Tasarruf sahibinin kafası allak bullak!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com





Hani biraz da parası olmayanların avuntu olarak dile getirdikleri "paran var mı, derdin var" sözü, paranın durduğu yerde erimesinden, enflasyon kadar bile getiri sağlayamamasından dolayı, sanki giderek gerçeğe dönüşüyor. Tasarruf sahibi ne yapacağını şaşırmış durumda, elindeki paranın hiç olmazsa enflasyona yenilmemesini sağlamaya çalışıyor.  

TL'den şaşmayanlar, mevduattan kazanç elde edemiyor; faizle oluşan getiri enflasyon tarafından silip süpürülüyor. Aynı şekilde devlet iç borçlanma senetlerinden ya da fonlardan elde edilen getiri de üç aşağı beş yukarı mevduat faizi düzeyinde, yani bu araçlarda da reel getiri neredeyse yok…

"Ne varsa dövizde var" diyenler, dövizin gün gelip fırlayıp gideceğini umanlar, arada küçük oranlarda getiri elde etse de, çoğu kez reel kayba razı oluyor…

Hisse senedi deseniz, çok riskli ve zaten bu yüzden çok az sayıda tasarruf sahibini çekebiliyor…

Altın her zaman en güvenilir tasarruf aracı olarak görülüyor görülmesine ama, sanılanın aksine altın da kimi dönemlerde değer yitiriyor.

Bütün dönemlerde zarar var  

TÜİK; mevduat, hisse senedi, dolar, euro ve külçe altın için aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık olarak reel getiri hesabı yapıyor.

Mayısta dolar ve mevduatta reel getiri oluşmuş, diğer yatırım araçları kaybettirmiş.

Mayıs itibariyle üç aylık dönemde yalnızca dolarda kazanç var.

Son altı ayda bu kez Borsa'nın reel kazanç sağladığı görülüyor.

Son bir yıllık dönemde ise altın ve dolar reel kazanç sağlamış.

Hepsine para yatırılmış olsaydı…

Bir tasarruf sahibi düşünün. Bir yıl, altı ay, üç ay ve bir ay önce tüm tasarruf araçlarına, yani mevduata, hisse senedine, dolara, euroya ve külçe altına 100'er lira yatırmış olsun. Bu tasarruf sahibi, bir yıl önceki 500 liralık tasarrufundan dolayı mayıs sonu itibariyle yüzde 1.75 zarara uğrardı.

Altı ay önce yapılan 500 liralık tasarruftan kaynaklanan reel zarar yüzde 4.45 olurdu. Üç ay öncesinin 500 lirası yüzde 3.1 kaybettirir, mayıs başında yapılan 500 liralık tasarruf da sahibine bir ayda yüzde 1.46 zarar ettirirdi.

Tablo çok açık. Tasarruf sahibi, reel getiri elde etmekten uzak; anaparasının erimesini önleyemiyor, bir başka ifadeyle cepten yiyor. Ama buna rağmen yine de tasarruflarda bir erime yok. Mevduat da artıyor, bankalardaki döviz hesapları da. Kaldı ki, döviz tasarrufunun tümünün bankalarda olmadığı da biliniyor. Döviz tevdiat hesaplarında zaman zaman görülen dalgalanma, tasarruf sahibinin daha bilinçli hareket ediyor olmasının bir sonucu. Tasarruf sahibi artık kur yükselince dövizini satıyor, düşünce yerine koyuyor.

Getiri yok, ama harcama sınırlı

Tasarruf edilen para reel olarak artmıyor, hatta geriliyorsa normalde beklenen davranış biçimi, o tasarruftan vazgeçmektir. Ama bir şartla; geleceğe güvenle bakılabiliyorsa…

Enflasyonla başa baş, hatta biraz aşağıda gelir getirse de ileride o tasarrufa ihtiyaç olacağı düşünülüyorsa, gelecek kaygısı varsa, tabii ki harcamaya yönelinmez ve tasarrufa devam edilir.

Türkiye'de yapıldığı gibi…



 

Tüm yazılarını göster