Zor bir coğrafyadayız. Krizlerin biri bitmeden diğeri başlıyor. Suriye’de hiç öngörülemeyen ve çok hızlı sonuçlanan bir rejim değişikliği oldu.
Heyet Tahrir Şam (HTŞ), 12 günlük bir operasyonun sonucunda Başkent Şam’ı ele geçirdi. Beşar Esad ülkeden kaçtı ve Rusya’ya sığındı.
Suriye Milli Ordusu ise Suriye’nin kuzeyinde güvenli bir bölge oluşturmaya çalışıyor. Önce İdlib ve Münbiç’i, ardından Deyrizor’u terör örgütü PKK/YGP’den kurtardı.
Şimdi bir geçiş hükümetinin kurulması ve ülkede sükunetin sağlanması en öncelikli iş.
Türkiye olarak bizim gözümüz ise hala PKK/ PYD’nin işgalindeki bölgelerdeki gelişmelerde ve İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarında.
Gelinen noktayı bu şekilde özetledikten sonra yeni durumun, Türkiye ve Suriye açısından, özellikle de tarım ekonomisi boyutuyla değerlendirmesini yapacağız.
Arap çoğunluğun yaşadığı Suriye’de Türkmenler, Kürtler, Süryaniler ve diğer etnik gruplar da yaşamakta. Suriye, 23 milyon nüfusa ve 185 bin kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip.
Savaşın yanı sıra iklim değişiminin de ciddi şekilde etkilediği Suriye’nin tarımı, ülke ekonomisinde büyük yer tutuyor. Çöl ikliminin hâkim olduğu yerlerde hayvancılık, Akdeniz ikliminin olduğu kuzey ve sahil kesimlerde ise zeytin ve turunçgil üretimi yaygın. Tarla bitkileri olarak tahıllar ve baklagillerin yanı sıra tütün ve pamuk üretimi yapılıyor.
Halep ve Rakka’da, buğday, arpa ve pamuk öne çıkarken, Haseke ve Humus’ta meyve-sebze üretimi hâkim. Şam’da ise her türlü tarımsal faaliyetin yanı sıra gıda sanayinin ağırlığı da söz konusu.
15 yıl öncesine kadar bir milyon hektarın üzerindeki bir alanda sulu tarım yapılıyorken, yeraltı su kaynaklarının azalması ve sulama tesislerinin savaşta zarar görmesiyle sulu tarım yok denecek seviyeye inmiştir.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamasına göre ülkemizdeki Suriyeli sayısı üç milyonun altına düşmüş durumda (2 milyon 936 bin). Suriye’deki son gelişmeler üzerine geri dönüşler 1,5-2 katına çıkmış durumda.
Şimdi ilk akla gelen sorular şunlar: Suriyelilerin ne kadarı ülkelerine geri döner? Ülkemiz istihdamı ve işgücü talebi açısından bir sorun oluşturur mu? Suriye’nin yeniden imarında Türkiye’nin rolü ne olur? Her iki ülke açısından fırsatlar ve tehditler neler olabilir?
Bu soruları, özellikle tarım ekonomisi boyutuyla değerlendirmeye çalışacağız.
Ülkemizde ailesiyle yerleşik düzene geçmemiş olan Suriyelilerin dönme ihtimalleri daha yüksek görülüyor. Suriyelilerin en az yüzde 80’inin ülkelerine döneceğine dair hâkim görüş var. Bu ise 2,3 milyondan fazla Suriyelinin ayrılması anlamına geliyor. Bunun ülkemiz ekonomisine olası yansımaları şunlar olabilir:
Tarımda, mevsimlik işçi olmanın ötesinde tüm yıl boyunca çadırlarda veya konteynerlerde yaşayarak, tüm aile boyu, günde 15-16 saate varan iş yükü ile çok konuşulmayan Suriyeli tarım işçileri gerçeği var. Ayrıca kayıt dışı olarak ve çok ucuza çalışan çocuk işçiler de azımsanmayacak bir oranı teşkil eden bir sosyolojik durum.
İnşaat, deri sanayi, tamir-bakım, tekstil vb. birçok diğer alanlarda da varlar. Bu kısma çok girmeyeceğiz.
Örneğin, Çukurova’ya mevsimlik olarak Doğu ve Güneydoğu’dan gelen işgücünün yerini önemli ölçüde Suriyeliler aldı. Bugün Çukurova’daki tarım işçilerinin yüzde 80’i Suriyeli… Yaz döneminde pik yapan işçi sayısı kış döneminde azalsa da sıfırlanmıyor.
Tarım işçileri brüt asgari ücretin 1/30’u kadar yevmiye alıyorlar. Tarım sigortasını kendilerinin yaptırmaları gerekiyor, ancak genellikle yaptırmamayı tercih ediyorlar.
Artık Güneydoğu işçisi Çukurova’ya gelmiyor. Suriyelilerin yerine işçi temini kısa vadede zor görünüyor.
(Haftaya devam edeceğiz…)