Trabzonspor da kötü İlker Meral de

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Trabzonspor'un Avni Aker Stadı'nda Bursaspor'u ağırladığı karşılaşma taktiksel yönüyle enteresan bir mücadeleye sahne oldu. Takımların kâğıt üzerinde sahaya dizilişleri farklı olmasına rağmen (Trabzonspor 4-2-3-1, Bursaspor 4-1-4-1) dakikalar ilerledikçe iki ekibin taktiksel anlamda birbirlerine fazlaca benzeştiklerini gözlemledik. Trabzonspor'da Şenol Güneş'in Zokora'ya partner olarak düşündüğü Sapara, sadece hücumlarda varlığını hissettirince Fildişili ön libero da tıpkı Bursaspor'daki mevkidaşı N'Diaye gibi savunmanın önünde tek kaldı. Ayrıca her iki takımın da toplu oyunda meziyetli futbolculara sahip olması, karşılıklı ataklarla geçen bir ilk devre izlettirdi bizlere. Özellikle Bursaspor'un Belluschi transferiyle takım yapılanmasına dönük önemli bir hamle gerçekleştirdiğini belirtmemiz gerekiyor. Evvelce yeşil-beyazlı ekibin hücum varyasyonlarında Batalla tek alternatifken (ve dolayısıyla önlem alınması daha kolayken) Belluschi'nin varlığı ofansif çeşitliliğin yaratılması konusunda Ertuğrul Sağlam'ın elini hayli güçlendirdi. Buna mukabil Trabzonspor'da ileri uçtaki Janko'yu desteklemek üzere "forvet arkası" tabir ettiğimiz bölgede serbest oynayan Halil, bariz şekilde desteklemesi gereken Janko'dan çok daha fazla aktifti. Tabi bu noktada Bursaspor'un Pinto'nun meziyetlerine uygun ve bu futbolcuyu besler şekilde oynadığını, Trabzonspor'un ise Janko'yu ne hedef santrfor gibi ne de hava hâkimiyeti kuracak biçimde kullanamadığını belirtmemiz gerekiyor. 60.dakikada gerçekleşen oyuncu değişikliğinde Janko'nun numarası kenardan gösterilmemiş olmasına rağmen çıkacakmış gibi ezbere kenara gelmesi de herhalde durumun farkında olmasından kaynaklanıyordu. "Demek ki, Şenol Güneş farkında değildi" yazmak tecrübeli teknik adama eleştiri boyutunun ötesinde salvo yapmak anlamına gelir ancak Hamit'in dışarı alınıp Janko'nun oyunda kalması da objektif biçimde değerlendirilmeye muhtaç. Nitekim 62'de Batalla'nın kişisel becerisiyle kaydettiği gol, -Bursaspor'un ceza alanı çevresinde kümelenip skoru korumaya dönük bir futbol oynayacağı kabulü ile- Janko için daha elverişli şartlara davetiye çıkardı. İlerleyen dakikalarda Şenol Güneş'in 1.88'lik Emre Güral'ı da oyuna dâhil etmesi, yüksek topların ve frikiklerin beraberlik şansı için sonuna kadar kullanılacağına yönelik bir ipucuydu. Hele ki, Bamba ve Mustafa Yumlu'nun da duran toplarda Bursaspor ceza alanına gelmeleri bordo-mavili takımı bu maç özelinde oldukça tehlikeli bir hale getirdi. "Bu maç özelinde" yazmamızın nedeni bir takımın bu şekildeki bir hücum planıyla ligi götürmesinin imkânsızlığı yüzünden. "Maçın hakkı neydi?" diye sormak futbolda vicdani bir muhasebe olup, kesinlikle nihai skora yönelik bir değerlendirme olamaz. Trabzonspor da kötü oynadığı bir maçın son anlarında Yasin'in nizami golüyle beraberliği yakaladı ama bu sefer de İlker Meral'e takıldı. Bamba'nın tabanla topa girdiğine hükmedip oyunu endirekt vuruşla başlatan Meral, muhtemelen pozisyonu tekrar seyrettiğinde yanlış yaptığını anlamıştır ama maharet doğruları maç içinde görmekte. Önceki haftalarda Beşiktaş - Sivasspor maçında 6 metreye baraj kurduran Mete Kalkavan'dan bahsetmiş ve MHK'nın tutumunu sorgulamıştık. Görülüyor ki, Merkez Hakem Kurulu da son haftalarda Deniz Bitnel ve Ali Palabıyık gibi isimleri Süper Lig maçlarına vererek bir arayışın içine girdi. Herhalde Süper Lig'in nispeten tecrübeli hakemleri, yapılabilecek en doğru özeleştiriyi buradan çıkaracaklar. Çıkarsalar iyi olur çünkü bir iki isim dışında aralarında bir standart tutturabilen yok.

Tüm yazılarını göster