Tahran...

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

İran Ticaret Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mohammed Nahavandian'ın davetlisi olarak gittiğimiz ve Odalar Birliği üyeleri ile Tahran ve Kaşhan şehirlerinde bulunan sanayi tesislerinin temsilcilerinin ziyaretinden oluşan 4 günlük İran turumuz dün sonlanıyor.
İş dünyasının iki ülke için fırsat diye nitelendirilebilecek taleplerini/isteklerini/düşüncelerini/Türkiye'ye olan sempatilerini/birlikte iş yapma arayışlarını haftaya paylaşacağım.
Bugün, İran'ın sosyal yaşamındaki dikkate değer değişimle başlamak istedim.
  ***
13 yıl önce Tahran'da...
Yine Laleh Parkı'nda...
Çarşaflı/peçeli kadınla birlikte yürüyen erkeklerin durdurulup sorgu sualden geçirildiği fotoğraf dün gibi aklımda; Dönemin Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'i takip ederken, heyetten ayrılıp Firdevsi'de fotoğraf çekmeye başlayınca, bir grup polis tarafından engellendiğim de.
  ***
Önceki gün Tahran'da...
Gazetemizin Ankara Temsilciliği'nden, İran Ülke Dosyası hazırlığı içinde olan Fulya Kazaklı, İran Ticaret Odaları Birliği Protokol Sorumlusu Sama Nejad ve eski diplomat Hasan Ağa ile Laleh Parkı civarındaydık...
Saçları kapatmakla görevli, kafada toka gibi duran 'eşarp' dedikleri 5-6 parmak kalınlığındaki bandı, kuaförde şekillendirilmiş saçları arasında kaybetmeyi başaran kızların badminton maçlarını izledik...
Kızlı erkekli voleybol maçında, kan ter içinde sarmaş dolaş olan gençlerin coşkusuna ortak olduk...
Neredeyse herkesi el ele görünce, "Elele gezmek için zorunluluk mu getirildi?" sorusuna yanıt aradık...
Odalar Birliği'nin arkasındaki Sanat Parkı'nda ise resim ve heykele yoğunlaşmış, mutlu oldukları her hallerinden belli yüzlerce, abartmıyorum yüzlerce genci görüp kendimizi sorguladık...
Adres sorduğumuz gençlerin, neredeyse tamamının, güler yüzleriyle sorduğumuz adrese kadar eşlik etme isteğini görüp mahcubiyet ve hayranlık seline kapıldık...
Türk olduğumuzu duyunca gösterilen abartılı saygı ve sevgiyi, sorularımıza Türkçe karşılık verilme isteğini görüp duygulandık...
İstanbul ve Antalya dışında Tekirdağ'a kadar 15-20 şehrimizi sıralayıp, görmek istediklerini söyleyenleri, o anda 5-10 uçağa doldurup göndermek istedik...
TL/Dolar paritesinin bizde 1.80'lerdeyken, İran'da 1.50'den işlem gördüğünü, TL'ye değer verildiğini gördük ve gururlandık...
Uç örnekler gibi geliyor size ama biz sadece 4 günde bu fotoğraflara alıştık.
  ***
Gençlerin eğitimdeki donanımları da fark ediliyor.
O gençler şehirlere ve görevlerine göre 150 ile 2 bin dolar arasında maaş alıyor.
Ve gelecek dönemin, çok iyi bir dönem olacağına inanıyor.
Ambargolu dönemi kimi şans, kimi şansızlık olarak niteliyor.
Hatta biri şöyle diyor:
"Sizin yerüstü, bizim yeraltı zenginliklerimiz var.
Bu zenginliklerimizi bugüne kadar değerlendiremediğimiz ortada.
Ama artık herkes bunun farkında.
Günlük 8-10 milyon varil petrol çıkartabilecekken ve bunu rafine edip son ürüne dönüştürebilecekken, 3 milyon varil ham ürün üretmeyi tercih edebiliyoruz.
Altın, bakır ve gümüş yataklarımızı, rezervleri dudak uçuklatacak rakamlar olarak açıklandığı halde kullanmıyoruz.
Fazla üretirsek bu değerli madenlerin tüm dünyada fiyatının düşeceği biliyoruz.
Bu madenlerin fiyatının yüksek kalmasını isteyenlerin olduğunu da biliyoruz.
Sizde de benzer şeyler var, bunları okuyoruz."
  ***
Kısacası İran'da farklı bir döneme girildiğini gördük.
Gençler başta olmak üzere halkın ve iş dünyası temsilcilerinin Türkiye'ye olan sempatisini/sevgisini/beklentisini de görünce bölgenin geleceği için umutlandık.

Tüm yazılarını göster