Tahran (2)

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com
 
Geçtiğimiz haftaki yazımızda Tahran'da yaşadıklarımızı, sosyal hayatı ve siyasetçilerden iş dünyasına, STK temsilcilerinden öğrencilere kadar Türkiye'ye olan sempatiyi anlatmıştık.
İran'da ki fırsatları göz önüne seren somut istekleri/teklifleri ise bu haftaya bırakmıştık.
* * * 
Herkesin bilmesi gereken bir ayrıntıyla/gözlemle başlayayım:
Ambargoya rağmen tüm dünya İran'da…
Tahran'da…
Kaşhan'da…
Şiraz'da…
Ardabil'de…
Meşet'te…
Tebriz'de…
35'in üzerinde Serbest Bölge'de, 3 binin üzerinde yabancı firma üretimde…
Ambargo için direnen Almanı da, Fransızı da, İspanyolu da, Amerikalısı da İran'da…
Türkler mi?
Yine listenin sonunda!
Nüfusunun büyük bölümü Türkçe konuşan Tebriz'in yakınlarındaki Serbest Bölge'de dahi Türk üretici sayısı 20 civarında.
Halkı anlaşabileceğimiz seviyede Türkçe bilen diğer bölgelerde ise Türk firmalara rastlanmamakta.
* * * 
Bu fotoğraf ışığında İran Ticaret Odaları Birliği üyelerinden Dr.Jalal Ebrahimi dedi ki:
"Ana dilimiz gibi Türkçe biliyoruz.
Sınırda, Türk kardeşlerimizle ortak fabrikalar kurmak istiyoruz.
Çimentosundan, makinesine kadar her şeye ihtiyacımız var.
Üretimde maliyetleri düşürecek girdilere sahibiz.
Kalifiye bir işçinin yıllık maliyeti Türkiye'de en az 13-14 bin dolarken, İran'da 3-4 bin dolar civarında.
Elektriğin maliyeti 2 cente kadar düşüyor.
Ayrıcalıklı bölgelerde vergi yok.
Petrol var, doğalgaz var.
Sermaye var, bilgi var, pazarlar var…
Buna rağmen Türk kardeşlerimizi birlikte yatırıma ikna edemiyoruz.
Buna da çok üzülüyoruz."
* * *
Cumhurbaşkanı'nın Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Yardımcısı Ali Saeidlou dedi ki:
"Ambargo iki ülke için tehdit değil altın bir fırsat yaratıyor…
Sınırda, elele verip elektrik santralları kurabiliriz…
Bizde doğalgaz ve petrol, sizde sermaye ve pazar var, rafineriler kurabiliriz…
Ağrı yakınlarında bir endüstri bölgesi kurup ortak üretimi burada yapabiliriz…
Otomobili birlikte üretebiliriz…
20 milyar dolarlık ticaret hacmi komik, 2013'te 35 milyar dolara çıkarabiliriz…
2-3 yıl içerisinde ticaret hacminde 50 milyar doları bulabiliriz…"
* * *
Neredeyse herkesin otomobili var İran'da…
3 şeritli yolun, her an 5-6 şeritle iş görme zorunluluğu bu yüzden…
Herhangi bir caddede karşıdan karşıya geçmek, deveye hendek atlatmaktan beter…
O trafikte, SAIPA markasının egemenliği hakim… 
20 yıl önce Türkiye'de Tofaş neyse, bugün İran'da SAIPA o…
Her yer SAIPA…
Tahran'da ki fabrikalarının dışında, tamamı yerli olan otomobilleri Tiba'nın fabrikasını gezdik Tahran'ın 300 kilometre güneyindeki Kaşhan'da…
SAIPA'nın Yurtdışı Sorumlusu Mehdi Karbasi ve Avrupa/Asya Sorumlusu Maryam Shaabani 7 saati bulan yolculuk sırasında, Türkiye ile birlikte yapılabilecekleri neredeyse bir dakika dahi ara vermeden, yerlere göklere sığdıramadan anlattılar.
Kısaca şöyle diyor Karbasi ve Shaabani,
"5 bin dolara sattığımız Tiba modeli de var, 50 bin dolara sattığımız modellerimiz de…
Teknolojisini geliştirdiğimiz birkaç modeli Türk kardeşlerimizle, Türkiye'de üretmeyi planlıyoruz.
Bunun için uzunca bir süredir girişimlerimizi sürdürüyoruz."
* * *
Ambargo ve Türkiye'ye olan sempati, İranlıları Türkiye ile birlikte ortak üretim yapmaya zorluyor.
Her gittiğimiz yerde girdi maliyetlerinin (İşçi, enerji, navlun…) Türkiye'ye göre katbekat düşük olduğu vurgulanıyor.
Türklerle İranlıların dosttan da öte kardeş olduğunun altı çiziliyor.
İş dünyamız ise girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ve rekabet dezavantajından şikayet ediyor.
Bu fotoğraf, ekonomide 'tamamlayıcılık' denilen şeyin somut olarak karşımızda durduğunu gösteriyor.  
 
Tüm yazılarını göster