Torba Yasa'da gümrük için de af var (2)

Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET hakdogan@akddenetim.com

Hasan AKDOĞAN / GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET

Bir önceki makalemde konunun bir bölümünü belirtmiştim. Bu defa, geri kalan bölümü ifade ettikten sonra genel bir çerçevenin ortaya çıkmış olacağını düşünüyorum. Kaldığımız yerden devam edelim…

Kesinleşmemiş alacaklarda tahsil edilecek tutarın tespiti

25.02.2011 tarihi itibarıyla, vergi mahkemeleri nezdinde dava açılmış veya dava açma süresi geçmemiş gümrük vergileri için vergi aslının yüzde 50'si ile bu tutara vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme faizi ve gecikme zammı yerine hesaplanacak TEFE/ÜFE tutarının, kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi, dava açılmaması ve açılan davalardan vazgeçilmesi şartıyla, gümrük vergilerinin yüzde 50'sinin, gecikme faizi, gecikme zammı ile vergi aslına bağlı vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçiliyor.

Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vergi mahkemesinde dava açma süresi henüz geçmemiş olan gümrük vergilerine gecikme faizi yerine TEFE/ÜFE tutarı, Kanunun yayımlandığı tarihe kadar hesaplanıyor.

25.02.2011 tarihi itibarıyla, bölge idare mahkemeleri veya Danıştay nezdinde ilgisine göre itiraz veya temyiz süreleri geçmemiş ya da bu yollara başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş gümrük vergileri asıllarının tespitinde, Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın terkin kararı olması durumunda, alacak tutarı tebliğin 7'nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen açıklamalara göre belirlenir.  Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın tasdik veya tadilen tasdik kararı olması halinde ise, alacak tutarı tebliğin 7'nci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan açıklamalar dikkate alınarak belirlenir.

Başvuru şekli ve süreler

6111 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, 02.05.2011 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine tebliğin 3 nolu ekinde belirtilen forma uygun olarak başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Kanun kapsamına giren gümrük vergilerine ilişkin alacakların yapılandırılmasına ilişkin başvurular münhasıran ilgili gümrük idaresine yapılması gerekiyor. Gümrük idareleri adına niyabeten diğer tahsil dairelerine yapılacak başvurular işleme alınmıyor.

Alacağın birden fazla gümrük idaresini ilgilendirmesi durumunda, her idareye ayrı ayrı başvurulur.

Alacak aslı ve buna bağlı para cezaları ve fer'i alacaklara ilişkin başvurular gümrük beyannamesi/para cezası kararı itibariyle yapılır. Aynı idarece takip edilen birden fazla alacağın yapılandırılmasına ilişkin talepler tek başvuru ile yapılabilir. Bu durumda, yükümlülüğe ilişkin detay bilgiler başvuruda ayrı ayrı belirtilir.

Kanun hükümlerine göre yazılı başvuru gereken hallerde, yükümlülerin yazılı başvurularını iadeli taahhütlü posta yoluyla yapmaları mümkün olup bu takdirde başvuru belgelerinin postaya verildiği tarih esas alınır.

Asla bağlı olmayan para cezalarına ilişkin başvurular her bir para cezası kararı için ayrı ayrı yapılır. Aynı idarece takip edilen birden fazla para cezasının yapılandırılmasına ilişkin talepler tek başvuru ile yapılabilir. Bu durumda, yükümlülüğe ilişkin detay bilgiler başvuruda ayrı ayrı belirtilir.

Ödeme süresi

Kanun hükümleri kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitinin bu yılın mayıs ayından başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami on sekiz eşit taksitte ödenmesi gerekiyor.

Ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda bitiyor.

Başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı veriliyor. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması halinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltiliyor.

Taksitlendirmede faiz uygulaması

Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın;

a) İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, bu tutara kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.

b) Taksitle ödenmek istenmesi halinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla, borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz (6-9-12-18) eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamıyor. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması halinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltiliyor.

c) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;

1- Altı eşit taksit için (1,05),

2- Dokuz eşit taksit için (1,07),

3- On iki eşit taksit için (1,10),

4- On sekiz eşit taksit için (1,15),

Katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanıyor.

Süresinde ödenmeyen taksitler

Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının taksitlendirme süresinin son taksidini izleyen ayın sonuna kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 Sayılı Kanun'un 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla kanun hükümlerinden yararlanılıyor.

Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin birinci fıkrada belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde kendiliğinden yapılan beyana ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanıyor.

