Toplu kıyım "9'u bir yerde"

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poors (S&P), geçen cuma akşamüzeri, piyasalar kapanırken aralarında Fransa ve Avusturya'nın bulunduğu 9 Euro Bölgesi ülkesinin kredi notlarını düşürdü.

Olan biten 9 ülkenin sorunu veya AB'nin sorunu … Bize ne diyemeyiz. Bu gelişmeler önce euronun değerini etkileyecek, sonra genelde piyasalarda olumsuzluğa yok açacak.

İşler düzeliyor diyerek gelecek hakkında iyimser yaklaşım içinde olmaya başlayanların tekrar morali bozulacak.

Gelişmeleri dışarıdan değerlendirirken yapılabilecek yorumlar şunlardır:

- Bu ülkelerin durumu düne göre daha da kötüye gittiği için mi notları düşürüldü: Öyle ise krizde düzelme yok. Kriz derinleşiyor?

- Not düşürme işlerin düzelmesine mi yoksa daha da bozulmasına mı yol açacak?

Biz bugünden itibaren dolar-euro paritesindeki değişimi izlemek durumundayız. Dolar kıymetlenir ise bizin ülkede dolar fiyatı ne olacak?

Dolar fiyatı 1.85'e inmeye başlamıştı. Acaba 1.90 TL'ye tırmanışa mı geçecek.

AB piyasalarının not kırılması sonucu dalgalanması acaba Türkiye'ye sermaye girişlerini nasıl etkileyecek?

Bu konularda tahminlerde bulunmak çok zor.

Avrupa Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu Başkan Yardımcısı Olli Rehn, "S&P'nin 9 ülkenin birden notunu düşürmesi tam da Euro Bölgesi ülkeleri krizi sona erdirmek üzere kararlı adımlar atmış ve finansal piyasaların sakinleşmesinde ilerleme kaydetmişken zamanlama açısından rastlantı olamaz. S&P'nin kararı tutarsız ve üzüntü verici. Bu karar üye ülkelerin yapısal reformları ve mali konsolidasyonu daha gerekli kılıyor. Aynı zamanda bankacılık sektörünün kırılganlığına çözüm üretilmesi ve ekonomik yönetişim ile mali bakımdan savunmaların güçlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. O nedenle Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) işleyişi ve biçiminin mümkün olduğunca hızlı bir şekilde tamamlanmasının önemi bir kez daha ortaya çıkmış oldu."

Not indirimi ile ilgili haberin duyulması dünya piyasalarında ve ekonomi çevrelerinde korku yarattı. Not düşürme olayının en ilgi uyandıran yanı Fransa'nın kredi notunun 'AAA'dan 'AA+'ya düşürülmesi oldu.

Almanya'dan sonra Euro Bölgesi'nin ikinci büyük ekonomisi olan Fransa 1975'ten bu yana da en yüksek not olan 'AAA' seviyesinde ülke notuna sahipti. EFSF'nin (Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun ) ana fonlayıcı ülkelerinden biri olarak Fransa'nın en yüksek reyting notunu kaybetmesi, EFSF'nin 'AAA' notunu da tehlikeye taşıdı.

Bir rivayete göre , önümüzdeki yıl seçime katılacak olan Sarkozy daha önce "notumuz düşerse ben ölürüm" demiş. Çünkü Sarkozy'nin seçim sloganı "Krizi yenecek tek lider benim" şeklinde planlanmış.

Fransa Başbakanı Francois Fillon ise S&P'nin kararı i "Beklenen bir karardı" şeklinde konuşmuş.

Fransa'nın yapısal reformlarını daha etkili bir şekilde hayata geçirmesi gerektiğini gösterdiğinin altını çizen Fillon W'a göre, "Aralık ayında zaten 15 Euro Bölgesi ülkesi not indirimi tehdidiyle karşı karşıya idi. Hükümet olarak bütçeyi yeniden düzenlemeyi düşünmüyoruz. Bu karar ne çok dramatize edilmeli ne de küçümsenmeli."

Almanya Başbakanı Angela Merkel'e göre, 9 ülkenin notlarının düşürülmesi "S&P'nin bu Euro Bölgesi'nin tüketicilerin güvenini kazanmak için uzun ve zorlu bir yolu olduğunu gösteriyor."

Merkel diyor ki, "Euro Bölgesi olarak sürekli bir kurtarma mekanizması kurmamızın zamanı geldi. S&P'nin kararını not aldım. Ancak Euro Bölgesi'nin istikrarlı ve tek para biriminde, sağlam finansal yapı ve sürdürülebilir büyüme sağlamak için ne kadar kararlı olduğunun da görülmesi gerekiyor. Son liderler zirvesinde üzerinde fikir birliğine varılan, daha sıkı mali ve bütçe politikaları gerektiren yeni anlaşmanın önemi şimdi daha iyi ortaya çıktı. İyice batmadan şimdi bu kararları daha çabuk ve kararlı bir şekilde uygulamak için bir nedenimiz var artık. Not indirimi, özellikle birliğin EFSF'yi (Avrupa Finansal İstikrar Fonu) kalıcı bir kurtarma fonuna çevirme çabalarını bombalayamaz. Ben EFSF'nin bu haliyle önümüzdeki bir kaç ay için birliğin ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olduğuna çok eminim."

S&P'nin son not indirim kararıyla birlikte 3 Euro Bölgesi ülkesi, ülke notu açısından S&P'den 'BB+' kredi notuna sahip Türkiye'nin gerisinde kaldı. Bunlar, notu 'BBB'den 'BB'ye düşen Kıbrıs Rum Kesimi ve notu 'BBB-'den BB'ye düşen Portekiz ile geçen yıl artarda notu düşen ve şu anda 'CC' ile çöp statüsünde bulunan Yunanistan. Ayrıca notu 'A'dan 'BBB+'ya düşen İtalya ve geçen yıl notu 'BBB'ye inen İrlanda ile Türkiye arasında bir basamak kaldı.

Bu gelişmeler karşısında kredi değerleme kuruluşları tekrar mercek altına alınacak. ABD'de konuşlanmış, kredi değerleme kuruluşlarının kendi imkanlarıyla yaptıkları değerlemeler ülkelerin kredi itibarını sarsıyordu. Şimdi toplu "katliam" gündeme gelir oldu. Toplu olarak çok sayıda ülkenin kredi notunun kırılması sadece belli ülkelerin durumunu sarmıyor. Dünya piyasasını alt üst ediyor.

Acaba bu gibi olumsuz tablolara yol açan değerlemeler ne ölçüde doğru? Değerleme yapanların yanlışları var ise ne olacak? Değerleme yapanlar hangi yetenek ile hangi bilgileri değerlendirebiliyor. Ülkelerin hepsinde her türlü bilgiye ulaşma imkanları var mı? Bunlar tartışılacak.

Tüm yazılarını göster