TÜFE'yi yüzde 9'un altına çekmek yine de çok zor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜFE'nin haziran ayında düşmesi bekleniyordu beklenmesine ama, oranın yüzde 0.51 düzeyine kadar çıkacağını kimse ummuyordu. Ama düşüş yüzde 0.51 oldu ve böylece yıllık oran da neredeyse tüm iyimser tahminlerin ötesine geçerek yüzde 7.20'ye geriledi. 

TÜFE, yıllık bazdaki gerilemesini çok büyük olasılıkla temmuzda da sürdürecek. Daha önce de defalarca değindiğimiz gibi, yıllık oranın temmuzda da düşeceğini tahmin edebilmek için kahin olmak gerekmiyor. Geçmiş yıllardaki eğilimlerle geçen yılın oranları arasındaki dengeye bakmak yeter. Zaten haziranın düşüş göstereceğine dönük tahminimiz de bu değerlendirmeye dayanıyordu. 

TÜFE'de haziran sonunda inilen yüzde 7.20, bir kez daha vurgulamakta yarar var, tahminlerin çok altında bir oran. Beklenti, yüzde 7.50'nin az da olsa üstünde bir düzeydi. Haziran sonundaki bu düzeyden dolayı mutlu olalım olmasına ama kendimizi bir anda bir iyimserlik rüzgarına da kaptırmayalım. Dolayısıyla, klasik bir söylem olacak ama, önümüzdeki aylara bakalım. Acaba önümüzdeki aylarda nasıl bir eğilim göreceğiz, daha da önemlisi yılı nasıl bir düzeyde kapatacağız?

Fiyatların haziran ayında tahminlerden çok daha fazla düşmesi, önümüzdeki ayların seyrine ilişkin beklentileri de doğaldır ki değiştirdi. Ama bu aşamada bir iyi, bir kötü haber var. 

İyi haber, haziran sonunda yüzde 7.20 olan yıllık oranın temmuz sonunda yüzde 6.70'e kadar gerileme olasılığı. 

Kötü haber ise temmuz sonundaki yüzde 6.70'in kalıcı olmasının sağlanamayacağı ve yıllık oranın ağustosla birlikte yeniden artmaya başlayacağı. 

Kur fiyatlara henüz tam yansımadı

Türk parasının dolar ve euro karşısındaki değeri geçen yıl neredeyse yatay bir seyir izlemişti. TL, özellikle yılın ilk yarısında kimi aylarda değer kazanan bir grafik çizmişti. Dolayısıyla kur kaynaklı bir enflasyon söz konusu değildi. Ama yılsonuna doğru durum değişmeye, özellikle dolarda hızlı bir artış yaşanmaya başladı. Bu eğilim, 2015 yılında daha da belirginleşti. 

İşte kurdaki bu hareket, fiyatları zaman içinde çok daha fazla etkileyecek. Baz etkisinden dolayı ortaya çıkan ve haziranda gerçekleşen hızlı fiyat düşüşünü kısa bir süre daha göreceğiz, ama kur yükünün fiyatlara girmesiyle baz etkisi kaynaklı bu olumlu tablo ortadan kalkacak. 

Haziran ayındaki düşüşün geçen yılki düşüşten çok daha fazla olması özellikle gıda grubundan kaynaklandı. Geçen yıl haziran ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yüzde 0.36 oranında artış olurken, bu yıl yüzde 2.79 oranında gerileme kaydedildi. Bir başka ifadeyle, TÜFE'yi oluşturan ve kur artışına daha da duyarlı olan diğer mallarda fiyatlar artma eğilimini koruyor. Gıdanın, (endeks içinde dörtte bire yakın olan ağırlığı elbette aynı kalmakla birlikte) toplam TÜFE'ye olan etkisinin hafifl emesi ve kur etkili zamların daha çok devreye girmesiyle fiyatlar yönünü yukarı çevirecek ve bu da ağustostan itibaren görülecek. 

Mayıs-ekim çanağı 

Tüketici fiyatları yüzde 8.09 ile son dönemin en yüksek yıllık düzeyine mayıs sonunda çıktı. Beklenen çanak eğrisi de haziranla birlikte oluşmaya başladı. Çanakta dip oran muhtemelen yüzde 6.70 ile temmuzda görülecek ve ekimde gelinecek yüzde 7.79 ile bir anlamda mayıs düzeyine dönülmüş olacak. 

Yılın son iki ayı ise TÜFE'deki hızlanmanın belirginleşeceği aylar. Yıllık oran, kasım sonunda 8.60'a, yılsonunda ise yüzde 9.40'a çıkacak. 

Bu oranların, 2003-2013 dönemi ortalama endeksiyle, geçen yılın endeksinin kıyaslanmasına dayalı bir hesaplama sonucu elde edildiğini belirtelim. Yılın kalan döneminde fiyatları yukarı itecek ya da aşağı çekecek olağandışı gelişmeler olduğu takdirde çok farklı oranlar görülebileceğini kabul etmek gerektiğini de vurgulayalım. Örneğin geçen yılın sonundaki petrol fiyatları düşüşü gibi olumlu bir etkinin bu yıl yeniden yaşanması tüm hesaplamaların yeniden yapılmasını gerektirir kuşkusuz ki. Ama tersi olur, petrol ya da başka bir etkenle fiyatlar fırlarsa, bu sefer de çift haneli enflasyon kaçınılmaz hale geliverir.

Tüm yazılarını göster