Teşviklerdeki düşüş, 2001 krizinden bile yüksek

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

2014 yılı yatırım teşviklerinin kara yılı olmaya aday gözüküyor. 2014’te teşvik belgesi alan yatırımların tutarı, bir önceki yıla göre yüzde 35.69 oranında düştü. Üretici fiyatlarındaki 12 aylık ortalamalara göre yüzde 10.25 olan enflasyonu da hesaba katarsak teşviklerdeki reel düşüş yüzde 41.67’yi buluyor. 

Teşviklerdeki bu düşüş, 2001 krizine rahmet okutacak düzeyde. 2001 yılında teşvik belgesi alan yatırımların tutarı, yüzde 28.98 oranında artmıştı. Ancak aynı yılda toptan eşya fiyatlarında 12 aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 68.6 olmuştu. Enflasyonu hesaba kattığımızda cari olarak artmış gözüken teşvik miktarı, aslında reel olarak yüzde 23.5 düşüş kaydetmişti. 

2014 yılında teşviklerde meydana gelen düşüşü, enfl asyonu da hesaba katarak reel olarak 2001 krizi ile karşılaştırırsak, geçen yılki düşüş oranı neredeyse 2001 krizindeki düşüşün iki katını buluyor. 

2014’te yerli sermayenin aldığı teşviklerdeki düşüşün yabancı sermayeden ciddi ölçüde daha yüksek olması da işin bir diğer dikkat çekici yönü. Geçen yıl yabancı sermayenin teşvik belgesine bağlanan yatırım tutarı yüzde 24.33 düşerken, yerli sermayenin teşvik alan yatırım miktarındaki düşüş yüzde 37.70’u buldu. 

Tamamen yeni yatırımlardaki düşüş yüzde 35.19 ile genel düşüşle yaklaşık aynı düzeyde gerçekleşti. Buna karşın modernizasyon, entegrasyon ve ürün çeşitlendirmesi yatırımlarındaki düşüş yüzde 46.49’u buldu. 

Geçen yıl teşvik belgesi alan yatırım sayısı yüzde 17.56, yatırımların öngördüğü istihdam sayısı ise yüzde 26.06 düştü. 

Teşvik belgesi alan yatırımlardaki düşüşün, geri kalmış illerde daha yüksek olması, sorunu daha da ağırlaştıran bir gelişme oldu. 

En yoksul ve sosyo-ekonomik olarak en geri illerin yer aldığı 6. teşvik bölgesinde teşvik alan yatırım tutarındaki düşüş yüzde 44.53’ü buldu. Yine yoksul illerden oluşan 4. Bölge, yüzde 48.36 ile bu alanda başı çekiyor. Geri kalmış illerden oluşan 5. Bölge’deki düşüş yüzde 21.33 ile göreli olarak daha düşük düzeyde. Ancak bu durum, 5. Bölge’nin zaden hem 6. Bölge hem de 4. Bölge’den çok daha az yatırım alıyor olmasının yarattığı baz etkisinden kaynaklanıyor. Buna karşın en gelişmiş illerin yer aldığı 1. Bölge’de teşvik belgesi alan yatırım tutarındaki düşüş yüzde 13.44 ile tüm bölgelerden daha az. 

En yoksul iller, yatırımların öngördüğü istihdam miktarındaki düşüşte de başı çekiyor. Düşüşte ilk sırada yüzde 40.96 ile en yoksul illerin yer aldığı 6. Bölge var. Yüzde 37.47’lik düşüşle 4. Bölge ikinci, yüzde 35.47 düşüşle 5. Bölge üçüncü sırada. Buna karşın en gelişmiş illerin yer aldığı 1. Bölge’deki öngörülen istihdam miktarı düşüşü sadece yüzde 9.08 düzeyinde. 

Rakamlar 2014’te teşviklerde yaşanan düşüşün yüksek olmakla kalmayıp, teşviklerin temel amacı olan bölgesel uçurumları azaltma hedefine ters bir gelişme de yaşandığını gösteriyor. 

Teşviklerin 2001 krizinden bile yüksek bir düşüş göstermesinin faizden daha önemli nedenleri olmak zorunda. Yatırım ortamını tehdit eden ekonomik kırılganlıklar, yapısal sorunlar ile kaygı veren hukuki ve idari uygulamaların etkisi faizlerden çok daha fazla. Üstelik bu etki, faiz indirimiyle ortadan kaldırılamayacak kadar derin ve kalıcı bir faktör. Bu yüzden teşviklerdeki 2001 krizini aşan bu düşüşü, faizlerin yüksek olması ile açıklamaya kalkışmak, sadece basit ve kaba bir yaklaşım olmaz, gerçeği gizlemeye de hizmet eder.

Tüm yazılarını göster