Sürdürülebilir büyüme hızı

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Türkiye ekonomisi 2011 yılının ilk 9 ayında G20 ülkeleri içinde Çin'den sonra en hızlı büyüyen ülke oldu. İlk 9 aylık sonuçlara göre milli gelir %9,6 büyüdü. Yılın tümünde büyümenin %8 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Büyümeye paralel sanayi şirketlerinin faaliyet karlarında %20 civarında artış olduğu tahmin ediliyor.

Merkez Bankası'nın fiyat istikrarının yanı sıra finansal istikrarı da hedeflediği yeni ekonomi politikasını uygulamaya başlayalı bir yılı askın süre geçti. Ekonomi yönetimi 2011 yılı basında enflasyonu, büyümeyi ve cari açığı %5 civarında hedeflemişti. Son açıklanan veriler, 2011 yılında büyümenin %8 düzeyine, enflasyon ve cari açığın ise %10 civarına yükseldiğine işaret ediyor.

Piyasaların ekonominin genel dengelerini bozacak kadar fazla olan büyümeye tepkisi negatif oldu Ekonomideki hızlı büyümeye ve şirketlerin faaliyet karlılığının artmasına rağmen Türkiye 2011 yılında gelişmekte olan ülkeler liginde en kötü performans gösteren oyunculardan birisi oldu.

MSCI Türkiye %37 değer kaybı ile Mısır ve Hindistan'dan sonra en çok gerileyen borsa endeksi oldu. Merkez Bankası'nın Ağustos ayından beri yaptığı müdahalelere rağmen Türk lirası dolara karsı %18 değer kaybetti. Ekim ayındaki sok parasal sıkılaşma sonrasında Türkiye DİBS'leri dolar bazında %16 gerileyerek yılı son sırada bitirdi.

Büyümenin bu kadar güçlü olduğu bir dönemde Türkiye piyasalarında yaşanan ağır kayıpların arkasında iki temel gerekçe var.  Ekonomi yönetiminin cari açığı ve enflasyonu kontrol altına alacak sürdürülebilir bir büyüme ortamı yaratabileceğine güvenin azalması. En büyük iktisadi ortağımız Avrupa'daki borç krizinin dış ticaret ve finansman kanalları yoluyla ekonomide sert bir yavaşlamaya yol açabileceği endişesi.

Gül gibi büyüyoruz! Sürdürülebilirlik problemi de nereden çıktı demeyin. Gelişmekte olan ülkeler genelinde yapılan karşılaştırmalar büyümenin sürdürülebilirliği konusundaki endişelerin haklı gerekçelere dayandığını gösteriyor. 

2005-2010 dönemi için yaptığımız çalışma Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler geneline göre daha hızlı büyümemesine rağmen, cari dengesinin bozuk ve enflasyonunun yüksek olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin yüksek hızlı ve sürdürülebilir bir büyüme performansı yakalayabilmesi için yapısal reformlarını hızlandırılması gerekiyor.

Bize ayrılan yerin sonuna geldiğimiz için Avrupa'daki borç krizinin dış ticaret ve finansman kanalları yoluyla Türkiye ekonomisine etkilerine bir sonraki hafta gireceğiz. 

Tüm yazılarını göster