Sürdürülebilirlik sorumluluk mu, yükümlülük mü?

Dünya, tüm canlılarla birlikte pay­laştığımız yuvamız. Gezegenimizde yaşamın sağlıkla sürmesi, ekosistemin dengede olmasına bağlı. İnsan kendini merkeze alarak yuvasını yıkıyor.

Endüst­ri devrimi ile başlayan süreçte çok hızlı ve büyük teknolojik gelişmeler yaşandı. Kitle iletişim araçları yaygınlaştı, dijital devrim fiziksel sınırları kaldırdı. Gezege­ne hakim olan insan, istediği an istediği her şeye sahip olabilme konforuna ulaştı. “Dünya iyiye gidiyor, gelişiyoruz” gibi gö­rünüyordu. Peki ama kimin için?

Sorunların kaynağına bütünsel bakmak

21. yüzyıla geldiğimizde insan gezege­nin doğal dengesini bozmuş görünüyor. Doğal kaynakların kullanımı, iklim de­ğişikliği ve çevre sorunları öne çıkıyor. Ancak bunlar süreç içinde ortaya çıkan sonuçlar. İnsan, yarattığı olumsuz sonu­çları çözmek için sorunların kaynağına bakmak zorunda. Duruma bütünsel bir yaklaşımla bakmak gerekiyor. Dünya üze­rinde yaşayan insan toplulukları arasın­da ekonomik ve sosyal denge, cinsiyet ve eğitim eşitliği, üretim ile tüketim biçim­lerinin ekosisteme etkisi gibi konularda iyileştirmelere ihtiyaç var.

Değerleri davranışları dönüştüren sosyal sürdürülebilirlik

Her kurumun paydaşları ile birlikte dö­nüşüm için güçlübir etki alanı bulunıyor. Bu nedenle kurumların sürdürülebilirlik odaklı toplumsal fayda programları geze­genin geleceği için oldukça değerli.

Kurumsal sosyal sorumlulukta 30 yı­la yakın deneyimini sürdürülebilirlik odaklı uluslararası ödüllüprojelerde bu­luşturan SUCSR Kurumsal Sürdürülebi­lirlik Danışmanlığı Genel MüdürüAsya Deniz Akyol Podcast konuğum oldu. Ko­lektif gelecek yaratma sürecinde kurum­sal sosyal sorumluluk ile sürdürülebilir­lik arasında nasıl bir bağlantı var? Etki­li kurumsal sürdürülebilirlik için sosyal sorumluluk çalışmasının temel özellikle­ri neler olmalı? Bu soruların cevaplarını ona sordum.

Sürdürülebilir ekonomik gelişim için işletmelerin yükümlülüğü

Tüketci değerlerini, davranışlarını, zih­niyetini ve kültürünüdeğiştiren ve etkisi ölçülebilir değerler yaratan sosyal sorum­luluk projlelerinin önemine değindi. Ve şunları söyledi: Sürdürülebilirlik için işdünyasının taahhütlerine ve aksiyonları­na ihtiyaçvar, çünkükurumların etkileri çok büyük.

Sürdürülebilirlik aynı zaman­da kurumlar için bir pozisyon alma süreci. Bugünün ve yarının küresel sorunları kar­şısında risk ve fırsatları bugünden oku­mak, anlamak ve buna göre hizalanmak. İyi bir yönetişim ile şirketi geleceğe hazır­lamak. Şirketin ürün ve hizmet sunduğu alan ile bağlantılı net bir fotoğrafını çek­mek. Olası küresel sorulara göre planlama, yol haritası, strateji belirlemek ve inovo­tatif yatırımlar yapmak. İşletmeler sonsuz süreler için kurulur ve varlıklarını sürdür­mek için bu adımları atmak zorundalar.

Dünya İşKonseyi diyor ki: Sürdürülebi­lir gelişim; çalışanlarla, aileleriyle, yerel toplumlarla ve yaşam kalitesini iyileştir­mek için genişanlamda toplumlarla bir­likte çalışmak. Sürdürülebilir ekonomik gelişime katkıda bulunmak için işletme­lerin yükümlülüğü. İşte bu tanım aslında çok açıkça kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaların kapsamını da tanımlıyor.

Sürdürülebilirlik neden mi yükümlülük?

Çünkübugün çocukları ve gençleri sa­tın alma tercihi yaparken “Sunduğunuz ürün ve hizmet gezegenimizde nasıl bir çevresel, sosyal, ekonomik etki bırakı­yor?” diye soracak. Hazır mısınız?

* Asya Deniz Akyol ile sohbetimizi din­lemek için: Sürdürülebilir Yaşam Okulu Podcast #079 Değerleri Davranışları Dö­nüştüren Sosyal Sürdürülebilirlik