kadar olan son bir yılda TÜFE artışı yüzde 8.79'u bulduğu için yüzde 4.91'lik nominal getiri erimiş ve geçen yıl temmuzda bir yıl vadeli hesap açtıranlar yüzde 3.57 zarara uğramıştı.

Ama iyi de, geçen yıl temmuzda bir yıl vadeli mevduatın faizi yüzde 5 dolayında mıydı yani? Herkes biliyordu ki faizler yüzde 8-9-10 dolayında seyrediyordu; bankadan bankaya, miktardan miktara değişmek üzere. Hatta yüzde 10'dan fazla faiz veren bankalar bile vardı. Öyleyse TÜİK yüzde 4.91'lik faizi nereden bulmuştu?

TÜİK mevduat faizini en fazla mevduata sahip 11 bankadan alıyor ve bu oranların aritmetik ortalaması yoluyla da oran hesaplıyor. Şu durumda en fazla mevduata sahip 11 banka geçen yıl temmuzda bir yıl vadeli mevduata ortalama yüzde 4.91 mi faiz uyguluyordu yani? Kaldı ki en fazla mevduatı olan 11 banka, sistemde çok büyük ağırlığa sahipti, dolayısıyla tüm bankacılık sistemi için bu oranı esas almış gibi oluyorduk. 

Görünür faizi gerçek sanınca...

Bankalar son beş-altı yıldır yeni yeni uygulamalar geliştiriyorlar. "Şubeye mümkünse hiç gelme, hatta telefon bile etme, her türlü işlemini olabildiğince internetten yap..." 

Bu politikanın sonucu olarak da şubeye giderek hesap açtırmak isteyene daha az faiz uygulanır oldu. Hele hele hesap açtırmak isteyen kişi "Bu faiz çok az" demediği sürece uygulanan görünür faizler çok düşük kaldı. Açın bakın bankaların web sayfalarını, şubeden açılan hesaplara uygulanan faizle internet üstünden açılan hesaplara uygulanan faiz arasında büyük farklar olduğunu görürsünüz. ATM'lerden açılan hesapların faizi ise ortada bir yerde... 

Ama bu demek değil ki şubeye giden herkese çok düşük faizden hesap açılıyor. Oraya kadar gelmiş, cebinde de parası olan müşteri kaçırılır mı, görünür faiz hemen yükseltiliyor.

Hani otellerin kapı fiyatı vardır ya, görünürde çok yüksek, ama biraz pazarlıkla aşağı çekebilirsiniz, otelin doluluk durumuna göre, biraz ona benziyor. Burada da faizi yükseltebiliyorsunuz.

Ama bankaya "resmi yazıyla" sorduğunuzda "Bir yıl vadeli mevduata ne faiz veriyorsunuz" diye, işte onların yanıtı da "Bir yıl vadeliye ortalama olarak yüzde 4.91 veriyoruz" oluyor. 

Farkına varılmış ama...  

TÜİK finansal araçların reel getirisini açıkladığında dikkatler tümüyle reel oranlarda olduğu için nominal oranlar pek dikkat çekmiyor, nitekim şimdiye kadar da çekmedi zaten. Peki bu hesaplamayı yapan TÜİK, acaba hiç "Bir yıl vadeli mevduatta yüzde 5'in altında faiz olmaz ki" diye düşünmemiş midir, bu durum onların da mı gözünden kaçmıştır.

Hayır kaçmamış... Öğreniyoruz ki TÜİK uzun zamandır bu oranlarla piyasada geçerli oranlar arasında çok büyük fark olduğunun, bunun da nereden kaynaklandığının farkında. Zaman içinde bir düzeltme yapılması öngörülüyormuş. Ama bu oranın gerçeği yansıtmadığı ne zaman dikkat çekmiş ve daha önemlisi gereken düzeltme ne zaman yapılacakmış, onu bilmiyoruz. 

Gerçek oranı bulmak çok kolay

Her ay 11 bankaya yazı yazıp onların faizlerini sormak ve yanıt beklemek yerine Merkez Bankası'nın web sayfasına girip tüm bankalar ortalamasında faizin ne olduğunu bulmak çok daha kolay. Merkez Bankası, tüm bankalar için mevduat faizi ortalamasının hangi düzeyde olduğunu (tüm vadeler için) her ay ilan ediyor. 

TÜİK'in açıkladığı oranların ne kadar hatalı olduğunu daha somut olarak ortaya koymak için Merkez Bankası'nın açıkladığı bir yıl vadeli mevduat faizi ile TÜİK'in oranlarını bir yıl kaydırmalı olarak bir tabloda birleştirdik. Kaydırmalı derken kastımız şu. Örneğin 2010 yılının ocak ayında bir yıl vadeli bir hesap Merkez Bankası'na göre yüzde 10.03 faizle açıldı. Bu faiz, 2011'in ocak ayında elde edilecek. Yani TÜİK'e göre 2011'in ocak ayındaki faizin yüzde 10.03 olması gerekiyordu, oysa TÜİK bu tarihteki bir yıllık faizi yüzde 7.70 almış. 

Bu şekilde kaydırmalı olarak götürüyoruz, 2015'in temmuzunda yüzde 9.85 olan bir yıl vadeli mevduatın ortalama faizi, 2016'nın temmuzunda TÜİK'e göre yüzde 4.91 düzeyinde. Yani arada tam 4.94 puanlık fark var. 

Bazı oranlar hiç anlaşılamadı

TÜİK, yıllar yılı piyasada geçerli faizden tümüyle kopuk kağıt üstündeki oranları doğru kabul ederek inanılmazı gerçekleştirdi ve büyük bir hata yaptı. Ama geriye dönüp bazı önemli tarihlerdeki faizlere bakıyoruz, bu kez nasıl bir hata yapıldığına da açıklama getiremiyoruz. Örnek verelim...

Merkez Bankası'nın, bankalardan edindiği bilgiyle ilan ettiği bir yıl vadeli mevduatın ağırlıklı ortalama faizi 2000 yılının aralık ayında yüzde 173.42 düzeyinde. Peki TÜİK'e göre 2001'in aralık ayındaki, yani bir yıl sonraki bir yıl vadeli mevduatın nominal getirisi kaç, yalnızca yüzde 34.3. O zaman bankaların şubeye gelene farklı, internetten hesap açtırana farklı faiz uygulaması neredeyse hiç yok. Peki aradaki bu inanılmaz fark nasıl oluşuyor, meçhul...

Kendi ayağına kurşun sıkmak...

Finansal yatırım araçlarının getiri oranları TÜİK açısından da, piyasalar ve vatandaş açısından da pek de önemi olmayan bir gösterge. Bu hesaplamayı herkes iyi kötü yapabilir. TÜİK biraz da önemsemediği için mi böyle baştan savma bir hesaplama yaptı, bilemeyiz tabii ki. 

Ama basit ve önemsiz bir veri setinde hem de yıllarca süren bir hata, çok daha önemli onlarca veriye bakışı da bir anda değiştirebilir. Asıl tehlike buradadır zaten. Yoksa herkes bankaya yatırdığı paranın enflasyonun üstünde getiri sağlayıp sağlamadığını, aldığı dövizden kazanç elde edip etmediğini hesaplar. 

Ama ya hesaplama şansına sahip olmadığımız ve TÜİK'in açıklamasına sonsuz itibar etmek durumunda olduğumuz veriler... Doğruluğunu test etme olanağımız olmayan verilere bakışımız ne olacak peki... TÜİK'in de, diğer kurumların da şapkayı önlerine koyup bu konuya kafa patlatmaları gerek. 

Tüm yazılarını göster