Tarımsal iletişim, yayım ve eğitim üzerine

Ekonomi ve iş dünyasının birçok alanın­da olduğu gibi tarım sektörünün de so­runlarının temelinde paydaşların birbirle­rini yeterince anlayamamaları yatıyor.

Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE aykut.gul@dunya.com

Ekonomi ve iş dünyasının birçok alanın­da olduğu gibi tarım sektörünün de so­runlarının temelinde paydaşların birbirle­rini yeterince anlayamamaları yatıyor.

Akademik dünya, geniş toplum kesimle­rine bilgi aktarımında daha etkili iletişim kurabilmeli. Akademik çalışmaların, yazılı veya sözlü, geniş toplum kesimlerine akta­rılmasında daha basit, sade ve yalın bir dil kullanılması gerekiyor. Ancak muhteme­len akademik performansa katkısı olmadı­ğından veya “sırça köşk” eleştirilerinin bir ölçüde doğruluğundan bunu yapan akade­misyen sayısı sınırlı.

Üçlü sac ayağı

Akademisyenlerin, üretici ve yayımcılar­la temaslarının azlığı ve farklı önceliklere sahip olmaları bu kopuşu artırıyor…

Akademisyenin önceliği, tarım sektörü­nün sorunlarına çözüm bulan projelere ve araştırma faaliyetlerine odaklanmaktan çok, konunun bilim dünyasındaki popüla­ritesi, iyi dergilerde yayınlanabilirliği ve nihayetinde akademik aşamalarına katkı sağlaması olabiliyor.

Öte yandan üreticinin sorunları, belirli ölçüde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın araş­tırma enstitülerine gelirken üniversitelere ise daha azı ulaşabiliyor.

Yayım elemanları ise daha çok Bakan­lık bünyesinde görev yapıyor. Ancak onlar da daha çok bürolarında, desteklemeler vb. kırtasiye işlerine odaklanmış oluyor ve sa­haya inemiyorlar. Bakanlığın son dönem­lerdeki e-devlet ve tarım cepte uygulama­ları bu yoğunluğu bir ölçüde azalttı. Özel sektör ve tarımsal örgütler ise yayım faali­yetlerinde fazla etkin değil.

Aslında iletişimden başlayarak tarım sektöründeki eğitim, yayım ve iletişim ko­nularına girmiş olduk. Bu anlamda meşhur üçlü sac ayağı da az önce gözünüzde can­landı sanırım: Üretici, yayımcı ve araştır­macı…

Yapay zekanın hayatımıza girmesiyle birlikte tarım sektöründe de değişim ve ge­lişim süreci hızlandı. Bunun sonucunda ye­ni bilgi üretimi arttı.

Ülke olarak en önemli meselemiz; ihtiyaç duyulan, acilen sahaya aktarılması gereken bilginin yeterince üretilememesi. Bunun nedeni ise bahsettiğimiz üçlü sac ayağının iyi çalışmıyor olması.

1990’larda, danışman hocam Prof. Dr. Onur Erkan koordinatörlüğünde Toros Dağ köylerinde uyguladığımız Çiftçilik Sistem­leri Araştırması yaklaşımı, multidisipliner ve üniversitenin yayım boyutuyla da dahil olduğu örnek proje. Somut ekonomik so­nuçları olan bu tür çalışmalar desteklen­meli ve bu üçlü sac ayağı güçlendirilmeli.

Sözleşmeli üretim süreci bir fırsat olabilir

Tarım işletmelerinden gelen sinyallerin, hızlı bir şekilde karar vericilere aktarılma­sı ve sağlıklı politikaların zamanında oluş­turulması; Tarım ve Orman Bakanlığının, reaktif değil proaktif olması, sac ayakları­nın yere sağlam basmasına bağlı.

Tarımın doğası gereği, sahadaki tepkiler gecikmeli olarak alındığından (Örümcek Ağı Teoremi), bu gecikmeli tepkiler deva­sa boyutlara geldiğinde gerek zaman gerek­se kaynak bakımından sıkıntılar yaşanıyor.

Pazar, üretim tekniği, işletmecilik, des­teklemeler vb. bilgiler, çok dinamik bir or­tamda, sürekli değişiyor, yenileniyor ve hızlıca ilgililerine aktarılması gerekiyor.

Bu süreçte tarımsal danışmanlık siste­minin etkinliği de yeniden değerlendiril­meli.

Araştırma ayağında üniversiteler ve araştırma enstitüleri; yayım ayağında ka­mu, özel sektör, tarımsal örgütler ve ön­der çiftçiler başta olmak üzere, üçüncü ve en önemli ayak olan üreticinin daha etkin ve daha kârlı üretebilmesi için seferber ol­malılar.

Ezcümle; bu üçlü sac ayağının en etkin şekilde çalışabilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı, sözleşmeli üretim sürecini de iyi değerlendirerek, paydaşlarla birlikte yeni bir sistemi hayata geçirmeli.

Tüm yazılarını göster