“Tatlıya bağlama”nın anlamını yarın göreceğiz

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile görüşmesini değerlendirirken, “Tatlıya bağladık” şeklinde bir ifade kullandı. Yani Erdoğan, dolaylı biçimde, kendisinin Merkez Bankası’nı ya da Merkez Bankası’nın kendisini ikna etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını söylemiş oldu. Sanki bir orta yol bulunmuştu, ima edilen buydu. 

Açıp baktık sözlüklere, “tatlıya bağlamak” ne anlama geliyor diye. Türk Dil Kurumu’nun deyimler ve atasözleri sözlüğü, “Kavgalı bir işi gönül hoşluğu ile bitirmek” diye tanımlıyor bu kavramı. Bir başka tanım da “Sorunlu bir işi iyi bir biçimde çözmek” şeklinde bir açıklama getiriyor. Saygıyla bir kez daha andığımız merhum Ali Püsküllüoğlu da Türkçe deyimler sözlüğünde “tatlıya bağlamak” kavramını, “Kavgalı, tartışmalı bir işi ya da konuyu anlaşarak, gönül hoşluğuyla sona erdirmek, iki yanı da hoşnut edecek bir çözüme ulaştırmak” biçiminde açıklıyor. 

Türk Dil Kurumu da, Ali Püsküllüoğlu da tatlıya bağlamayı iki tarafı da hoşnut edecek bir çözüm olarak tanımlıyor. Yani şu durumda Saray-Merkez görüşmesinden iki taraf da hoşnut kalmış olmalı. Peki bunun sonucu nasıl olacak ki? 

Erdoğan faizin indirilmesinden yana, bu açık. Söz konusu görüşme sonrası yapılan açıklamaya da bu istek yine yansımış durumda. Faiz konusu vurgulandığına göre, herhalde artırım değildir kastedilen. 

Öbür tarafta Merkez Bankası sayfalar dolusu sunumun can alıcı bölümünü faiz nasıl indirilir sorusuna yanıt vermek için ayırdı. Ya da, örtülü biçimde hangi durumda faiz indirilmeze yanıt verildi. 

Şu durumda, tatlıya bağlamaktan ne anlamamız gerekiyor. Çünkü faiz konusunda bir orta yol yok ki. Üç olasılık var ve bunların her biri de bizi başka yönlere götürecek.

Faizi ya artırırız, ya sabit tutarız ya da az veya çok bir indirime gideriz. 

Şu dönem için bir faiz artışı olasılığı gündemde yok. Belki olması gerekir de, şu koşullarda söz konusu değil. 

Geriye iki olasılık kalıyor, faizi sabit tutmak ya da indirmek. 
Geldi çattı 17 Mart, yeni toplantı. Merkez Bankası yarın ne yapacak? 

Eldeki veriler (bizim görebildiğimiz) “Ne faiz indirmesi, hele hele bu gidişat karşısında” diyor. Saray- Merkez görüşmesi sonrasında bile doların 2.60’ın altında kalması sağlanamamış, biraz gerileyen kur yeniden artmış ve bu artışın devam etmesini kaçınılmaz hale getirebilecek gelişmeler de adeta kapı arkasında pusuda... Bu durumda faiz indirmek büyük hata olacak gibi. 

Ama Erdoğan, ya “tatlıya bağladık” derken, kendi isteğinin kabul edildiğini kastetmişse... Yani Merkez, Saray’dan faiz indirimi talimatına “Başüstüne” diyerek ayrılmışsa... 

Bu durumda yarın Merkez’den az da olsa bir faiz indirimi kararı çıkmasını bekleyebiliriz. Bu sürpriz olur mu? Ekonomi penceresinden bakarsanız olur, siyaset penceresinden bakarsanız olmaz! Hem Türkiye’de ekonomi kaç zamandır ekonomik temeller üstünden yürüyor ki... 

Dolayısıyla yarınki toplantı, her türlü karara açık bir toplantıdır. Ali Babacan ve Erdem Başçı, bir olasılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı en azından yarınki toplantı için ikna etmiş olabilirler. Çünkü yarınki toplantı sonrasında bizi bekleyen iki önemli açıklama var. 

FED, sabırlı olmaya devam edecek mi? 

Birincisi 18 Mart Çarşamba günü FED’in yapacağı toplantı. Tüm dünya adeta nefesini tuttu, FED’in bu toplantı sonrası yapacağı açıklamada faiz artırımı için “sabırlı” olunacağı ifadesine yer verip vermeyeceğine odaklandı. Bir tek sözcük, evet bir tek sözcük tüm dünyanın gözünü bu toplantıya çevirmesine yol açabiliyor. 

FED’in toplantısının, bizim PPK toplantısından bir gün sonraya denk gelmesi bir talihsizlik olarak da yorumlandı. Hatta, PPK toplantısını FED toplantısı sonrasına bırakmamızın iyi olacağı bile dile getirildi. 

O yüzden, Merkez Bankası FED’in ne yapacağını bilemeyeceği için, sanki yarınki toplantıda bir faiz indirimine gitmez gibi görünüyor. Ama dedik ya, geçen haftaki görüşmede Saray’dan bir talimat alınmışsa, bilemeyiz. 

Bir de Fitch var 

Bu haftayı kritik hale getiren bir karar da 20 Mart Cuma günü derecelendirme kuruluşu Fitch’ten gelecek. Fitch, Türkiye’nin kredi notuna ilişkin olarak daha önceden belirlediği takvim uyarınca cuma günü bir açıklama yapacak. 
Fitch’in Türkiye’nin kredi notu ya da görünümünde bir değişikliğe gitmeyeceği bekleniyor, daha doğrusu umuluyor. Çünkü not ya da görünümle ilgili olumsuz bir karar, bizi çok fazla sarsabilir. 

Fitch, Türkiye’yi durağan görünümüyle yatırım yapılabilir en düşük kademe olan “BBB-” notuyla değerlendiriyor, bunu da hatırlatmış olalım. 

Siste hız yapılır mı? 

Merkez Bankası’nın önünde kalın bir sis perdesi var. Çarşamba ve cuma günkü toplantı ve açıklama... Siste hız yapılır mı, maceraya girişilir mi, yarın öğleden sonra göreceğiz. 

Hem madem sorun tatlıya bağlandı, yani bir şekilde Merkez’in de isteği oldu, şu durumda maceraya atılmanın ne anlamı var. 

Yarın faiz indirilirse... Bir; ya Merkez aslında faiz indiriminden yana... İki; ya tatlıya bağlanan bir şey yok... Üç; ya FED’in sabırlı davranmaya devam edeceğini ve Fithc’ten sevimsiz bir karar çıkmayacağını biliyoruz, dolayısıyla bu bilgiler de faiz indirimine fırsat veriyor.

Tüm yazılarını göster