Tepedeyseniz gözlenirsiniz

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Zenginin malı, züğürdün çenesi durumu mu?

Diyelim ki, bir büyük şirketin en tepesindeki yöneticisiniz (CEO). Yatınız, önemli bir yarışta yarışıyor. Bir haftasonu oğlunuzu alıp bu yarışı izlemeye gidiyorsunuz.  Gidemez misiniz? Normal olarak gidersiniz tabi. En tepedeki yönetici olmasanız da haftasonunuz  sizindir. İstediğinizi yaparsınız.  Ama bu tepe yöneticisi tüm dünyanın diline düştü. "Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar derler; dile düşer tabi" diyebilirsiniz. Ama bu kez durum faklı idi. Yat yarışına giden, bu günlerde gündemde olan bir petrol şirketinin tepe yöneticisi Tony Hayward idi.

BP, tarihin en büyük denizdeki  çevre felaketine neden olacak bir kaza yaptı. Mexico Körfezindeki petrol platformlarında  çıkan yangın sonrasında denize karışan petrol sızıntısını henüz durduramadı. Günde 35,000 ile 60,000 varil petrolün denize karıştığı tahmin ediliyor. Bunun deniz ekololojisine verdiği ve vereceği zarar ise tam anlamıyla tahmin edilemiyor. İşte böyle bir zamanda, böyle bir felakete neden olmuş bir şirketin tepesindeki kişinin yat yarışını izlemesini dünya hazmedemedi. Bu tepkiler de ondan.

İlk değil, son da olmayacak

Bu yat yarışını izleme, BP CEO'su Tony Hayward'ın ilk gafı değil; böyle giderse son gafı da olmayacağa  benzer. Hayward'ın gaflarının bir kronolojisi şöyle.

"3 Mayıs

Tony Hayward, önce kazayı sahiplenmemeyi denemiş.  NBC'ye 3 Mayısta verdiği mülâkatta sorumluluğu  taşerona atmış. "Sondajı yapan Transocean Şirketi idi. Onların sondaj aletleri, onların adamları  ve süreçleri idi." demiş.

"14 Mayıs

Bu kez felaketin etkilerini küçümsemiş. The Guardian  gazetesine verdiği demeçte "Mexico Körfezi çok büyük bir okyanustur. Sızan petrol ve kullandığımız seyrelticiler toplam suyun hacmine göre devede kulaktır" demiş.

"30 Mayıs

Petrol Lousiana  kıyılarına ulaşınca bir gazeteci sormuş Tony'ye "Bu yöre halkına ne diyebilirsiniz?".  Tony Hayward "Önce üzgün olduğumuzu ve özür dilediğimizi söylemek istiyorum. Kimse benden daha fazla bu işin sonuçlanmasını isteyemez. Hayatımı geri istiyorum". Bu platform kazasında 11 kişinin yaşamını kaybettiği gözönüne alınırsa, bir kişinin stresini bu şekilde dillendirmesi geniş tepkilere yol açmış.

"3 Haziran

Yapılan bir TV kampanyası ile BP özür diledi. Ancak ABD Başkanı Obama, bu kampanya için harcanan paranın 50 milyon dolar olduğunu duyunca "Böyle bir parayı  TV kampanyasında kullanmak, ama konu bu kazadan en büyük zarar gören balıkçılara gelince kuruş hesabı yapmak; böyle şeyler duymak istemiyorum" demiş

Bir Yorum

Ateş, düştüğü yeri yakıyor. Kıyılarına sızan petrol ulaşan insanların, bu işten ilk darbeyi yiyen balıkçıların yerine koyun kendinizi.Acaba sızıntı engelellendi mi diye endişe ile televizyonda haberleri izliyorsunuz. Bir bakıyorsunuz , bu felaketi başınıza getiren şirketin tepesindeki kişi yat yarışında. Ne düşünürdünüz? Neler hissederdiniz?

Kitle iletişim araçlarının böylesine  geliştiği bir dönemde her şey anında biliniyor. Hele hele de tanınmış birisi iseniz, mercek altındasınız, izleniyor ve her hareketiniz anında dünyaya duyuruluyor. İşte BP CEO'su Tony Hayward'ın da medyanın kaynar sularında haşlanmasının nedeni bu.

Medyayı ve teknolojiyi suçlamamak gerek. Büyük bir çevre felaketine neden olan bir şirketin tepe yöneticisi de böyle davranmamalıydı.  Bir profesyonel, bir insan olarak Tony Hayward'ın petrol sızıntısından  üzüntü duymadığını iddia edemeyiz. Ancak kamuoyunun algılaması çok önemlidir. Meşhur hikayedir. Adamın birisi Bektaşiye soruyormuş. "Erenler şurda sakız çiğnenir mi, burda sakız çiğnenir mi?" O da cevap veriyormuş. "Şurda çiğnenir, burda çiğnenmez". Erenlerin verdiği her cevabı da soruyu soran kişi itirazsız kabul ediyormuş. En son soru "Erenler, tuvalette iken sakız çiğnenir mi?" Bektaşi cevap vermiş "Çiğnenmez" . Adam neden ama diye itiraz etmiş. "Çiğnenmesine çiğnenir de, sen yine çiğneme. Çünkü gören başka şey yiyorsun sanır."  Eğer Tony Hayward Bektaşi'ye "Haftasonu yat yarışı izleyebilir mi, izlenemez mi?" sorusunu sorsa cevabı ne olurdu diye düşündüm. Herhalde "İzlenmesine izlenir de , sen yine de izleme" derdi.

Organizasyonların başındaki kişiler her an mercek altında olduklarının bilincinde olmalıdır.Davranışlarına, sözlerine dikkat etmelidir. Onların durumundaki kişiler  "Biri bizi gözetliyor" değil "Herkes bizi gözetliyor" programında olduklarını unutmamalıdırlar.

Tüm yazılarını göster