Toplumsal barışın getirisi

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr
Mart ayına Güney Kıbrıs'ın mali krizden kurtarılması sürecinde faturanın mevduat sahibine kesilmesi nedeniyle Avro bölgesi ve gelişmekte olan ülkelere yönelik risk is?tahındaki bozulma damgasını vurdu. Kürt sorununun çözülmesi yolunda atılan önemli adımlar ve S&P'nin beklenmeyen not artırımı sayesinde İMKB küresel piyasalardaki satış dalgasından etkilenmeden yükselişini sürdürdü. 
Güney Kıbrıs'ta yaşananlar Avro mali krizinde önemli bir yol ayrımına gelindiğini gösteriyor. Yunanistan, Portekiz, İrlanda mali krizlerindeki uygulamanın tersine Güney Kıbrıs'ta mevduat sahiplerinin kriz nedeniyle bir defalık bir vergi ödemesi istendi. Söz konusu verginin büyük mevduat sahiplerinde anaparanın %60'ına kadar yükselebileceği konuşuluyor. 
Mevduat sahiplerini vuran kriz vergisinin bundan sonraki  kurtarma paketlerinde de geçerli olacak bir uygulama olup olmayacağını henüz bilmiyoruz.  Güney Kıbrıs'taki mevduatın önemli bir kısmı Rus ve Ukraynalı zenginlere aitti. Söz konusu yapı Avrupa birliği yetkililerini kriz maliyetinin bir kısmını AB dışına aktarmaya itmiş olabilir. 
Ancak alınan kararın Slovenya, Malta, Lüksemburg gibi bankacılık merkezlerine yönelik  güveni zayıflatabileceği unutulmamalı.  Görece zayıf halka olarak görülen Slovenya devlet tahvili faizlerinin %6,25 seviyesine yükselmesi risk iştahının ne kadar kırılgan olabileceğini gösteren rahatsız edici bir gelişme. 
Avrupa coğrafyası ve gelişmekte olan ülkeler karışırken İMKB Mart ayında dünya genelinde yükseliş rekoru kırdı. MSCI Türkiye Mart ayında %8 yükselerek sene başından beri getirisini %37 civarına taşıdı. İtalya ve İspanya borsalarının %6-%7 civarında satış yediği, BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in) borsalarının %3 gerilediği bir konjonktürde İMKB'deki %8 yükseliş yakından incelenmeyi gerektiriyor. 
2012 yılında İMKB'deki yükselişi ekonomideki yumuşak iniş ile birlikte dış dengede ve enflasyondaki bozulmanın kontrol altına alınmasına bağlamıştık. Dünya ekonomisindeki yavaşlamaya karşı duyarlılığı az olan ve küresel likidite bolluğundan kaynaklanan para girişini yönetebilen Türkiye gelişmekte olan ülkeler geneline göre çok daha iyi performans göstermişti. 
2013 yılında küresel ve yurtiçi konjonktürdeki zorluklara rağmen İMKB için olumlu görüşümüzü koruduk. Borsa için 93,000 fiyat seviyesi ile kademeli alış önermeye devam ettik. Kürt sorununu çözümü, PKK'nın silahsızlanması, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi gibi alanlarda sağlanan başarı ana senaryomuzda yoktu. Dolayısıyla Mart ayında İMKB'de %8 gibi anormal bir yükseliş beklemiyorduk. 
Yılın geri kalanında İMKB'de ne olacak tam olarak bilemiyoruz. Borsa için 93,000 hedef seviyesiyle kademeli alış önerisi vermeye devam ediyoruz. Doğu Anadolu'da en az 30 yıldır süren, onbinlerde kişinin ölümüne ve bölgenin geride kalmasına neden olan bir kavganın sona ermesini ana senaryomuzda henüz fiyatlamıyoruz. Ancak toplumsal istikrarın sağlanacağı, askeri harcamaların azalacağı, bölgesel yatırımların  artacağı bu senaryoda Türkiye'nin dünyanın en önemli başarı hikayelerinden birine imza atacağına inanıyoruz. 
Tüm yazılarını göster