TÜİK tarafından 2008 yılı yoksulluk çalışmasının sonuçları açıklandı.
- Türkiye'de nüfusun yüzde 17.11'ini oluşturan 11 milyon 933 bin kişi gıda ve gıda dışı harcamalarda yoksulluk sınırının altında.
- Tarım kesiminde çalışanların yoksulluk oranı 2007'de yüzde 32.05 iken 2008 yılında artmış ve yüzde 37.97'e yükselmiş.
- Ücretli ve maaşlıların (bunların çoğu kamu çalışanı) yüzde 5.93'ü yoksul iken
- Yevmiyelilerde yoksulluk oranı yüzde 28.56 'ya çıkıyor.
- Aile işçilerinde yoksulluk oranı yüzde 32.03 olarak belirlenmiş.
Yoksulluğun nedeni, ülkede gelirin nüfus kadar hızlı artmamasıdır. Gelirin artması üretimin artmasına bağlıdır. Ülkede üretim artmayınca gelir de artmıyor. Fakirlik tırmanıyor.
Üzerinde esas durulması gereken nokta tarımda çalışanlar arasında yoksulluğun artmasıdır.
Bu gösterge, tarım politikalarının başarısızlığını ortaya koymaktadır.
Tarımda arazi var, boş insan var. Üretim yapılamıyor. Çünkü üreten ürününü satamıyor. Ürünü para etmiyor.
Bu tablo karşısında ne yapılabilir?
Ah-vah ile dövünülür mü, yoksa çare mi aranır?
Kısa sürede işsizlere iş bulmak, çalışanların gelirini artırmak imkansızdır. Devletin ve özel sektörün de bunu yapacak imkanı yok.
Bu nedenle yoksullar kendi kaderleri ile baş başa mı bırakılacak?
Devletin görevi yoksullar iş ve aş buluncaya kadar onlara destek vermektir. Bu da sosyal politikaların geliştirilmesi ile olur. 2010 yılı bütçesi hazırlanırken devlet sosyal destek ödeneklerini artırmak zorundadır.
Üretim artışında kısa sürede sanayide üretimi canlandırmak mümkün olmayabilir. Ama tarımın özelliği vardır.
2010 yılı tarım destekleme politikaları tekrar gözden geçirilir ve talebi olan (ithal edilen) tarım ürünleri üretiminin teşviki sağlanır ise, tarımda 2010 yılında önemli ölçüde gelir artışı sağlanabilir.
Tekrarda yarar vardır. Önemli olan rakamları değerlendirerek sorunlara çözüm getirecek politikalar üretmektir. Bu yapılmaz ise rakamlar hiçbir anlam ifade etmez.