Teknolojik gelişim: Learning - "Forgetting" -- "Un"l

Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Türkiye hem yüzölçümü hem de nüfus olarak büyük bir ülke. Nüfus artış hızı da hale yüzde 1,5'ler civarında devam ediyor.  Bu büyük ülkede mevcut altyapı ve üstyapı stokları oldukça yetersiz. Bu da hem kamu hizmetlerinin kalite ve arz miktarını düşürüyor hem de ülkenin uluslararası rekabet gücünü.

Ülkenin, ihtiyaç duyduğu "optimal" kamu hizmetlerinin verilmesini sağlamak için ihtiyaç duyduğu demiryolları, karayolları, havaalanları, katı ve sıvı atık tesisleri, eğitim tesisleri, türbinler, jeneratörler, laboratuvarlar, büyük tıbbi cihazlar vs gibi unsurların konfigurasyonun "asgari" seviyeye getirilmesi gerekiyor. Buna paralel olarak teknolojik ömrün ekonomik/teknik ömre göre çok daha kısaldığı günümüzde altyapı konfiguresayonundaki gerekli değiştirmlerin vakit kaybetmeden gerçekleştirilmesi ihtiyacı var.

Altyapı ve üst yapı açığımız, kamu kesimi bütçesinin elverdiği ölçüde yatırım bütçeleriyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bütçemiz, geçmiş dönemlerin "günahlarıyla" hiç esnek değil. Dolayısıyla, yatırım bütçesi ülke için yetersiz kalıyor (2010 bütçesinde yatırıma ayrılan pay 19 milyar TL iken personel giderleri giydirilmiş olarak 71 milyar TL, sosyal güvenlik sistemi açıkları 58 milyar TL, faiz ödemeleri ise 50 milyar TL'na tekabül ediyor. Bu şekliyle, uç bir örnek olarak Singapur ile karşılaracak olursak, ülkemizin kilometrekaresine Singapur'un ancak yedide biri civarında kamu yatırımı yapabiliyoruz.

Kamu yatırımlarına ayrılan meblağ düşük de olsa yine 20 milyar TL ciavrındaki rakam (yerel yönetimlerin yatırımlarını da eklemek gerekiyor) pek de yabana atılır bir rakam değil. Bu rakamın ciddi bir bölümü yurt dışından yapılan ithalata dönüşüyor; dolayısıyla makroekonomiye cari açık olarak geri dönüyor.

Geçen haftaki köşe yazısı bir soruyla sona ermişti: "Acaba bu yüklü ithalat ihtiyacı, Türkiye açısından bir teknoloji geliştirme programının temel unsuru haline getirilebilir mi?"

Cevap evet. Ancak bunun için dünyada kullanılan mevcut araçların ve ülke tecrübelerinin gözden geçirilip Türkiye (ve gelişmekte olan diğer ülkeler için) bütüncül bir politika aracı kümesi geliştirilmesi ve uygulanması gerekiyor

Bu politika kümesinin içinde, bazı ülkelerde tecrübe edilmiş şu araçlar olabilir:

Planlı kamu alımları: Kamu kesimi sermaye malı alımlarını önceden, örneğin 5 yıllık programlar halinde, planlayarak  ve ilan ederek yerli özel sektör kuruluşları, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının AR-GE yatırımı yapması için bir dizi teşvik oluşturabilir. Bu tür bir yaklaşım, kamu kesimini de, gerek merkezi hükümet ve gerekse de yerel yönetimler olarak, kamu yatırım malı alımları programları konusunda disipline sokar ve kaynak tahsislerinin daha verimli bir şekilde yapılmasını sağlar. Bu yapılırsa, örneğin metrobüs alımı için Hollanda'ya milyonlarca euro ödenmez.

Offset ve yerli muhteva alt limitleri uygulamaları: Offset ve "asgari yerli muhteva kuralları", yabancı sermaye malı üreticilerini, yerli şirketlerle partnerlik kurmak ve gerekli üretimin bir kısmını yurt içine kaydırmak zorunda bırakarak, bir taraftan ekonomik katma değerin (yani, istihdam ve müteşebbis karı) en azından bir kısmının yurt içinde kalmasını, dolayısıyla da yurt içindeki ekonomik aktivite ve gelir üretiminin artmasını, diğer yandan ise yerli şirketlerin teknoloji edinim sürecinin hızlanmasını sağlamaktadır. Güney Afrika'da uygulanmış olan NIPP bu tür bir program olup Doğu Asya ülkelerinin hızlı gelişliminde de benzer yaklaşımların olumlu etkisi görülmüştür. Ülkemizde offset uygulamları sadece savunma sanayinde kullanılmaktadır. Offset uygulamalarının, sivil sektörlerde, teknoloji transferi, teknolojinin özümsenmesi, alınan teknolojiinin geliştirilmesi ve dışsallıkların oluşturulması kapasitesini yükseltici bir araç olarak geliştirilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde yerli muhteva alt limitleri uygulamaları için de benzer bir geliştirme çalışması yapılması gerekmektedir.

Bu konular, TÜBİTAK'ın da desteklediği bir uluslararası katılımlı çalıştayda (Workshop on Designing Efficient Public Procurement Policies to Foster Technology Transfer and Development Capacity In Emerging Markets) Eylül ayının sonunda tartışılacak ve ortaya çıkan stratejik yaklaşım kitaplaştırılacak.

Bu tür araçlar, ülkemizde "yeniden  öğrenme" (relearning) sürecinin başlatılmasında rol oynayabilir. Dahası, kamu altyapı yatırımlarının ekonomik getirisini artırır.  

Tüm yazılarını göster