Taksit tutarının yüzde 10'unu aşmamak şartıyla 5 liraya (bu tutar dahil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmıyor.

Kanun kapsamına giren alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde borçlular ödedikleri tutarlar kadar Kanun hükümlerinden yararlanıyorlar.

Kanun hükmünden yararlanan yükümlülerin yaptıkları ödemeler, vadesi önce gelen borçlardan başlanarak her bir taksit dönemi itibarıyla mahsup edilir. Yapılan ödemelerle belirtilen şekilde yapılan mahsup sonucu tamamen tahsil edilemeyen dönemlerde Kanun hükmü ihlal edilmiş sayılır ve kısmi ödeme olan döneme ilişkin vergiler için yapılmış ödemeler kadar Kanun hükmünden yararlandırılıyor.

Tecil edilen alacakların yapılandırılması

6111 Sayılı Kanun kapsamına giren alacakların, kanunun yayımlandığı tarihten önce 6183 Sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri halinde kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerlidir. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında Kanun hükümleri uygulanır. 

Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla kanunun yayımlandığı tarihten sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer'i amme alacağı hesaplanmaz. Bu tebliğin 4'üncü maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yapılır.

Bu kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir.

Cebren tahsil edilen tutarların mahsubu

Kanunun yayımlandığı tarihten önce tatbik edilen hacizlere dayanılarak, kanunun yayımlandığı tarihten sonra cebren yapılan tahsilatlar; yükümlülerin kanun hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunması halinde, başvuru tarihine bakılmaksızın, kanun hükmüne göre ödenmesi gereken tutara, ilk taksitten başlamak üzere mahsup edilir. Fazla tutarın bulunması halinde ise 4458 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca geri veriliyor.

Davadan vazgeçme

Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların, kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri gerekiyor.

Davadan vazgeçme dilekçelerinin, tebliğin 4 nolu ekinde yer alan forma uygun olarak ilgili gümrük idaresine verilmesi ve bu dilekçelerin gümrük idarelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilmesi gerekiyor.

Başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak Kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmıyor ve bu kararlar ile idare aleyhine hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bulunması halinde bunlar talep edilemiyor.

İade edilmeyecek alacaklar

Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarlar, kanunun 16'ncı maddesi hükmü hariç olmak üzere kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile kanunun 20/1'inci maddesi kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 Sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmıyor. Ancak,  kanunun 3/1'inci maddesi kapsamında olup dava konusu edilen tahakkuklara karşılık kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması halinde, ödenen bu tutarlar, vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile ilk derece idari yargı mercilerince verilmiş terkin kararları üzerine red ve iade edilebiliyor.

Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık;

a) 25.02.2011 tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarlar,

b) Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar,

red ve iade edilmiyor.

Ancak, kanunun 3/1'inci maddesi kapsamında olup dava konusu edilen tahakkuklara karşılık kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması ve yükümlülerin kanunun 3'üncü maddesinden yararlanmak için başvuru yapması halinde; 

a) Vergi mahkemesinde esasa ilişkin karar verilmemiş olması veya vergi mahkemesince verilen nihai kararın bozulması nedeniyle dosyanın yeniden karar verilmek üzere vergi mahkemesine iade edilmiş olması durumunda,

b) Vergi mahkemesince verilen nihai kararın terkine ilişkin olması durumunda,

Ödenen bu tutarlar red ve iade edilebilir.

Ayrıca;

6111 Sayılı Kanun'un 2/1-b maddesi (tebliğde hatalı olarak 1/1-b denildiği anlaşılıyor) kapsamına giren idari para cezaları; 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17'nci maddesinde düzenlenmiş olan indirimli ödeme hükümlerinden yararlandırılmıyor.

Sonuç

Yükümlülerin merakla bekledikleri 6111 Sayılı Kanun'da yer alan af düzenlemelerinden en iyi şekilde istifade edebilmeleri için gerek kanundaki düzenlemeleri ve gerekse alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin (1) seri no.lu Gümrük Genel Tebliğini iyi bir şekilde incelemeleri ve gereken başvuruları zamanında yapmaları gerekiyor.

Bir başka açıdan bakıldığında, esasen vergide adaletin sağlanması ve vergi ahlakının daha iyi bir şekilde oturtulması için vergisini zamanında ödeyen mükellefler için kolaylıkların artırılması ve vergi yükünün hafifletilmesi gerektiği görülüyor.

Tüm yazılarını göster