Teknoloji ve işsizlik

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Ünlü fotoğraf paylaşım sitesi Instagram 2012 yılında Facebook tarafından 1 milyar dolara satın alındı. Sitenin 30 milyon müşterisi vardı. Kaç çalışanının olduğunu tahmin edebilir misiniz? Söyleyeyim: Satıldığı yılda firmanın çalışan sayısı 13 kişi idi. Söz fotoğraftan açılmışken bir başka firmayı, Kodak’ı hatırlayalım. Dijital teknolojinin olmadığı dönemde Kodak marka filmler satın alırdık. Fotoğrafçı dükkanlarında hep o firmanın güzel posterleri olurdu. Bu 131 yıllık firma, 2012 yılında iflasını ilan etti. Açıklananlara göre firmanın 5,1 milyar dolar varlığına karşılık 6,8 milyar dolar borcu ve 43 bin çalışanı vardı. Anlı şanlı günlerinde çalışan sayısı 140 bin olmuştu. Instagram ve Kodak olaylarında rol oynayan önemli faktör, teknoloji idi. Birisi dijital teknolojinin getirdiği avantajı kullanmıştı. Diğeri ise teknolojik  gelişmelere yeterince hızlı ayak uyduramamıştı.

Teknoloji, yaşamımıza yeni boyutlar, kolaylıklar ve hız kazandırıyor. Örneğin, klasik fotoğraf olayında her bir aşama başlı başına bir mesele idi.

Filmi almak, filmi takmak, fotoğrafları çekmek ve tüm filmi bitirmek birinci etaptı. Sonra filmi banyo etmek ve karta basma etabı gelirdi.

Basılan fotoğraflar albümleri süslerdi. Yıllar sonra da albümlerde solan resimlere bakılırdı. Bir fotoğraf paylaşılmak istenirse yeniden basılır ve kişiye yollanırdı. Şimdi dijital teknoloji sayesinde anında çekip anında bütün dünya ile paylaşmak mümkün.

Evet, teknoloji yaşamımıza kolaylıklar getiriyor; ancak işgücünün de çehresini değiştiriyor. Örneğin, yüz yıl önce Amerika’da çalışan her 3 kişiden birisi tarımla uğraşırken, teknoloji sayesinde bu oran şimdi yüzde 2 ve üretim çok daha fazla.  Bu olguyu, tarım işçilerinin yaklaşık yüzde 30’luk bir kısmının işini kaybettiği biçiminde yorumlayabiliriz. Teknoloji  sadece bedeni ile çalışanları da etkilemiyor. Oxford akademisyenlerinin yaptığı bir araştırmaya göre, önümüzdeki 20 yıl içinde bugünkü işlerin yüzde 47’sinin otomasyonla ortadan kalkacağı tahmin ediliyor.

Yeni teknolojiler, insanlara işini kaybettirirken yeni iş kapıları da açıyor. Ancak yeni kapılarda çalışmak için, bu yeni teknolojilerin gerektirdiği becerilere sahip olmak gerekiyor. Bu becerilere sahip olmayanlar iş bulamayacak. Bu nedenle işsizlik, toplumları kemiren bir büyük yara olmaya devam edecek. Bu yaranın tedavisi ise, yeni teknolojiler üretecek,  yeni teknolojilere uyum sağlayacak bir işgücü yetiştirmekte.

Çözüm, eğitimde. Ama yaratıcılığa, gerçek öğrenmeye önem veren, öğrenmeyi öğreten, kaliteli bir eğitim sistemine ihtiyaç var. Sadece sınava ve diploma denen kağıt parçasına odaklanmış, politik emeller uğruna yaz-boz tahtasına dönmüş, diplomalı cahiller ordusu yetiştiren, vizyonu donuk bir eğitim sistemine değil.

Tüm yazılarını göster